HAMDİ YILMAZ -Türk usulü matruşka
Zeka küpü olarak bilinen ünlü şair Necip Fazıl, “Beni bir çocuk bile kandırabilir” demişti.
Nitekim fikri rakiplerinin bile zeka fazlalığını teslim ettiği Necip Fazıl ile biri gider normal bir yayın organı için röportaj yapar. Ama götürüp, dönemin müstehcen dergilerinden olan ‘Erkekçe’ de yayımlar.
Utana sıkıla o dergiyi almıştık, sırf Necip Fazıl’ın röportajını okumak için. Buram buram nefsaniyet kokan “Ben marul’un göbeğiyim!” cümlesini o röportajda kullanmıştı.
***
Bunların klasik terör örgütlerinden farkı, hedef aldıkları ülke aydınlarına piskolojik, sosyolojik, mamdi ve manevi tuzaklar kurmak. Öbürleri sadece yolları geçitleri bombayla tuzaklıyor. Bunlar sosyal hayatı tuzaklıyor, diğer terör örgütlerinden misliyle fazla zarar veriyor.
Tuzak kurmak onlar için çocuk oyuncağı. Nitekim biz Romen mahkeme ve karakollarında onların kurduğu hukuki tuzağı bozmaya çalışırken, şimdi de sivil hayatta onların kurduğu tuzağı bozmaya çalışıyoruz. Kurdukları tuzağı kapana kısıldığı zaman anlıyor insan.
Sırası gelince bunu da anlatacağız, ancak şimdi tuzaklarını başlarına geçirme, heveslerini kursaklarında bırakma zamanı.
Bizim gibi gönül adamlarını Necip Fazıl’ın ifadesi ile bir çocuk bile kandırabilir. Sinsiliğe sahip, melek görünümlü herşeytan bunu yapabilir. Bunlar da yaptı.
***
Yazının başlığına gelince, oyun içinde oyun, tuzak içinde tuzak, hile içinde bir başka hile demek olan ‘matruşka’nın Türkle ilgisi ne?
Türk, tuzak kurar mı? Hile yapar mı?
Hayır, Türk tuzak bozar. Hile tertipleyenleri kendi hilelerinin kurbanı yapar.
Ruslara has matruşkayı, Türk yargısına, Türk sosyal ve piskolojik hayatına bunlar soktu.
Türklükle ilgileri vatandaşlık bağından ibaret bunların. Türk’ün dini gibi dilini de araç olarak kullanıyorlar sadece.
Nitekim, gücünün zirvesinde olduğu dönemde biri “Türkçe olimpiyatları” diye yırtınışlarına bakarak, FETÖ elebaşına sormuştu, “Siz Turancı mısınız?”. Salya sümük akıtarak anlatmıştı Turancı olmadığını.
Zaten Turancı olsa Türk ordusuna tuzak mı kurardı..
O yıllarda bu konu ile ilgili yazı yazmış, Türkçe sevdalısı kesilmek, neyin göstergesi diye sormuştuk.
***
Bunların Bükreş’te kısa adı ile ISB diye bilinen bir okulları var. Galiba Bükreş’teki ilk okulları burası.
Buranın şimdilerdeki müdürü Mücahit Biner isimli bir zat.
Kendi imamnına yaranmak için (Romenceye çevireceklere kolaylık olsun, ‘imam’daki kastım ‘şef’.) Romen mahkemelerinde iyi acındırma rolü oynadı. “Hamdi Yılmaz, Fatih Gürsoy’u insan içine çıkamaz hale getirdi, İmamımız Gürsoy Okulumuzun açılış törenine bile katılamadı, üzüntüsünden Romanyanın milli gün törenlerine bile katılamadı” minvalinde tanıklık yaptı.
Meğer bu tanıklığa karşılık, Mücahit’i Lumina Vakfı başkanı yapmışlar.
Mücahit o hızla bizim Ploieşti belediye başkanına yazdığımız açık mektubun yayınlandığı gazeteyi eline alıp savcılığa koşmuş. “Hamdi Yılmaz nefret suçu işledi, ayrımcılık yaptı” diye suç duyurusunda bulunmuş. Oysa yazıda ne vakfının ne de kendisinin adı geçiyor.
Doğrudan kendisini ilgilendirmeyen işlere böylesine maydonoz olan Mücahit Biner’e şimdi soruyorum.
Bir zamanlar senin şimdi oturduğun ISB okulu müdürü koltuğunda oturan FETÖ jokeri Metin Çetiner’i tanır mısın?
“Tanımamam mümkün mü?” dediğini duyar gibi oluyorum. Ama ben okuyucularımız için anlatayım. Mücahit, jokerlikte Metin’i geçebilecek mi göreceğiz. Metin’in yanında çömez olarak kalacağını unutup, şimdilik Hamdi Yılmaz’a karşı matruşkacılık oynuyor.
***
Metin Çetiner, tipik bir Fetullah jokeri!
1985 yılında Kara Harp Okulu’dan atılmış.
Devamını geçtiğimiz günlerde Ankara’da Türk mahkemesinde ifade veren Ç.A. anlatsın;
“1988 yıllarında Boğaziçi Üniversitesi’nde eğitim görürken Kuleli Askeri Lisesi imamlığını yapmıştır.
Bu şahıs Sait kod adlı Sürmeli Aksoy’a bağlı olarak faaliyet yürütmekteydi.
Metin Çetiner, 2005-2007 yıllarında Romanya’da örgüte bağlı İnternational School Müdürlüğü ile daha sonraki dönemlerde ABD’de de okul müdürlükleri yapmıştır.
En son Örgüte ait Kimse Yok mu Derneğinde çalışıyordu.
Ben kendisine Mavi Marmara hadisesi ile ilgili olarak ‘Fethullah Gülen’e hakkımı helal etmiyorum’ dedikten sonra benimle irtibatını kesti.”
Bu matruşka oyunucusunun hikâyesi haber sütunlarımızda var.
Önümüzdeki dönemde ISB müdürünün bu oyununa tekrar döneceğiz.
***
Acındırma, ağıt yakma konusunda bizim ağıtçı Avşar kadınlarına taş çıkartacak meziyete sahip Mücahit Biner’e son bir soru ile yazımızı bitirelim?
Korumaya aldığınız, 9 yaşındaki kız öğrencisine cinsel tacizde bulunduğu gerekçesi ile 3 yıl hapse mahkum edilen ISB beden eğitimi öğretmeninize ne oldu?
Temyizde kurtarabildiniz mi bari?