HAMDİ YILMAZ- Bükreş Maarif Okulu açılış töreninin hatırlattıkları
Romanya’daki ilk ciddi yayın kavgamız 2006 yılında mini banka kavgasının ardından Romen Devlet televizyonu TVR ile Karadeniz Belgeseli’nin çekimi sırasında geldi.
Konu Turizm Müşavirliğini ilgilendiriyordu, ama Romanya’da Turizm Müşavirliğimiz yoktu ve bize yazılar Varşova Turizm Müşavirliği üzerinden gelip gitti.
O zamanlar Romanya kültür ve turizm açısından Varşova’daki Müşavirliğimize bağlıydı. Sonra Kiev’e daha sonra Sofya’ya bağlandı.
Halen de Romanya’da Turizm Müşavirliğimiz yok. Bir ara kadrosunun alındığı ama Maliye izin vermediği için atama yapılamadığı söylendi. Şimdi durum ne bilmem.
İkinci ciddi kavgamız Yunus Emre Kültür Merkezleri’nin açılışını takip eden yıllarda oldu.
Mütevazi olmaya hiç gerek yok. Gazete Balkan uzun yıllar soydaşların Türkçe meselesini dert edinmiş, ısrarla yazıp çizmiş ve dönemin duyarlı Büyükelçisi kendi çalışma odasının girişini sınıf olarak vermiş, bir diplomatı öğrenci bulma konusunda görevlendirmiş ve sosyal medyadan bulunan 8-9 soydaş genci ile akşamları Türkçe kurslarına böyle başlanmıştı.
O zamanki Romanya Kültür Bakanlığı Müşaviri Leman Ali’nin yaptığım bir tv programında “Türkçe öğrenme şuurunu uyandırmaya çalışıyoruz” dediği günlerdi.
Öğrenci ve öğretmen olmamama rağmen derslere girer, gençlerin fotograflarını çeker, ertesi günü gazeteya basar sonra onlara götürürdüm. Zaman, zaman ilgili diplomatımz telefon açar, “Hamdi bey derse başlıyoruz geliyor musunuz?” derdi. Üç- beş dakika içinde orda olacağımı söylerdim. Oysa beni ilgilendiren yanı yoktu. Öğrenci de öğretmen de değildim.
Sonra şimdiki Büyükelçimiz, Başkonsolosken Köstence’de başlattı. Sanırım onların öğrenci bulma sorunları yoktu. İki defa da onların dersine gittim.
Kısacası Büyükelçisi’nden Başkonsolosu’na gazetecisine, diplomatına kadar Türkçe öğretiminin önce bir ihtiyaç olduğu ortaya konuldu.
Ardından dönem Büyükelçimizin gereçlendirdiği çabaları Yunus Emre Kültür merkezlerini Romanya’ya getirdi.
AK Parti’nin şimdik adı FETÖ olan ve o zamanlar Cemaat denilen şeytan yavrusu örgüt ile cicim ayları idi. Gelen müdürler onlardan oluyordu.
Uzak kaldım. Etkinliklerine gitmedim. Dönem Büyükelçimiz, bazen benim niye olmadığımı sorarmış.
Bir gün Büyükelçi’nin bir iması üzerine akşam saat 20.00 civarında etkinliklerine gittim. Bir de ne göreyim, Cemaat (FETÖ) cenahı keyiflerinden fındık kırıyor.
Hemen çıktım, kırmızı görmüş boğaya döndüm. Dizlerimi dövdüm, kendime kahrettim, eve varıncaya kadar saçımı başımı yoldum. Ben ne yapmıştım, kendi elimle devlet kesesinden Cemaat’e (FETÖ’ye) at oynatacakları bir mekan kazandırmıştım!
Aleni kavgayı o zaman başlattım.
Kanal D Romania şimdi mekanını unuttuğum güzel bir mekanda, nefis bir sonbahar akşamında harika bir tanıtım galası düzenlemişti.
Orada o zamanki Yunus Emre Müdürü’ne ağzıma geleni söyledim. Bir daha da susmadım. Gemi azıya almıştım.
Neyse ki, o ekibi kısa sürede temizlediler ve Yunus Emreler kurtuldu.
Yarın devam edeceğiz.