Hamdi YILMAZ – Dikkat fişlenmiş bir yazı okuyorsunuz!
Her millet gibi Türk Milletinin de yaşama ve kendisini koruma hakkı vardır. Bu hakkı gerektiğinde, “Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş”olsa bile kullanmıştır.
Dileriz öyle bir gün yaşanmaz ama yaşanırsa yine kullanır. Türk milleti tüm cihan milletlerinin üstüne çullandığı bir dönemde kendi varlığına kasteden her millet gibi Ermeni milletine de gereken dersi vermiştir. İngilizlerin ve Rusların dolduruşlari ile Türk’ü Anadolu’da yok edeceğini sanarak, asırlarca barış içinde yaşadığı komşusu, köylüsü ve kentlisine vahşice saldıran Ermeni çeteleri boylarının ölçüsünü almıştır. Oluk oluk akıttıkları Türk kanında kendileri boğulurken, geriye hem kendileri hem de Türk milleti için dramdan başka bir şey bırakmamışlardır. Bugün kuşaktan kuşağa aktarılarak geçtiği için, hiç okuması yazması olamayan bir Anadolu kadını, normal bir insanın yapması mümkün olmayan bir kötülüğe maruz kaldığında, kötülüğü yapana hakaret anlamında “Ermeni tohumu” der. Bu hakareti Ermeni kelimesini Rus, Bulgar ve Yunan kelimeliri ile değiştirerek de kullanır. Çünkü, Anadolu yer yer başka milletlerin istilasına maruz kalmışsa da aynı boyutta bir vahşeti ancak yukarıda belirtiklerimizden görmüştür. Bugün hala Dağlık Karabağ adlı Azeri Türk yurdu 24 yıldır o Ermenilerin işgali altındadır. İşgal sırasında yaşananların insanlıkla bağdaşır bir yanı yönü de yoktur. Yaşlı, kadın, çocuk vs.. Bu Ermeni çeteleri için önemli olmamıştır. Uluslararası savaş hukuku vs. boş sözlerdir. Ermeni, bundan bir asır önce uyguladığı anlayış neyse, Hocali’de, Karabağ’da aynısını yapmıştır. Ermeni milleti bilincini tüm dünyada diri tutmak için “1915 Soykırım Masalı” anlatanların yalanları ile mücadele bile bugün başlı başına bir iş haline gelmiştir. Bizim aymazlığımızdan aldıkları cesaretle Türk Milleti’nin diplomatlarına tüm dünya genelinde saldırıya geçmişler, çıktıkları deliğe tıkandıkları güne kadar da onlarca diplomatımızı şehit etmişlerdir.
Biz kin gütmüyoruz, hiç bir Türk devlet adamı da kin güdücü politikaların savunucusu olmamıştır. Kimsenin bir karış toprağında gözümüz yoktur. Ama, kimseye de bir karış toprağımıza yan gözle baktırmayız. Er veya geç Karabağ da Ermeninin boğazına düğümlenecek ve yutamayacaktır.
Pek çok Türk’ün gerek Türkiye’de gerek Türkiye dışında Ermeni arkadaşı, dostu vardır. Hatta bazen eski bir Ermeni vatandaşımız bizden daha çok da Türk milliyetçisi olabiliyor, duyuyoruz.
Esasen, Türk’ün canına, malına ve namusuna dokunulmadığı sürece kimseyle bir alıp veremediği de olmamıştır.
Almanlar bunu bilir mi bilmem!
Not: Son cümlesi hariç daha önce yayımlanmış olan bu yazı bazı “nefret söylemi” olduğu gerekçesi ile Ermeni kurumları tarafından fişlenmiştir.
(Bu yazı 1 Haziran 2016’da yayımlanmıştır)