Hamdi YILMAZ – Yoksul insanlar köyü
Tamamı yoksul ve aç insanlarla dolu bir köyde, çiftlik yapıp, etrafı yüksek duvarlarla ve tel örgülerle çevirip huzur içinde yaşayamazsınız.
Vicdanınızın körlüğüne güvenseniz bile, yoksul ve aç köylüler sizi yalnız bırakmazlar. Çelikten zırhlarla ördüğünüz duvarların mutlaka zayıf bir tarafını bulurlar.
Klasik ve çirkin bir söylem de olsa yüzyıllardır aç ve sefil dünyayı sömürdükten sonra kendi kıtasına çekilen Avrupalı şimdi rahatsız edilmeden yaşamak istiyor. Yoksul ve aç dünyada “vize” ile ördüğü duvarların ardından paşa paşa sömürünün keyfini sürmek istiyor.
Ama yoksullar buna izin vermiyor. Kapı kapalıysa bacadan, baca tıkalıyas pencereden, pencere kapalıysa duvara açacakları delikten içeri sızmak istiyorlar. Sızacakları delikten ötesinde elde edecekleri Avrupalının artığından başka birşey olmasa da..
“Fransa 2009 yılında 173 bin 991 yabancıya yasal oturum hakkı tanıdı. Aynı yıl ülkeden 29 bin 300 kaçak yabancı sınır dışı edildi. Fransa’ya 2009 yılı içinde iltica başvurusunda bulunanların sayısı 47 bin. İltica başvurusuna olumlu yanıt alanların sayısı ise 10 bin 864. Fransa bu rakamlarla Avrupa’nın en fazla ilticacı alan ülkesi konumunda. 2009 yılında Fransız vatandaşlığına geçen yabancı sayısının da 108 bin olduğu belirtiliyor.”
Bu Fransa şimdi yeni ve sert bir yanbancılar yasası hazırlıyor. Fransız hükümeti yasa tasarısını önümüzdeki haftalarda parlamento gündemine taşıyacak. Bu yoksul ve aç insanların sırtında geçinmekten başka marifeti olmayan Meclis ve Senato’da azınlıkta olan sol muhalefet partileri, “temel hak ve özgürlükleri ihlal edeceği” gerekçesiyle tasarıya karşı çıkıyor. Göçmen haklarını koruma ve ırkçılıkla mücadele dernekleri de tasarıya karşı kampanya başlatmış durumdalar.
Demokrasi dediğimiz rejim vicdanların susup, parmakların konuştuğu bir ucube olarak kaldığı sürece Fransız hükümeti kazanacak. Diğerleri yoksulların sırtından geçinmeye devam edecek.
Kraldan çok kralcı olmaya teşne Bulgaristan, Yunanistan ve Avrupa’nın veled-i zinası Kıbrıs Rum kesiminin dışındaki 22 AB ülkesinin ortak vizesi olan Schengen vizesini almak için her yıl dünya genelinde on milyon insan başvuruda bulunuyormuş. Umut tacirlerinin bu on milyon insanın sırtından kazandıkları paranın hesabını başkalarına bırakalım. Ama içlerinde bir Romen yetkiliye “madem Romanya’da on bin Türk vatandaşı var, hepsine Romen pasaportu verin nüfusunuz artsın” diyen bizim Kayserili gibi kendisini damızlık tosun olarak görenler de var.
Kısacası ne yoksullar köyü halkına ne de bu köyde huzur içinde debdebe sürmek isteyen varsıla huzur vaad eden ortak bir sistem ufukta gözükmüyor. (3 Nisan 2010)