Hamdi YILMAZ – Bir haberi takdimimdir
Ne zaman “Türkiye kökenli filanca…” diye başlayan cümle görsem, zehir dolu şişenin kapağını açıyormuşum gibi dikkat kesilirim.. Çünkü, belli ki ardından bir Türk’e ait pozitif haber gelecek. Gelmesine gelecek ama eşek arılarının soktuğu dil gibi şişmiş kalemler öncelikle ‘Türk’ sözcüğünün itibarını sıfırlayarak işe başlayacaklar.
“Türkiye kökenli..” ne kadar da masum bir ikili değil mi.. Haberci bu cümle ile sanki size İstanbullu bir Rum’u yahut Yahudi’yi anlatacakmış izlenimi verir…
Oysa, aynı şişmiş kalemler, bir Türk’ün yediği haltı haber verecek olsalar aynı özeni göstermezler, orada da “Bir Türk şu haltı yedi..” derler. Mahsuru yok, çünkü haber ‘Türk’ açısından negatiftir..
İşte şimdi bu ayırdıma özen gösterilmiş bir haberle daha karşı karşıyayız..
Sözde Dünya’nın en saygın habercilik kurumu olan yarı resmi İngiliz Haber kurumu BBC, yukarıda özetlediğimiz mantıkla haberi aktarıyor.. “Hollanda’da Türkiye kökenli göçmen bir ailenin kızı…”
Burada bir nokta koyalım, siz soluklanırken, ben başka bir hikâye analatmak istiyorum. Sonra yine habere döneceğiz..
***
2002 kasım ayında Türkiye’de yapılan ve AK Parti’nin tek başına iktidar olduğu genel seçimlerin ardı..
Henüz Başbakan olmamış, ama partisi seçimlerde birinci çıkmış Genel Başkan sıfatı ile Tayyip Bey’in dünya ülkelerini turladığı günler..
Tayyip Bey, Hollanda’ya da gelmişti.. hem de bir uçak dolusu gazeteci ordusu ile..
Tayyip Bey, içeride Hollanda’nın çiçeği burnunda altı- yedi aylık yeni Başbakanı Jan Peter Balkenende ile görüşüyor.
Türkiye’den gelmiş gazeteci ordusu da Balkenende’nin özel kaleminde ağzı iyi laf yapan bayan görevliyi dinliyorlardı.
Kadın, Hollanda’nın ne kadar insan haklarına saygılı, ayrımcılıktan uzak ve ana dilinde eğitime önem (!) verdiğini anlatıyordu..
Herkes bu görevliyi ağzı açık dinledi, Türkiye’ye dönünce de Hollanda’nın ‘Ana dile saygısı’nı ballandıra ballandıra anlattılar. Türkiye’de yararttıkları atmosfere ise hiç girmeyelim.
Oysa o günlerde Hollanda, Türk çocuklarının haftada 2 saatlik Türkçe dersini bile çok görerek kaldırmıştı…
Uzun lafın kısası Hollanda Başbakanlık görevlisi beleşe Türk kamuoyuna ülkesinin reklamını yapmıştı..
O günkü gazetecilerden şu anda hiç biri aklımda değil. Ama şimdilerde gazeteciliği bırakmış, o gününün yarım milyonu aşkın tirajlı Hürriyet gazetesi köşe yazarı Ferai Tınç’ı asla unutmadım. O bile tuzağa düşmüş, Hollandalı kadının anlattıklarını hiç araştırmadan beleşe reklam yazısı yazmıştı..
***
Hollanda’da gazeteciliğe başladığımda 13 yaşındaki Türk kızı Zülbiye, Hollandalı komşusu tarafından öldürülmüştü.
Venlo’da bir Türk sürücü otobanda Hollandalı polis tarafından kafası beton asfaltta vurula vurula öldürülmüştü..
Amsterdam tren istasyonu yanındaki köprü altında Hollandalı bir genç kız da sırf esmer olduğu, “Kara kafa” denilen Türk’e benzediği için eşek sudan gelinceye kadar hoşafı çıkarılarak dövülmüştü..
***
Şimdi haberimize geri dönelim..
Ve Zeynep Dağ’ın haberini lütfen bu ön bilgilerin ışığında okuyalım.
Haberi BBC’den Yusuf Özkan’ın imzasını taşıyor.
“Eindhoven’ın arka sokaklarından Hollywood’a: Hollanda’da yılın etnik girişimcisi Zeynep Dağ” başlıklı haberin biz sadece başlığını ve spotunu değiştirdik. “Göçmeni çile yoğurur” başlıklı haber Gazete Balkan’ın bugünkü manşet haberi.