HAMDİ YILMAZ – Türkiye ile Batı’nın örtüşen çıkarları
Daha önce de yazdık, özellikle Orta Asya Türk Devletleri başta olmak üzere zaman zaman çoğu konuda Türkiye ile Batı’nın çıkarları örtüşüyor.
Belki işbirliği de yapılıyor. Ancak, bu tip konularda kazanan hep ABD ve yanlısı devletler oldu.
Bunun en belirgin örneğini ise Orta Asya Türk Devletleri’nde açılan Fetullah Gülen Okulları.
Fetullah Gülen sinsi taşeronluğunu ABD desteği ile taçlandırırken, bizim gafil politikacılarımız gerçeği göremedi.
Sonuçta Gülen “Türk okulu” ve din masalı ile Türk halkı ve siyasetçilerini tuzağa çekti.
Gülen eli ile tepemize inen ABD Balyozunu yiyince anladık ama iş işten geçti.
Ne diyordu şair; “Kızıl balyoz kuş beynine inince / Varım dersin amma iş işten geçer”.
Kızıl balyozu yememek için bizdenmiş gibi gözükenin kalkanının ardından gelen kapitalizm balyozunu göremedik. Şimdi iş işten geçerken “Varım” diyoruz.
Bizim 1992’den beri yaptığımız gibi bu melanet çetesi konusunda uyarıda bulunanları siyasiler kaale almadı.
Sonuç ortada..
***
Şimdi yine Batı ile Türkiye’nin çıkarlarının aynı yönde olduğu bir başka konu daha gündemde. Çin’in Uygur Türkleri’ne yaptığı zulüm.
Bu zülme karşı ABD ve kuyruğu ülkelerle Türkiye’nin karşı çıkışları ortak olsa da, gerekçeleri farklı.
Biz, Türklerin dünyanın nersinde yaşarsa yaşasın hür ve mutlu olmasından başka birşey istemiyoruz. Uygur Türkleri için de dileğimiz bu.
Dilleri, dinleri, adet ve gelenekleri ile insanlık onuruna sahip olarak yaşasınlar.
Despot Çin dize getirilecekse bunun için getirilmeli.
Ama ABD ve kuyruğu ülkelerin amacı daha farklı.
Bir taşla iki kuş vurmak istiyorlar. Uygur Türklerini tahrik ederek Çin canavarına kırdırtırken, kendisine kullanacağı militan devşirmek istiyor, diğer taraftan Çin’in burnunu Türk’ün kanı pahasına sürtmek istiyor. Bu davranışın elli yüz yıl sonraki sonuçları ise daha farklı.
***
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye’nin 10 kişiden oluşan bir gözlem heyetini, Sincan Uygur Özerk Bölgesi’ne (Doğu Türkistan) göndereceğini söyledi.
Çavuşoğlu, 52’inci Güneydoğu Asya Uluslar Birliği (ASEAN) Dışişleri Bakanları Toplantısı kapsamında bulunduğu Tayland’da Çin Dışişleri Bakanı Wang Yi ile görüştü.
Çinli meslektaşıyla görüşmesinin detaylarından bahseden Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın temmuz başındaki Çin ziyaretine atıfta bulunarak, “Sayın Cumhurbaşkanımızın Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile gündeme getirdiği konuların takibini yaptık. Kuşak ve Yol Projesi ile Orta Koridor Projesi’nin entegrasyonu konusunda neler yapılması gerektiğini konuştuk.” ifadelerini kullandı.
“Beklentimiz tek Çin çatısı altında Uygur kardeşlerimizin huzur içinde yaşamaları”
Erdoğan’ın ziyareti kapsamında Uygur Türkleri konusunu da gündeme getirdiğini belirten Çavuşoğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bizim beklentimiz tek Çin çatısı altında Uygur kardeşlerimizin huzur ve barış içinde yaşamalarıdır. Cumhurbaşkanımızın ziyareti sırasında Çin Devlet Başkanı, Türkiye’den bölgeye bir heyet göndermemizi teklif etmişti. Daha sonra 24 Temmuz’da Çin Büyükelçiliği Bakanlığımıza gelerek bu daveti resmi bir şekilde iletti. Bugün de bu konuyu konuştuk. Bu davete Cumhurbaşkanımız prensip olarak olumlu yanıt vermişti. Şimdi o bölgeye Çin’in daveti üzerine değişik kurumlardan oluşan yaklaşık 10 kişilik bir heyetimizi göndereceğiz ve oradaki durumu arkadaşlarımız yerinde görecekler.”
***
Bundan bir sonuç çıkacağını bekleyecek kadar saf değiliz.
Şeytanlık yarışında ABD ile Çin’in eline Rusya bile su dökemez.
Yapılacak olan belli, ne pahasına olursa olsun Türkiye ekonomik olarak güçlenmeli ve askeri olarak o şeytanlarla başa çıkacağı güne kadar politik görüşmelerle ne sağlayabilecekse onu yapmalı.
İnsanlık onurunu S-400 veya F-35’parasına kadar indirgemiş olanların anlayacağı, anladığı dil belli.
Bari onlara ekonomik çıkar sunarken, kendi soydaşlarımızın üzerindeki zulmü nebze nebze de olsa kaldırtalım.
Kültürel alanda ise soydaşlarımızı ABD ve Rus propağandasının tesirine bırakmayalım. Bu çağda güçlüklerine rağmen imkansız olmasa gerek.
Rus’un hesabı daha farklı. Uygur Türkleri yok olursa, bu Rusya’nın hayrına olmayacak. Burada bir İsmail Gaspıralı lâzım şimdi.
İnsanlık tarihinin akışını doğal seyrinin dışına çıkartmak isteyenlere karşı ekonomik olarak güçlü olmaktan başka yol yok. İster vatandaş ol ister yönetici.