HAMDİ YILMAZ-Türk’e benzemek

Batı Avrupa ülkelerinin birinde yaşamış her Türk, “Siz hiç Türk’e benzemiyorsunuz!” sözünü defalarca duymuştur.
Tren, tramvay yolculuklarında yanınızdaki
ile muhabbetin başlangıç cümlelerinin ikincisi budur. “Memleket neresi?”
sorusuna verilen “Türkiye” cevabını “Aaa öyle mi.. halbuki siz hiç Türk’e
benzemiyorsunuz!” şeklindeki cümle takip eder.
Söyleniş tarzı öyle bir tiyatrocu mimik hareketleri ve ses tonu içerir ki,
Türkler aşağılanırken siz yüceltilirsiniz.
Bu yüceltilme işlemi hastalıklı ruhlara pek
iyi gelir. Türk aleytarlığı sohbeti koyulaşır gider.
***
Piskolojik çökertme hareketlerinin temel kuralı “Karşıdakinin akıl denetiminin
ele geçirilmesi için yoğun propaganda ve yanlış bilgilendirme” ile başlar.
Toplumsal bazda ise bu tavır, “tarihsel devlet kurumlarının ve etnik
sürtüşmeleri önleyen geleneksel kurumların yıpratılması, toplumsal kimliği
karıştırmak için tarihsel ve toplumsal gelişim gerçeklerini tahrif ederek, yeni
kimlikli topluluklar yaratılması” gibi unsurları içerir.
***
Batı Avrupalı kafası ile Türk’e benzeyenlerden biri yerel polis yani
Türkiye’deki karşılığı ile zabıta ile takışmış.
Bizimki toptancı.
Zabıta pusuya yatmış.
Bizimkinin bahçesine her kamyon girdiğinde 1350 ley (yaklaşık 30 euro) ceza yazmış. Tam 41 kere.
Zabıtalarınki inat da bizimkisinki murat mı?
Oda zabıtanın 24 saat kapısına yakın yerde pusuya yapttığının görüntülü kaydını toplamış.
41 kere Maşallahlık olay.
Sonuç mahkemelik. Bizimki şimdilik kazanmış gibi ama klasik deyişle hiç belli olmaz “Burası Romanya!”
Tıpkı, bizimkilerin “Burası Türkiye” deyişi gibi.
***
Bir başka tuzaklı olduğu ileri sürülen trafik cezası işi yine mahkemelik olmuş. Iddiaya göre polis mahkemede kendisini kurtarmak için “O Türk bana vurdu” demiş.
Hakim ne dese beğenirsiniz;
“Vurur, o Beyazıt’ın torunu!”