Romanya’da Türk STK’larına Batı Avrupa modeli

*Romanya Türk Toplumu’nun sorunlarının gerçek çözüm adresi neresi konusundaki tartışmalar yoğunlaşıyor

Haber – Analiz

BÜKREŞ (Gazete Balkan)- Geçenlerde Romanya’da milyonlarca euro değerinde yatırımı olan, son yıllardaki yatırım ve başarı performansı ile her Türk vatandaşının gururnu okşayan bir üretim tesisini ziyaret ettim.

Sahibi iş adamımızın benden ciddi bir ricası oldu. “Romanya’da bir çatı kuruluşumuz olsun. Adına dernek mi denir, vakıf mı denir bilmem, ama böyle bir kurum olsun.

Herkes dilediği, kafasına göre benimsediği derneğe üye olsun. Ama bütün derneklerin gerekince biraraya geleceği bir çatı kuruluşumuz da olsun.

Hatta bu çatı kuruluşa başkanlık edecek arkadaşımız, gerektiğinde sorunlarımızı Brüksel’e taşısın, takip etsin, icap ediyorsa maaş alsın.

Ama her sabah uyandığımızda gümrüklerde bekleyen TIR sürücülerimizin süpriz sözleri ile uyanmayalım.

Bunu yaz. Ama köşe yazısında değil, manşetten yaz!”

İş adamımız son cümlesini söylerken, edebiyatçılıktan gelme bir gazeteci olarak, dikkatlice gözlerine ve yüz ifadesine baktım. Sanki samimiyetini anlamak istercesine..

İSTEĞİN ÇAĞRIŞIMLARI

Yaklaşık iki hafta kadar önce gerçekleşen bu ziyaretten beri beynimin yarısı yukarıdaki sözlere endeksli. Ama benim de bir öncelikli ricam var. Hiç kimse, şimdilik adını vermediğimiz ne o iş adamımızın, ne de bizim yazacaklarımızdan art niyet aramasın.

Bu ön şartla o günden bu güne bende uyanan çağrışımlara dönersek; aklıma ilk gelen şey, Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın Bükreş Hilton’da, Bakanlığı tarafından düzenlenen istişare toplantısında satır aralarında verdiği mesaj oldu.

Sayın Bakan, işadamlarımızın DEİK bünyesinde toparlanması gerektiğinden bahsetti. Sanki, ziyaret ettiğimiz iş adamımızın yukarıda bahsettiği ‘Çatı Kuruluş’ talebi için adres göstermişti. DEİK!

***

Sonra, 2009 yılında Bükreş merkezli gazetemizin Almanya baskısının da yapıldığı günlerde 15 gün süresince her sabah ziyaret ettiğim Frankfurt Yaş Sebze ve meyve halindeki Türk toptancıların her gece saat 24:00’de Brüksel’den gelen talimatlardan bahsettiklerini hatırladım.

Bahsi geçen talimatlar Türkiye’den gelen her bir ürüne uygulanacak fonla ilgiliydi. Mesela, “Bugün Türk domatesinden yüzde bilmem kaç fon alınacak” gibi..

Romanya’da bir başka işadamımız yine geçenlerde elindeki bir yayı bize göstererek, “Bu yayı Türkiye’den böyle işlenmiş olarak getirirsem, fon yok. Ama malzemesini getirir burada işlameya kalkarsam fon var. Böyle bir saçmalık olabilir mi?” diye soruyordu.

Derken, Gümrük Birliği anlaşmasını imzaladığımız günden sonra zavallı Türk çeliğinin başına gelenleri gördükçe ve sinirlendikçe, “Türk çeliğini koruma lobisi kursak” yeridir diye düşünüşümün az olmayışını hatırladım. Ki, çelik ihracatımızın toplam ihracatımızın içindeki payı yüzde 10’dan fazla ve yaklaşık 20 milyar euro değerinde

***

“HOLLAN’DA TÜRK STK’LARI İSTİŞARE KURULU” ÖRNEĞİ

Hollanda’da gazetecilik yaptığımız günlerden aklımdan kalma “Hollanda Türk Spor ve Kültür Dernekleri Federasyonu” örneği vardı. Hollanda şimdi ne alemde diye kurcaladım. Konuyu uzatmamak için bir haberden kısa bir alıntı yapacağım o kadar:

İşte o alıntı:

“Geçtiğimiz günlerde Hollanda’da faaliyet gösteren 24 büyük Türk STK başkanı ve temsilcileri, Den Haag’taki Centre for Public Debate–Sivil Tartışma Merkezi CPD’nin konferans salonunda bir araya geldi.

CPD’nin Halkla İlişkiler görevlisi Kaan Peker tarafından basına gönderilen bilgi notlarına göre, Hollanda-Türk diasporasının ortak sorunları katılan temsilciler tarafından detaylı olarak tartışıldı. İlki yapılan bu geniş çaplı toplantının gelecekte Hollanda-Türk STK’ları İstişare Kurulu adı altında periyodik olarak tekrarlanmasına oybirliğiyle karar verildi.”

YA ALMANYA?

Galiba orada birden fazla çatı kuruluşu var. Almanya Türk Toplumu (TGD) bunlardan biri olmalı. Bu çatı kuruluşun altında; tek tek eyalet federasyonlarından, Türk Diş Hekimleri Derneği gibi uzmanlık kuruluşlarına ve Türk Öğretmen Dernekleri Federasyonu’ndan Veli  Dernekleri Federasyonun’na kadar uzanan 270 üye kuruluş bulunuyormuş.

***

Bu kopuk, kopuk aktardıklarımızla, ismi mahfuz işadamımızın talebini birleştirerek fikir cimnastiği yapıldığında ortaya ne çıkar bilmem.

Ama denemeye değer olduğunu biliyorum.

(Hamdi Yılmaz)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir