Hamdi YILMAZ – Bükreşli Şeytan’ın Ankaralı Kardeşi
Bükreş’te geçenlerde katıldığımız bir toplantıda, Romanya’daki mevcut USL (Sosyal
Liberal Birlik) iktidar koalisyonun büyük partisi PSD’nin (Sosyal Demokrat Parti)
mensubu ve eski Romen senatörü olan bir kişi söz Bükreş Büyükşehir Belediye
Başkanı’nından açılınca, “O Şeytandır” dedi.
Biz dahil hiç bir Türk’ün ağzından dost olduğunu sandığımız Romanya’nın idarecileri
için bu veya buna benzer bir kelime çıkmaz. Sekiz yıldır bu ülkede gazetecilik
yapıyorum böyle bir şey de duymadım. Bundan sonra duyacağımı da sanmam.
Bu sözü söyleyen her ne kadar bir Romen ise de, Türkiye’deki okurlarımın aklından
geçtiğini sandığım, “Bu adam deli mi, hakkında hakaret davası açılacağını bilmez mi?
Söyleyen Romen olsa bile bunu nasıl yazar?” gibi soruların cevabını verdikten sonra
asıl konuya geçeceğim.
Deli filan değilim. Sayın Başkan da bize ait olmayan böyle bir ifade için dava açmaz.
Açsa da, Romanya’da kaale alan yargıç olmaz. Kaldı ki, daha bir ay önce
Romanya’nın Cumhurbaşkanı “Bana ‘Domuz’ diyen kişiyi Başbakan olarak atadım”
demişti.
Böyle bir şeyi Türkiye’deki ‘Nev-î şahsına münhasır Demokrasi’ normları içinde düşünemezsiniz.
Henüz Romanya’ya ‘Nev-î şahsına münhasır Demokrasi’ gelmediği gibi teğet bile geçmemiş!
Neyse, dönelim konumuza; ‘Nev-î şahsına münhasır Demokrasi” zihniyetli bir
politikacı Romanya’ya Fenerbahçe ile Romen takımı maçını izlemek için gelmişti.
Gelmişken de, Bükreş Büyükşehir Belediye Başkanını ziyaret etmişti. Bu tip maç
öncesi misafir tarafın ziyareti adettendir.
Bizim ‘Nev-î şahsına münhasır Demokrasi” zihniyetli politikacı, konuşmasının bir yerinde Bükreş Büyükşehir Belediye Başkanı olan ve eski Romen Senatörün “Şeytan” dediği kişiye hitaben muhabbetlerini arz ederken “Biz kardeşiz” demiş.
Bükreşli ‘Şeytan’ ne cavap verse beğenirsiniz, “Olabilir, zaten benim babam çok
gezerdi”!
Şimdi siz bana Bükreşli Şeytan’ın böyle hitap edebildiği Ankara’daki politikacı
kardeşi kim diye soracaksınız, ama yazamam. İma dahi edemem, hemen tanırsınız. O
kişi de Bükreş’te yediği hakareti sineye çeker ama “Onurumla oynadı, hakaret etti”
diye de tazminat davası talebi ile avukatını Adliye’ye koşturur.
Uğraşamam.
Ama Bükreşli Şeytan’ın hakaretine maruz kalan Ankaralı politikacının herhangi bir
cevap veremediğini, hakareti sineye çekmeyi uygun gördüğünü söyleyebilirim.
Demem o ki, devletleri yada ülkelerini kendi yurtlarının dışında temsil edenlerin
işlerini konuşacakları yerde böyle, “Dostluk, kardeşlik” muhabbetine girmeleri hoş
değil. Üstelik bizimki gibi hakarete uğrama ihtimali bir yana, faydası da yok. Bugün
‘kardeşim’ dediğiniz, ailece cümbür cemaat muhabbete daldığınız kişiyi iki yıl sonra
topa tutmanız da ihtimal dahilinde.
(Bu yazı 31 Ocak 2013 tarihinde yayımlanmıştır)
***
Aradan bunca yıl geçtikten sonra bu yazıyı niçin tekrar yayınladığımıza gelince; Bükreşli Şeytan’ın kardeşi zor durumda ve Ankara’da yine gündemde. Bükreş’teki kardeşinin başına gelenlerin kendi başına da gelmek üzere olduğundan mı korkuyor nedir bilmem.