HAMDİ YILMAZ -Kıvılcım Evi veya “Yes we can!” yahut anlamak..

*Hadley, 2010 yılında ‘Türkiye’nin Ortadoğu diplomasisi, Amerika ile koordinasyon içinde yürütülmeli. Bu mayınlı arazide istediğiniz gibi oynayamazsınız’ dedi

Suriye olayının günah keçisinin defterini Hadley mi dürdü?

Gelin bugünü daha iyi anlamak için yaklaşık olarak 10 yıl geriye gidelim ve aşağıdaki yazıyı sabırla okuyalım:

KIVILCIM EVİ’NDE ABD GÜNÜ

“Yılanın sevmediği ot deliğinin ağzında bitermiş” diye bir söz var. Önceki akşam başımıza bu sözdeki gibi bir şey geldi.

“Kıvılcım” kelimesinin Komünist terminolojideki yerini herkes bilir. Gazetemizin Bükreş’te baskısının yapıldığı bölgenin adı da “Kıvılcım Evi.”

Komünist Romanya’nın tek günlük gazetesi olan “Kıvılcım” burada hazırlanır basılırmış.

Görmeyenler için belirtmek gerekirse, dünün “Kıvılcım Evi” olan yerde bugün iki ulusal televizyon kanalı,  20 civarında günlük gazeteyi basan iki ayrı matbaa, Ulusal gazete dağıtım şirketi, Borsa idaresi,  3 ulusal gazete idarehanesi, Gazeteciler sendikası, basın Kulübü var. İrili ufaklı matbaalar ve diğer işyerleri de cabası.

Önceki akşam matbaaya giderken polisin içeri araç sokmadığını geriden gördük. Dönüş mümkün olmadığı için polisin kurduğu seyyar noktaya kadar vardık.

Biz de geri dönmek mecburiyetinde kaldık. Polise gerekçesini sorduğumuzda Amerika’nın doğum günü kutlaması olduğunu söyledi. Kıvılcım Evi’nin sol yan bahçesinde ABD’nin kuruluşunun 234’üncü yıl dönümü kutlanıyordu.

Sanki Bükreş’te yer, bahçe veya mekan kıtlığı vardı. Girdiği eski doğu Bloku ülkelerinde Komünizmin kalbi sayılan mekanlara “kurulmayı” seviyor Amerikalılar. Bir de onlara akıl vermeyi.

ABD Dışişleri Bakanı, Azerbaycan’da demokrasinin gelişimini destekleyeceklerinden dem vurduğu saatlerde, ABD Bükreş Büyükelçisi, “Hayat böyle işte” diyen bezgin Romenlere “Yes we can!” demelerini öğütlüyordu. Yani Romenler, “Evet yapabiliyoruz” diyeceklerdi.

Muhtemeldir ki, aynı saatlerde Amerika eski Ulusal Güvenlik Danışmanı Steve Hadley,  Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun “Mavi Marmaya olayı Türkiye’nin 11 Eylül’üdür”  sözleriyle amacını aştığını ve bunun talihsizlik olduğunu söylüyordu.

Bush yönetiminde uluslararası güvenlikten sorumlu birinci adam olarak görev yapan Hadley, Davutoğlu’nun son yıllarda bazı hatalar yaptığını düşünüyordu. Hadley ‘Geçmişte de Türk hükümeti ile sorun yaşadık ancak bu sorunları tamir ettik. AKP hükümetini reformcu bir hükümet olduğu için destekledik. Ancak, Gazze’ye yardım gemisi bir hataydı’ dedi.

Ortadoğu barışını karmaşık ve mayınlı bir araziye benzeten Hadley, ‘Türkiye’nin Ortadoğu diplomasisi, Amerika ile koordinasyon içinde yürütülmeli. Bu mayınlı arazide istediğiniz gibi oynayamazsınız’ dedi.

Washington Enstütüsü’nde düzenlenen İsrail ve Amerika ilişkileri konulu toplantıda konuşan Hadley, ‘Türkiye, oynamaya çalıştığı diplomatik oyunun sandığından daha zor olduğunu da anladı’ diyordu.

Başbakanımızın suskunluğuna bakarsanız, gerçekten anlamışa benziyoruz.

(Bu yazı 6 Temmuz 2010 tarihinde yayımlandı)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir