SAİT ÖZDEMİR -Çok hızlı gittik biraz kendimizi dinleyelim
Meksikada Inka tapınaklarına çıkmak isteyen Avrupalı bir grup arkeolog, birkaç yerli rehberle yola koyuluyor.
Dağın tepesindeki tapınaklara giden uzun yolu, kısa bir sürede yarılıyorlar. Aynı hızla tempoyla biraz daha yol aldıktan sonra, yerliler kendi aralarında konuşup birden yere oturuyor ve böylece beklemeye başlıyorlar.
Tabii Avrupalı arkeologlar buna bir anlam veremiyorlar. Saatler sonra, yerliler kendi aralarında konuşup tekrar yola koyulup sonunda tepenin üstündeki görkemli Inka tapınaklarına geliyorlar.
Arkeologlardan biri, yaşlı rehbere soruyor, hiç anlayamadım, niye yolun ortasına oturup saatlerce yok yere bekledik? Yaşlı rehberin cevabı o kadar güzel ki;
Çok kısa sürede çok hızlı yol aldık, ruhlarımız bizden çok uzakta kaldı. Oturup ruhlarımızın bize yetişmesini bekledik.
Bu durum bügünlerde salgın hastalık mecburiyetiden dolayı evde kaldığımızdan biraz ruhlarımızı dinlememiz gerektiğini ifade ediyor.
Malum ya günümüz haz ve hız cağı.
Evde daha önce kış aylarında bu kadar uzun süre kapalı kalmayan çocuklar anne ve babalar can simidi olarak sosyal medya ve tv kanallarında sörf yapmaya başladılar. Sosyal medya ve haber kanallarından sürekli aynı haber ve yorumların dinleyen beyin ve bilinçaltı bu konuşulan ve söylenenlerden ciddi manada etkilenmeye başladı. Beynin sürekli aynı mesajları alması bir süre sonra insanları psikolojik olarak daha kötü şeyler olacakmış gibi bir kaygı ve anksiyeteye sevk etmektedir. Söylenilen sözleri zihnimizde hayal etmeye onlar gibi hissedip düşünmeye başladık. Atalarımız söz vücut bulur der.
Bu durumda manevi yaşantısı olmayanlar depresif bir ruh hali takınabilirler. Bu durumdan kurtulmak için inancımızı kuvvetlendirmemiz gerekir.
Bugünlerde güzel seyler konuşmaya morale toplum olarak o kadar çok ihtiyacımız varki.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun,