Bunlar kimseye bulaşmıyor, Virus bunlara nasıl bulaşıyor?
BÜKREŞ (Gazete Balkan)- Türkiye’de bir yıl önce yapılan yerel seçin sonuçlarının moda slaoganı ile söylersek, koronavirüs ile ne olduğunu bilmesek de dünyada “Kesin birşeyler oluyor!”
Buna ilginç örneklerden birini Celâl F. Akyazılı verdi. Akyazılı Kırcaali haber portalında yayınlanan “Şahlar ve Piyonlar” adlı yazısında İngiliz Kraliyet ailesi için, “Hayret! Bunlar kimseye bulaşmadan yaşıyorlar, hastalık bunlara nasıl bulaşıyor?” diye sordu.
İşte akyazılı’nın o yazısı:
“Monaco Prensi Albert’ten sonra İngiltere
Galler Prensi Charles’a da “korona virüsü” bulaştığı haberi küresel medya ağını
çalkaladı.
Hayret! Bunlar kimseye bulaşmadan yaşıyorlar, hastalık bunlara nasıl bulaşıyor?
Yarın Kraliçe Elizabeth’e de bulaşırsa veya eşi Edinburgh Dükü Prens Philip bu
virüs sebebiyle vefat ederse hiç şaşmam! Tehlike çok derin ve büyük…
Anlamak, okumak ve ona göre cephe almak gerek. Bu niyetle kısa bir analiz
yapalım ve üzerinde biraz kafa yoralım, ne dersiniz? Çin dünyanın en kalabalık
nüfusuna sahip ve dünyadaki en büyük ekonomik güç.
Bu yeni virüs olayı ilk orada, Vuhan‘da başladı, ardından Şiî merkezi Kum
şehrine göründü ve bütün İran’ı etkisi altına aldı. Şu anda en tesirli görüldüğü
yer Avrupa ve özellikle Katolik dünyasının kalbi olan İtalya…
Anlayacağınız Papa’nın tam burnunun dibinde! Sünnî âlemi zaten hilâfet sona
erdikten sonra param parça ve kolay lokma. Kutsal mekânlarımız olan Mekke ve
Medine’deki boş mabetler gösterildi, o bile psikolojimizi bozmaya yetti. Şimdi
yavaş, yavaş Amerika’yı ele almaya başlıyor, bir iki hafta zarfında büyük
ihtimalle virüsün merkezi Kuzey Amerika olacaktır. Oyun kuranlar çok iyi bir
hesap ve uzun süreli bir proje üzerinde düğmeye basmış görünüyor. Önce bizi
romanlarla ve Hollywood filmleriyle
hazırladılar, sonra “yardımsever” kuruluşlar aracılığı ile sözde bağımsız
araştırmalar yaparak zemini yokladılar. Bu araştırmalar neticesinde en uygun
zaman 2020 yılı, bir dönüm yılı ve akıllarda kolayca kalacak bir tarih.
Dünya tarihinde, savaşlar hariç, hiçbir zaman Yaz Olimpiyat Oyunları
ertelenmemiş, ama 2020’deki „korona virüsü“ bunu da başardı. Mükemmel bir algı
ve tasarı, tam da halkın korkularıyla oynanacak benzersiz bir plan. Ama dikkat
ederseniz, bu virus aniden öldürmüyor, genç ve üretken nüfusa da fazla
dokunmuyor. Yavaş yavaş yaşlılarımızı ve hastaları, yani onlara göre “lüzumsuz”
nüfusu yok ediyor, ama aynı zamanda güçlü ve sarsılmaz dediğimiz ekonomileri
tek tek çökertiyor ve bizi bir şeylere zorlamak istiyor! Bunun adı: Yeni dünya
düzeni.
Para kontrolünün tek bir elde toplandığı,
dijital bir nüfusun kolayca kontrol edildiği, sosyal puanlamanın olduğu, erkek
kadın ilişkisinin yok olduğu, dinsiz, ufuksuz, idealsiz ve tek kelimeyle ruhsuz
bir dünya düzeni. Bunu başarabilmeleri için en başta semavî dinleri hedef
almaları gerekiyor ve bunun başarıya ulaşması için düğmeye basıldı. Peki, bu
şeytanî akım ve oyun kurucuları neden yaşlılarımızı bizden almak istiyor? Neden
hastalarımıza el uzatıyor? Yaşlı demek, tarih demektir…
Hasta ise yük demek! Bu ikisinden kurtularak dijital bir nesil yetişecek!
2019’da gösterime giren “I am Mother” filmini izlemenizi tavsiye ederim…
Özetle söyleyecek olursak, filmin konusu, insan soyunun tükenmesinin ardından
anaç bir droid tarafından yetiştirilen genç kız başka bir insanla karşılaşır ve
bütün dünyası alt üst olur. Anlayacağınız, insanlığı, kendilerince modellenmiş
yapay zekâ kontrolünde bir “yeni çağ” ürünü olarak tasarlıyorlar. Peki, ya bunu
yapan kim diye sormayın…
Dünya ekonomisinin yüzde 85’ten fazlası kimin elinde ona bir bakın, hemen
anlarsınız…
Unutmayın, hedef para kazanmak değil, para zaten onların kontrolünde!
Hatırlayın, Firavun Hazreti Musa’nın peşine para için düşmedi. Oyun görülenden
çok daha derin!”