HAMDİ YILMAZ -Zerrab- Kezzap- Man- Adam vs
Öteden beri ‘Diaspora gazeteciliği’ yapıyoruz mantığı ile kimsenin putuna çarparak kalp kırmamak için Türkiye’deki tartışmalardan uzak kalmaya çalıştığımızı bizi tanıyanlar bilir.
Ne var ki, son günlerde Zarrab, kezzap, Man, Adam vs.. içerikli sorulardan doğrusu usandım. Bu sorular, salt bizimkilerden gelse yine iyi, Romenler de soruyor.
Madem kaçınılmaz oldu, cevaplayalım ve herkesin işine gelen kısmını kabul ettiği son dönem gerçeklerini toparlayarak özetleyelim:
***
ABD, Zarrab davası ile Türkiye’yi idare edenlerin yüzüne ‘Kezzap’ fırlatıyor ki, bizimkiler can havli ile ABD isteklerini kabul etsin.. Olay bu, sanıldığı gibi bizim muktedirleri koltuğundan etmeye yönelik bir girişim değil..
Buna için için içerleyen İngiltere ise olayı kendi insiyatifine almak istiyor.
Ki, ‘Kezzabı’ yüzünden yemişler dizi kahramanı ‘Yanık Efe’ gibi efelenmeyip, can havli ile koltuklarından uzaklaşsınlar da ‘İngiliz Muhipleri’ne gün doğsun!
Mr. Hammilton’lar bunun için devrede!
***
ABD askerleri İkinci Dünya Harbi sonrası Stuttgart civarına kapağı bir ama pir atmışlardı. Halen de defolup gitmemişlerdir. ABD askerlerinin belden aşağı ihtiyaçları o yıllarda bir çift naylon çorap yada bir kavanoz kahve düşkünü Alman kadınları tarafından karşılanırmış.. Bunu ben demiyorum, pirelenen BND uşakları ABD’li yazarların kitaplarını okuyabilirler.
FETÖ de bana nedense o günleri hatırlatır. Naylon çorap düşkünü Alman kadınları gibi Türkiye’de iktidar partisinin yatağına süzülüverdiler.
Küresel FETÖ fahişelerinin sonu ortada.
Bir süre muktedirlerin fahişesi olduklarını unutup, ‘Hassa Sultan’ pozlarında milletin canını yakmışlarsa da, yedi nesil geleceklerini kararttıklarının artık kendileri de farkında. ABD’li veya Alman muktedirlerin de gözdesi olma özelliklerini yitirmeye yüz tuttuklarının emareleri var.
Şimdi bu küresel FETÖ fahişelerinin zil takıp oynadıkları görülüyor. Mahsuru yok oynasınlar, çok bunalmışlardı, azıcık efkar dağıtırlar! Belki yeni küresel taliplileri de çıkar!
***
Kırk yıl düşünsem, bilmem ne belgesi olduğu öne sürülen kağıt parçalarından yana olacağım aklıma gelmezdi. Bizden yüz bulup, astar isteyen Romen’in sorularından bunalınca, ne desem beğenirsiniz;
“Türkiye büyük bir ülkedir. Öyle 20 bin euro gibi bir paraya Başkentin belediye başkanı koltuğundan olmuyor! Aynı miktardaki para için başbakanlar da koltuklarından fırlamıyor! Kendi derdinize yanın, gözünüz para görsün! Sizin GSMH’nızın yüzde 3’ü 5’i kadar..”
***
Oh be, Romen sustu! Dünya varmış!!
***
Dostumdan da düşmanımdan da rica ediyorum. Beni Türkiye’deki bataklığa girmeye zorlayıp kalbinizi kırdırmayın yada kendinizi benden soğutturmayın.
Yaban ellerdeyiz, bizim bizden başka kimsemiz yok. Üstelik Türkiye’de olup biteni değiştirecek çap ve güçte de değiliz.
Herkes cevabını sandık önüne geldiğinde zaten verir. Niye birbirimizin putunu yıkarak, kalbini kıralım. Üstelik ‘put’ deyip geçmeyin, ha deyince bulunmuyor da namussuz!
(Bu yazı 4 aralık 2017 tarihinde yayımlanmıştır)