HAMDİ YILMAZ – Kim demiş “Geçti Bor’un pazarı” ?
Dünya’daki toplam rezervin yüzde 72,8’ine Türkiye’nin sahip olduğu ‘Bor’ elementi ile ilgili Çin’de yeni bir gelişme yaşandı.
BBC’nin haberine göre, İlim adamları şimdi bor mineralinden üretilen yeni madde “Borofen” hakkında tartışmalar yapıyor. “Bu bir devrim mi değil mi?”
Önce haberin tamamını okuyalım:
***
Çin’deki Şiamen Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma, bor mineralinden üretilen “borofen”in süper hızlı bilgisayarlardan pillere, transistörlerden dokunmatik ekranlara kadar birçok kullanım alanında “grafen”in yerini alacak bir malzeme olabileceğine işaret ediyor.
Uzmanlar, borofenin, ısıyı ve elektriği en iyi ileten malzeme olarak kabul edilen ve çelikten 200 kat daha güçlü olan grafenden daha güçlü ve esnek olduğunu söylüyor.
MIT Technology Rewiew adlı bilim sitesi, borofenle ilgili araştırmayı “Üzgünüz grafen- Herkesi heyecanlandıran yeni mucizevi malzeme borofen” başlığıyla duyurdu.
Haberde özetle şöyle deniliyor:
“Kısa bir süre öncesine kadar grafen en yeni mucizevi malzeme olarak kabul ediliyordu. Süper güçlü, atom kalınlığındaki bu karbon “kümes teli”, borular, toplar ve çeşitli ilginç şekiller oluşturabiliyor. Malzeme mühendisleri, elektriği iletebildiği için grafen tabanlı bilgisayar işlemciliği ve grafen çip endüstrisi çağının başlayabileceğinden söz ediyordu. Avrupa Birliği, grafen endüstrisi için bir milyar Euro’luk kaynak tahsis etti.”
“Bu cesur, grafen tabanlı dünya henüz yaşama geçmedi ancak diğer iki boyutlu malzemelerle ilgili yeni bir arayış başlattı. Ve bunlar arasında en heyecan verici malzeme; kristal benzeri yapılar oluşturabilen tek katmanlı bor atomları oldu.”
“Borofenin bu kadar heyecan yaratmasının nedeni, olağanüstü geniş bir uygulama alanı için uygun olması. Elektro-kimyacılar, borofenin daha güçlü lityum-iyon pillerde anot malzeme olabileceğini düşünüyor. Kimyacılar, borofenin katalitik kabiliyetlerinden büyülenmiş durumda. Ve fizikçiler de borofenin farklı atom ve molekülleri algılama kapasitesini test ediyor.”
Grafen maddesi, çip üretiminde kullanılıyor.
Grafenden daha güçlü ve esnek
“Borofenin çok eski olmayan bir geçmişi var. Fizikçiler, bu malzemenin varlığını 1990’larda bor atomlarının nasıl tek boyutlu bir tabaka oluşturabileceğini gösteren bilgisayar simülasyonlarıyla keşfetti.”
“Ancak bu malzeme 2015’teki kimyasal buhar çökeltme deneylerine kadar sentezlenmedi. Bu deneyde sıcak gaz halindeki bor atomları saf gümüşün serin yüzeyinde yoğunlaştırılıyor. Gümüş atomlarının dizilimi, bor atomlarını benzer bir kalıba girmeye zorluyor ve her bir atom altı kadar atoma bağlanarak düz bir altıgen yapı oluşturuyor.”
“Ancak bor atomlarının önemli bir bölümü sadece dört ya da beş atoma bağlanıyor ve bu da yapıda bir boşluğa neden oluyor. Borofen kristallerini bu boşluk desenleri özel kılıyor.”
“Bu sentezden beri kimyacılar, borofenin kimyasal içeriklerini tanımlamaya çalışıyordu. Bunun sonunda borofenin, grafenden daha güçlü ve daha esnek olduğu görüldü. Borofen, elektriği ve ısıyı iletebilmesinin yanında bir süper-iletken. Borofen aynı zamanda hafif ve oldukça reaktif. Bu da borofeni bataryalarda metal iyonları depolamak için ideal bir aday haline getiriyor.”
***
Öteden beri Türkiye’nin her zaman tartışılan bor rezervleri ile ilgili internete girildiğinde ise karşımıza yeni Adana gazetesinden Zekai BULUÇ’un 16.7.2018 tarihli yazısı çıkıyor.
Haydi onun da bazı bölümlerini okuyalım:
***
Bor periyodik cetvelimizin 3A grubunun ilk sırasında bulunan bir yarı metal olup özellikle son 10 yılda periyodik sistemin ne olduğunu dahi bilmeyen insanların ülkemiz üzerinde dönen kirli oyunları özetlemede kullandığı bir metot haline gelmiştir.
Öyle sanıldığı gibi 1923 yılında yapılmış Lozan Barış Antlaşması´nın 100 yıl sonra geçerliliğini yitirmesiyle 2023 yılından itibaren kullanılıp Türkiye´yi süper güç haline getirecek bir maden de değildir. Çünkü Lozan Barış Antlaşması´nın 100 yıl sonra geçerliliğini yitirme gibi kesin bir özelliği olmadığı gibi madenler hakkında da herhangi bir madde bulunmamaktadır.
Yıllardır zihinlerimizi kurcalayan bu sohbetler aslında birer şehir efsanesinden ibarettir.
….
Dünya üzerinde bulunan bütün bor rezervlerinin dünyaya yaklaşık 1000 yıl yeteceği düşünülmektedir bunların yaklaşık %73 ünün Türkiye´de olduğunu düşünürsek şuan Türkiye´de bulunan bor rezervi bütün dünyaya yaklaşık 700 yıl yetmektedir. Dünya üzerinde yaklaşık 230 çeşit bor madeni bulunmaktadır ve en yaygın olarak kullanılan 3 türü Türkiye´dedir.
Türkiye´de bor madeni işletmesi 1979 yılına kadar hem özel hem de kamu yoluyla yapılsa da çıkarılan bir kanunla bu yıldan sonra yalnızca kamuya bağlı Eti Maden işletmeleri tarafından yapılmaktadır.
Kırkağaç, Bandırma, Bigadiç ve Emet´te tesisleri bulunan işletmede Gübre ve Deterjan olarak 2 çeşit nihai ürün çıkmaktadır. Türkiye´de günlük 1 milyon 100 bin ton bor işlenmekte fakat bunların sadece 72 bin tonu kullanılmaktadır geriye kalan yaklaşık 1 milyon ton ihraç edilmektedir. “Yani kardeşim Türkiye Bor´u çıkarıp 1´e satıyor adamlar işleyip bize 10´a satıyor” muhabbetleri de tamamen şehir efsanesidir. Ama olayın efsane kısmı sadece “10´a almıyor oluşumuz”. Şöyle bir gerçek var ki işlediğimiz madenin sadece %6.5´ini nihai ürüne çevirebiliyoruz. Yani yaklaşık %93.5´ini gerçekten 1´e satıyoruz.
Asıl önemli olan bu kadar önemli olan madeni çıkardığımız gibi , çıkarılan cevheri de işleyerek satmak olmalıdır ! Yerli ve yabancı işletmelere özelleştirme yoluyla satmak asla düşünülmemelidir!
***
Şahin Kılınç’ın “Tüm Dünyanın Türkiye’ye İmrenmesini Sağlayan Bor Madeni Neden Bu Kadar Önemli?” başlıklı yazısı başta olmak üzere internetten değişik yazıları bulmak mümkün.
Atalarımızdan bize miras kalmış, ama bizim iyi değerlendiremediğimiz kaynakları iyi değerlendirileceği güne kadar koruyabilmeliyiz.
Kısacası adından başka Bor elementi ile ilgisi bulunmayan bir zamanlar pazarı ile ünlü ilçemize atfedilen özdeyişe nazire yaparak söylemek gerekirse, dünyada “Bor’un pazarı” geçmedi, henüz yeni başlıyor.