‘Schengen, Avrupa’nın en büyük korona kurbanı haline gelecek’

*Alman basınının koronavirüs korkusu: Münchner Merkur, “Özgürlük ve demokrasinin aylarca ‘kepenk kapatması’ söz konusu olamaz; görünmez düşmanın bizimle işi bitmedi

Alman basınında yer alan yorumlarda, dünyayı pençesine alan koronavirüs salgınının gelecekte nasıl siyasi, toplumsal ve ekonomik değişimlere yol açacağı mercek altına alınıyor.

Münchner Merkur gazetesinde yer alan yorumda, koronavirüs salgınına karşı alınan karantina önlemlerinin uzun vadede ters tepeceği yorumu yapılıyor:

“Koronavirüs, yıkıcı hamlesiyle birlikte binlerce hayatı söndürdü, halklara acı getirdi ve milyonlarca varlığı yok etti. Ancak görünmez düşmanın bizimle işi bitmiş gibi gözükmüyor. Şimdi önümüzde büyük bir sınav daha var: Vatandaşlar birkaç hafta içerisinde devlet tarafından getirilen özgürlük kısıtlamasına ve zorunlu işsizliğe karşı direndiğinde nasıl tepki vereceğiz? Yaşlıların korunması ile ekonominin kurtarılması arasında dengeyi nasıl kuracağız? Sokağa çıkma yasaklarına halk desteği, ev içi şiddet arttıkça, virüse yeni yakalananların sayısı azaldıkça ve ekonomi çöktükçe giderek azalacak. Eve kapanma önleminden çıkış stratejisinin ne olacağı sorusu apaçık gibi ortada. Özgürlük ve demokrasinin aylarca ‘kepenk kapatması’ söz konusu olamaz.”

Koblenz’te yayınlanan Rhein-Zeitung’da da insanlığın koronavirüs krizinden alacağı dersler ele alınıyor:

“Bu krizden çok dersler alınacak. Umalım ki herkes bugün söylediklerini gelecekte hatırlasın. Örneğin Hristiyan Demokratların meclis grubu başkanı Ralph Brinkhaus, hayatta neyin önemli olduğunun yavaş yavaş yeniden farkına vardığımızı düşünüyor. Bugün feragat etmek zorunda kaldığımız aile, arkadaşlar, sosyal ilişkiler.. Ama kriz geride kaldığında bu ilişkileri gerçekten korumak için zamanımız olacak mı? Yoksa yeniden günlük hayatın koşturmacasına mı kapılacağız?“

Ulm’de yayınlanan Südwest Presse’nin yorum sütunlarında ise pandeminin büyük değişikliklere yol açacağı öngörülüyor:

“Yirminci yüzyılın en önemli ekonomistlerinden olan Milton Friedman, bir defasında gerçek değişiklikleri ancak bir krizin getirebileceğini söylemişti. Anketlere göre insanların çoğu şu anda en kötü senaryoyu bekliyor. Diğer yandan iyimser olmak için birçok neden var. Toplumda dijital bir sarsıntı yaşanıyor. İşe gitme zorunluluğu ortadna kalkıyor, böylece çocuklara daha fazla zaman kalıyor. Kentlerde hava kalitesnin iyileştiğini de unutmamak gerek. Yoksa bu ütopik mi? Olabilir. Friedman aynı zamanda şunu da söylemişti: Krizlerde; siyaseten imkansız olan siyaseten kaçınılamaz hale gelir.“

Hof’ta yayınlanan Frankenpost’ta ise koronavirüs krizinin Avrupa Birliği‘nin değerlerini nasıl etkileyeceği değerlendiriliyor:

“Yeni tür koronavirüs yalnızca halkın sağlığını değil, Avrupa Birliği’nin temellerini de nefes kesici bir tempoyla paramparça ediyor. Kısa süre önce birçok AB ülkesi, koronavirüs korkusuyla sınırlarını kapadı. Bu, Avrupa düşüncesine vurulmuş büyük bir darbedir. Kriz atlatıldığında tüm Schengen ülkeleri tartışmaksızın hemen pandemi öncesi statükoya dönmeli. Yoksa Schengen, Avrupa’nın en büyük korona kurbanı haline gelecek.” (DW)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir