HAMDİ YILMAZ -Hukuk cengaverleri Ha gayret!
El birliği yapalım! Türkiye’nin ocağına incir ağacı dikilmesine az kaldı.
Gücü gücü yetene hukuku bu.
Orman kanunu bile “Pir-û pak” kalır.
Türk vatandaşı tanımlanırken öteden beri:
-İsviçre medeni kanununa göre evlenen,
-İtalyan ceza yasasına göre cezalandırılan,
-Alman ceza mahkemeleri usulü yasasına göre yargılanan,
-Fransız idare hukukuna göre idare edilen ve İslam hukukuna göre gömülen kişidir” ifadesi kullanılır.
Şimdi hukukta devrim yapıyor arkadaşlar ve bir madde daha ekliyorlar:
“Guantanamo hukukuna göre yakalanır ve sorgulanır.”
Ama gözüken o ki, Guantanamo hukukundan daha beteri de varmış meğerse.
Suçlu olduğu varsayılan kişiler açısından durum bu da, yargılayıcıları işin neresine oturtacağız?
Onları hangi hukuk kurallarına göre belirleyeceğiz?
Görmüyor musunuz, cemaat patronlarının yazdığı hukuk kurallarına göre belirlenecek elbet!
İşinize gelmiyor mu?
Paşa gönlünüz bilir diyeceğim ama, biliyorsunuz artık “Paşalık” da işe yaramıyor.
Devir cemaat patronlarının devri.
***
“Oğlunuz ne iş yapar?” diye soran kız babalarını memnun edecek cevap nedir sizce?
Bu cevap, “Cemaat patrunudur amcası! Sümük çekenler cemaatinin bilmem ne şubesinin patronu!” şeklinde olabilir mi?
Yada “Sarı çizmeli Mehmet Ağa cemaatinin Aksaray Şubesi patronu.”
Ne diyelim, kız babalarının gözü aydın. Damatları işsizlikten kurtaracak yeni meslek okulu mezunlarını vermeye çoktan başladı.
Bu kopan gürültü onların dört nala geliş gürültüsü.
Yanılıyor da olabiliriz:
Sakın dört nala gidiş gürültüsü olmasın.
Gelişleri sessiz olmuştu çünkü.
(Bu yazı 19 Şubat 2010’da yayımlandı)