Bizim STK’lar uyurken: Romanya’da ilk bilgilendirmeyi TESK yaptı

*Ankara merkezli Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, barış Pınarları Harekatı ile ilgili Romanya esnaf ve sanatkarlar teşkillatına, KEİPA Türk grubu başkanı ise muhataplarına mektup yazdı

ANKARA – Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, Barış Pınarı Harekatı’na destek için muadil kuruluşların başkanlarına mektup gönderdiklerini bildirdi.

Palandöken, yazılı açıklamasında, esnaf ve sanatkarlar olarak Barış Pınarı Harekatı’nı desteklediklerini ifade etti. 

Bu kapsamda TESK’in Avrupa ülkelerindeki muadil kuruluşlarına harekata destek olmaları için mektup gönderdiklerini belirten Palandöken, “TESK olarak bugüne kadar pek çok ülkede muadil kuruluşlarımızla iş birliği içinde her iki tarafın da esnaf ve sanatkarlarının mesleki faydaları için çalıştık. Bu çalışmalarımızda dostane ilişkiler geliştirdik. Bugün Türkiye’nin güney sınırında oluşturulmaya çalışılan terör koridorunu yok etmek ve Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge oluşturmak için başlatılan harekata destek vermek üzere muadil kuruluşlarımızın başkanlarına mektup gönderdik.” değerlendirmesinde bulundu. 

Açıklamada, mektubun, AB üyesi tüm ülkelerdeki esnaf ve sanatkar teşkilatlarının çatı kuruluşu niteliğindeki Belçika merkezli SME United başta olmak üzere Fransa, Almanya, Yunanistan, İtalya, İspanya, İsveç, Hollanda, İngiltere, İrlanda, Polonya, Danimarka, Romanya, Finlandiya, İspanya gibi ülkelerin esnaf ve sanatkar teşkilatlarına iletildiği kaydedildi.

KEİPA’DAN KEİ ÜLKELERİ PARLAMENTERLERİNE MEKTUP

Öte yandan Karadeniz Ekonomik İşbirliği Parlamenter Asamblesi (KEİPA) Türk Delegasyonu Başkanı, Giresun Milletvekili Cemal Öztürk, Barış Pınarı Harekatı’nı asamble üyesi ülkelere anlatmak için mektup yazdı.

Öztürk, mektubu, Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü (KEİ) üyesi Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Yunanistan, Moldova, Romanya, Rusya Federasyonu, Ukrayna ve Sırbistan’ın parlamentolarındaki muhataplarına gönderdi.

Öztürk mektubunda, harekatın temel amacının Türkiye’nin sınırlarının güvenliğinin sağlanması, bölgedeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi ve Suriye halkının teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarılması olduğunu vurgulayarak, “Bu harekat, uluslararası hukuk temelinde, Birleşmiş Milletler (BM) Şartı’nın 51. maddesinden kaynaklanan meşru müdafaa hakkımız ve BM Güvenlik Konseyinin terörizmle mücadeleye ilişkin kararları uyarınca yürütülmektedir.” dedi.

KEİPA Türkiye Delegasyonu üyeleri olarak, tüm platformlarda, Türkiye’nin güney sınırında artmakta olan terör tehdidi hususunda endişelerini ifade ettiklerini aktaran Öztürk, “Tehlikeli bir bölgede mukim silahlı grupların kontrol edilme güçlüğü ve PKK’nın Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yönelik ideolojik eylemsel düşmanlığı, bölgeyi, Türkiye için daha güvensiz bir hale getirmiştir.” ifadelerini kullandı.

Türk Hükümeti’nin, vatandaşlarının güvenlik ve selametinden sorumlu olduğunu vurgulayan Öztürk, “Hükümetimiz, sınırlarımızın diğer tarafında özgürce hüküm sürme adına kendisine karşı savaşan silahlı bir terör grubunun mevki kazanma faaliyetlerine hiçbir koşulda tahammül etmeyecektir. Mevcut askeri harekat, bu terör grubunun sınırımız boyunca daha da pekişmesini önlemek ve bölgedeki DEAŞ’ın kalıcı bir yenilgiye uğratılmasının başarılması gayesiyle yürütülmektedir. Teröristlerin sınırlarımızdaki mevcudiyetine daha fazla tahammül edemezdik.” değerlendirmesini yaptı.

-“DAYANIŞMA VE DESTEK BEKLİYORUZ”

Öztürk, mektubunda şunları kaydetti:

“Bu harekatın temel amacı, Türkiye’nin sınırlarının güvenliğinin sağlanması, bölgedeki teröristlerin etkisiz hale getirilmesi ve Suriye halkının teröristlerin baskı ve zulmünden kurtarılmasıdır. Evveliyatında Fırat Kalkanı Harekatı ve Zeytin Dalı Harekatı isimleriyle Suriye’nin kuzeybatısında icra ettiğimiz terörle mücadele harekatlarımızda olduğu üzere, sadece terör unsurları hedef alınmaktadır. Sivil halkın zarar görmemesi için büyük itina sarf edilmektedir. Önceki iki harekatımızda bu hususta güçlü deneyimlere hakim olduk.

En başından itibaren, Suriye Devleti’nin toprak bütünlüğüne saygı duyduğumuzu ifade ettik ve Suriye topraklarının Suriyelilere ait olduğunu savunduk.

Türkiye’nin harekat alanının demografisini değiştirmek gibi bir amacı bulunmamaktadır. Tam tersine, bu terörle mücadele harekatı, etnik temizlik de dahil olmak üzere, insanlığa karşı işlenen suç niteliğindeki PYD/YPG eylemleri ve Suriye rejiminin mezaliminin yanı sıra DEAŞ gibi terör örgütleri nedeniyle yerlerinden edilmiş Suriyelilerin geri dönüşlerini de kolaylaştıracaktır.

Ülkemiz, Karadeniz Bölgesi’nin güvenliği, istikrarı ve refahı için her daim önemli katkılar sağlamaktadır. Sürekli bir temelde tekrarladığımız üzere, biz terörizme karşı olan meşru savaşımızda KEİ üye devletlerinden dayanışma ve destek beklemekteyiz.”

Cemal Öztürk, Türkiye’nin, sadece ülke selameti için değil, tüm bölge ve ötesinin selameti için Suriye’den kaynaklanan terörizmle savaşa kesin olarak bağlı olduğunu belirterek, “Suriye halkının güvenliğinin sağlanması, tüm bölgede istikrarın temin edilmesi ve değişik tehditlere maruz kalan insanlarımızın emniyetinin garanti edilmesi Türkiye’nin ve diğer KEİPA üye devletlerinin müşterek gayesi olmalıdır. KEİPA Türkiye Delegasyonu Başkanı olarak, KEİ üye devletlerinin yasa yapıcılarının bu hedeflere ulaşılmasına katkı sağlayabilmelerini ve bu sürecin önemli bir dayanağı olabilmelerini umuyorum.” değerlendirmesinde bulundu. 

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir