HAMDİ YILMAZ -Türk STK’ları ve Türk çeliği
Doğu’da İran, batıda ise Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve Avrupa Birliği (AB) arasındaki çelik savaşlarında bedel ödeyenn Türk çelik sektörü bedel ödemeye devam ediyor.
Bu yılın kotası Temmuz ayında bittiği için halen Romanya’ya girişte Türk çeliği için fon ödeniyor.
2018 yılında Türkiye’nin 168,1 milyar dolarlık ihracatının içerisinde çelik sektörünün payı 15 milyar 554 milyon dolarla yüzde 9,25 oldu. 2018 yılının ilk 8 aylık döneminde Türkiye, Romanya’ya 479 milyon 673 bin 910 dolarlık çelik ihraç etti. Bu yılın ilk 8 aylık döneminde ise yüzde 6,67 oranındaki bir gerileme ile bu rakam 447 milyon 700 bin 660 dolara düştü. Türkiye’nin Romanya’ya olan toplam ihracatının yüzde 20’den fazlasını çelik oluşturuyor.
İşin daha da garibi bu rakamlarla bu yılın ilk 8 ayında dünya genelinde en çok ihracat yaptığımız 4. ülke Romanya oldu. AB içerisinde ise İtalya ve İspanya önde.
Bu oranın ihraç edilen başka ürünlerde dolaylı kullanımı ile daha da yüksek olduğu biliniyor. Örneğin mobilya ihracatında kanape, koltuk ve yatak gibi ürünlerin içerisinde kullanılan yayların dikkate alınmayışı, ürünün salt yatak olarak değerlendirilişi gibi
AB ANLAŞMAYA UYMUYOR
27 yıldır Batı’da Türk üretici ve satıcılarla iç içe gazetecilk yapan biri olarak üzüldüğüm en önemli şeylerden birisi Türk çeliğinin sahipsizliğine şahit olmak oldu. Türkiye ile AB arasında yapılmış sözde Gümrük Birliği Anlaşmasına rağmen, söz konusu Türk çeliği olunca, hiç bir zaman anlaşmaya uyulmadı. Daha doğrusu AB uymadı.
İşin acı tarafı AB, karşısında bu konuda hiç bir zaman yeterli bir tepkiyi de bulmadı. 1996 yılından bu yana Türk çeliği ABD ile AB arasındaki çelik savaşlarında bedel ödeyen taraf oldu.
ABD, AB çeliğine fon koyunca, AB de döndü Türk çeliğine fon koydu, kota koydu. Anlaşmaya rağmen Türkiye’yi üçüncü ülke katagorisinde değerlendirdi.
TÜRK STK’LARI UYUYOR
Türk ihracatı için böylesine hayati bir konuya sahip çelik ve türevlerinin dış satımına yönelik engellemelere rağmen, Avrupa’da irili ufaklı 100’ü aşkın Türk sivil toplum kuruluşu, sayısız işadamları derneği var, ancak kıllarını dahi kıpırdatmadılar.
Üstelik bir zamanlar Avrupa’da ‘Tencere Kralı’ olarak ünlenen, yani çeliğin sırtından ‘Krallık’ ünvanını kazanan HOTİAD (Hollanda Türk İşadamları Derneği) başkanlığı da yapmış değerli işadamı Turgut Torunoğulları gibi lobicilikten anlayan başkanlara rağmen TSK’ları kıllarını kıpırdatmadı.
Halen de kıpırdatmıyorlar.
Romanya’daki 6 milyar euroluk toplam Türk yatırımının yüzde 90’dan fazlasının kendi üyeleri tarafından gerçekleştirildiği ile övünen TİAD yöneticilerinin de bu konu umurlarında değil. Türkiye’nin bu ülkeye olan ihracatının yüzde 20’sinden fazlasını oluşturan Türk çeliği için TİAD lobicilik yapmaya niyetli dahi olmayacaksa, kim olacak?
BRÜKSEL’DE LOBİ
Öte yandan Brükseldeki lobicilik faaliyetleri için 4,2 milyar euro para harcandığı haberini görmeyen mi var? Terör Ötgütü FETÖ’nün bile Brüksel’de lobisi var. AB tarafından çiğnenen Gümrük Birliği anlaşmasına karşılık bir “Türk çeliği lobisi” kurulamaz mıydı, kurulamaz mı?
HUKUK MÜCADELESİ NİÇİN BAŞLATIL MIYOR?
Gümrük Birliği anlaşmasına rağmen AB içerisinde serbest dolaşım hakkı çiğnenen Türk çeliği için AB nezdindeki mahkemelerde niçin dava açılmaz, bunu da anlamak mümkün değil.
1996 yılında imzalanan Gümrük Birliği Anlaşmasından bu yana kaç çelik haberi yaptığımın sayısını Allah bilir. O günden bu güne bir dava açılsaydı, 7-8 yılda sonlanırdı. Haklı olduğumuz için de kazanırdık.
Hollanda’da avukatlık yapan Ejder Köse böyle bir dava için iyi bir avukattı ve kazanırdı.
TÜRK ÇELİĞİ VE ROMANYA
Kota konusunda en büyük sorunlardan birisi de Romanya’da yaşanıyor. Oysa Romanya, 2018’de en fazla çelik ihracatı yaptığımız İtalya, ABD, İsrail ve İspanya’dan sonraki beşinci ülke. 2019’un ilk 8 ayında ise ABD devre dışı kalınca Romanya dördüncü ülke konumuna yükseldi.
Romanya’da bazı sektörlerdeki firmalar Türkiye’den alarak ara ürün olarak Romanya’da işlediği Türk çeliğini kota ve fonlardan kurtarmak için Türkiye’de işleyerek getirmeyi deneme girşiminde bulunuyorlar.
Ancak, bu seferde ‘Rantistan’a dönen Türkiye’deki arsa fiyatlarının pahalılığı ciddi bir engel olarak karşılarına dikiliyor.
Romanya’da çeliği işleyecek bazı yatırımlar ise atıl duruma düştü.