Hamdi YILMAZ – Bizi taraf olmaya çağırıyorlar ama

Biz taraf olmayacağız, burnumuzun dikine gitmeye devam edeceğiz!

Atlantikçilerle Çinciler kapışıyor!

Atlantikçilere bakalım, kimdir onlar?

Atlantikçilik, dünyanın en zengin 42 kişisinin servetini, dünyadaki 3,6 milyar insanın gelirine eşit kılan sistemin savunuculuğudur son kertede..

Nasıl Atlantikçi olalım?

Hukukun evrensel ilkesi olan delil- suç- suçlu sıralamasını önce suçlu – suç- delil sıralaması ile değiştirip FETÖ’nün eline tutuşturarak Türkiye’de hukuku zıvanadan çıkaranların savunuculuğudur Atlantikçilik.

Öyleyse biz şimdi nasıl Atlantikçiliği savunalım?

***

Koronavirüs nereden çıktı? Çin’in Wuhan kentinde. O kentin özelliği neymiş; 5G teknolojisi geçtiğimiz 18- 27 Ekim 2019 tarihinde bu Wuhan kentinde test edilmiş! Ilave zırvaları sıralamaya gerek yok. Yani Çin masum, bu Atlantikçilerin işi!

Türkler mazlumu savunma, mazlumdan yana olma şampiyonu ya, görüldüğü gibi Çin de mazlum (!). Öyleyse Çincilerin tarafından olmalıymışız!

Niye, bizim kanımız mı kurudu, tümden kazsızlaştık da haberimiz mi yok?

Kendini ölünceye kadar devlet başkanı seçtirmiş Şi Jinping’in Doğu Türkistan’da 40 milyon Müslüman Türk’e terörist muamelesi çekerek yok etme projesini nereye koyup da Çincilerin safına geçeceğiz?

Uzatmıyayım.

En iyisi ben size Atlantikçiliğin ağababası, Henry Kissinger’in Çin rejimini dünya kamuoyunda meşrulaştırmak için Rumen diktatörü Çavuşesku’nun nasıl ağzından girip burnundan çıktığını gözler önüne seren 11 Mayıs 2011 tarihli “ZAFER KİMİN OLDU?” başlıklı yazımı sunayım.

***

Önceki gün Romanya’da Avrupa Günü kutlandı. Hoş, Türkiye’de de kutlandı ya! Ruslar da Moskova’da Kızıl Meydan’da İkinci Dünya Savaşı’nda kazandıkları zaferi kutladılar. Romen televizyonları bile görkemli Rus gösterisini canlı yayınla izleyicilerine aktardı. Hatta, Romanya Komünist blokta olduğu için kendi zaferleriydi de! Oysa, o zafer Romanya’ya pahalıya mal olmuştu. Moldova ve şimdiki Bulgaristan Dobruca’sını kaybetmişlerdi.

O can yangınlığı ile olsa gerek uzaklardaki Çin ile dost olmayı yeğlediler. Kominist Çin’in Romanya’yı Ruslardan koruduğuna inanan Romen sayısı hiç de az değil.

*

Aslında o Amerika’ya başkan olacak adamdı. Amerika’da doğmadığı, Alman asıllı bir Yahudi olduğu için ABD’ye Dışişleri Bakanı olabildi. Richard Nixon ve Gerald Ford’a Dışişleri bakanlığı yaptı. Perde arkasındaki başkan olduğu söylendi, Dünyanın en karanlık adamı olarak nitelendirildi. Başkanlardan daha etkili bir konumda olduğu zaten biliniyordu. 84 yaşındayken bile hala dinç ve Başkan’a danışmanlık yapıyordu. Bizim Bülent Ecevit’e de Rockfeller bursuyla gittiği Harvard Üniversitesi’nde siyaset dersleri vermişti.

1960’ların sonu ile 70’lerin başında Vietnam, Laos ve Kamboçya ve Endonezya’da on binlerce insanın ölümünden sorumlu olmakla suçlanmasına, Vietnam, Laos ve Kamboçya’ya yaklaşık 4,5 milyon ton bomba atan Nixon yönetiminin bakanı olmasına rağmen ‘Vietnam sorununu çözüme götürmedeki üstün katkılarından’ dolayı 1973 yılında Nobel Barış Ödülü almasını becerdi.

İşte bu Henry Alfred Kissinger, iktidar ve muktedir olduğu dönemlerde Komünist Romanya ile ilişki kurmayı başardı. Diktatör Nikolay Çavuşesku ile dost oldu.

Kissinger, 1969 yılında Demirperde’yi Romanya’yı kullanarak nasıl deldiklerini bundan üç yıl evvel Bükreş’e gelerek Romenlere ballandıra ballandıra anlattı.

Yukarıda anlattığımız nedenlerle Diktatör Nikolay Çavuşesku’nun o tarihlerde Çin ile arası iyiymiş. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra komünist blok ülkelerinden birisini ilk ziyaret eden ABD başkanı sıfatına sahip Nixon ve Kissinger’i diktatör Çavuşesku tahmin edilemeyecek bir ilgi ve görkemle karşılamış.

Bu ziyaretle uygulamaya konulan plan ilk sonucunu 4 yıl sonra 1973 yılında vermiş ve Amerika Birleşik Devletleri ile Çin Halk Cumhuriyeti arasında ilk resmi ilişkiler de kurulmuş.

Kissinger, Romanya’da geçen başarılarını anlatırken, “Başkanlar, başbakanlar değişebilir ama önemli olan ayakta kalbilmektir. Ben bunu başardım” dedi.  

***

Şimdi 97 yaşında olan ve halen daha ABD Başkanına danışmanlık yaptığı bilgisi gelen Kissinger’e bir gazeteci olarak sormak isterdim: Eserinden memnun musun?

Bizi taraf olmaya çağırdıkları Atlantikçilik ile Çinciliğin seceresi bu.

Biz niçin bunlardan birisinin taraftarı olalım?

Yer darlığından Ruslara değinmedik diye Rusculuğu alkışlıyor olmadığımız da biline.

Biz, insanlığın en iyi bilinen son üç bin yıllık tarihine damgasını vurmuş, tarih sahnesine çıktığı coğrafyadan binlerce kilometre öteleri yurtlaştırmış, oralarda medeniyet kurmuş tek millet olan Türk milletinin bir ferdiyiz.

Yaşadığımız son 50 yılın aktörlerine bakıp da niçin onlardan birinin zulmünün taraftarı olalım?

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir