Yunus AKKAYA – (Din Hizmetleri Müşaviri) İNSANLIK İÇİN DUA VE YAKARIŞ GECESİ : BERAT KANDİLİ
Yüce rabbimizin rahmet ve mağfiretinin bol bol tecelli ettiği; Recep, Şaban ve Ramazan aylarını içinde barındıran, üç aylar diye isimlendirilen mübarek gün ve geceleri hep birlikte yaşıyoruz. Recep ayında Regaip ve Miraç kandillerini idrak ettik. Şimdi Şaban ayındayız ve bu ayın on beşinde yani önümüzdeki Salı gününü Çarşambaya bağlayan gece Berat Kandili’ni hep birlikte idrak edeceğiz. Arkasından da on bir ayın sultanı Ramazan-ı Şerif’e kavuşacağız inşallah.
Berat Kandili’nin vatanımız, milletimiz, İslam âlemi ve bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını Yüce rabbimizden niyaz ediyorum.
Berat kelimesi suçtan, hata ve kusurlardan berî olmayı, günahlardan kurtulmayı ifade etmektedir. Cenab-ı Allah’ın rahmet, mağfiret, lütuf ve ihsanının bol bol tecelli ettiği, kendisine yönelen el açıp af dileyen, ibadet ve tâatta bulunan mü’minleri affedeceği mübarek bir gece olduğu için bu geceye Berat Kandili denilmiştir.
Şüphesiz kullarına karşı sınırsız şefkat ve merhamete sahip olan Yüce Rabbimiz gönülden, samimiyetle yapılan duaları her zaman kabul eder, bununla birlikte bazı vakitlerin ve bazı mekânların diğer zaman ve mekânlardan daha bereketli kılındığı ayet ve hadislerde ifade edilmiştir. Bu durum Yüce rabbimizin biz müminlere büyük bir lütfu ve ikramıdır. Gece seher vakitlerinde dua edenlerin Kur’ân’da övülmesi, Efendimiz (s.a.s.)’in her gecenin son üçte birinde dua edenlerin dualarının kabul olacağını müjdelemesi bu mübarek vakitlerin önemini ifade eden güzel örneklerden bazılarıdır.
Yüce Rabbimiz bizlere şu müjdeyi vermiştir: “De ki: ‘Ey kendi aleyhlerine günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah dilerse bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” (Zümer, 39/53).
Allah Rasulü (s.a.s.) Berat gecesi yapacağımız ibadet, dua ve yakarışlarımızın günahlardan temizlenmemize ve affedilmemize vesile olacağı hususunda şöyle buyurur: “Şaban ayının on beşinci gününü oruçlu geçirin. Gecesinde ise ibadete kalkın. Çünkü o gece güneş batınca Allah Teala (keyfiyetini bilemediğimiz bir hâlde) en yakın semaya tecelli ederek fecir doğuncaya kadar: “Bağışlanma dileyen yok mu? Onu bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu? Ona rızık vereyim. Belaya duçar olan yok mu, ona afiyet vereyim…”( İbni Mâce, İkâmetüs-salavât, 191).
Berat gecesi af dilemenin, arınmanın, elleri duaya, gönülleri semaya açmanın, doğrudan doğruya Rabbimize yönelip mağfiret iklimine girmenin vaktidir. Hz. Âdem ile eşi Hz. Havva’nın, yasağı çiğnediklerinin farkına vardıklarında, “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka hüsrana uğrayanlardan oluruz.”(A‘râf 7/23; Bakara 2/37) şeklindeki pişmanlık dolu gönülden niyazları üzerine Yüce Allah tövbelerini kabul etmiştir.
Hz. Eyyûp (a.s) hastalandığında, Hz Yunus (a.s) balığın karnında karanlıklar içinde kaldığında, Hz Musa (a.s) Firavunun zulmünden kaçarken, Hz. İbrahim (a.s) ataşe atıldığında, Hz Muhammed (s.a.s.) de Sevr mağarasında Allah’a dayanmış, O’na güvenmiş ve
O’ndan yardım istemişti. Âlemlerin Rabbi olan Allah da dualarına icabet etmiş ve içinde bulundukları sıkıntılı durumdan kurtarmıştı. Nitekim Kur’an-ı Kerimde Rabbimiz şöyle buyurur: “Kullarım, beni senden sorarlarsa, bilsinler ki, gerçekten ben onlara çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına cevap veririm. O halde, doğru yolu bulmaları için benim davetime uysunlar, bana iman etsinler” (Bakara, 2/186).
Bu gece, kalbimizin en derin yerinden Rahman’a doğru bir yol açma zamanıdır. Bu mübarek gecede; Kur’ân’da örnek gösterilen has kullar gibi “Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır, gerçekten onun azabı gelip geçici değil, devamlıdır. Şüphesiz, orası ne kötü bir durak ve ne kötü bir konaktır” (Furkân 25/63-66) diye niyazda bulunmak, tövbe ederek günahlardan arınmak ve Allah’a kulluğun tadına varmak ne büyük bir bahtiyarlıktır!
Koronavirüs salgın hastalığı sebebiyle bu sene hemen hemen dünyanın bütün ülkelerinde az veya çok binlerce insanın ölümü, acılar, ıstıraplar hepimizi derinden sarsıyor. Yaşanan olumsuz manzaralar gönüllerimizi yaralıyor. Çoğu ülkelerde karantina ve sokağa çıkma yasağı uygulamaları var insanlar evlerinden çıkamıyor. Camilerimizde Cuma namazı ve vakit namazlarını cemaatle kılamıyoruz. Sevdiğimiz insanların ziyaret edemiyor, bir araya gelemiyoruz. Daha pek çok olumsuzluğu insanlık olarak hep birlikte yaşıyoruz.
İnsanlık tarihi boyunca pek çok felaket yaşanmış ve atlatılmıştır. Elbette bu felaket de atlatılacaktır. Bu salgın hastalığın da şifası bulunacaktır.
Bilim insanları bu hastalığın tedavisini bulmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Duamız, niyazımız bu salgın hastalığı tedavi edecek aşının bir an evvel bulunması ve insanların yeniden huzur içinde yaşayabilecekleri günlere ulaşmasıdır.
Zorlu bir imtihan sürecinden geçtiğimiz şu günlerde bize düşen; olabildiğince tedbirli davranmak, sabırlı ve metanetli olmak, ailemizle çocuklarımızla ilgilenmek, kitap okumak, tefekkür etmek, ibadetlerimizi yerine getirmek, kimi kimsesi olmayan ve bakıma muhtaç olanları yalnız bırakmamak, ihtiyaç sahiplerine infakta bulunmak vb. güzel davranışlarla Rabbimizin rızasını kazanmaya çalışmaktır.
Yüce Rabbimiz!
Zor günlerden geçiyoruz. Birliğimizi, dirliğimizi, kardeşliğimizi daim eyle! Dünya imtihanımızı kolaylaştır, musibetler karşısında bilincimizi ve direncimizi artır, bizlere sabır ve metanet ver Allah’ım! Her daim mağdurların, mazlumların, gariplerin yanında yer almış; çaresizlere kucak açmış necip milletimizden rahmetini esirgeme Allah’ım. Devletimizi, milletimizi, İslam beldelerini ve bütün insanlığı her türlü afetlerden, musibetlerden, kötülüklerden, salgın hastalıklardan muhafaza eyle Allah’ım…
Bu duygu ve düşüncelerle Berat Kandilinizi tebrik ediyor, kandilin affımıza ve bütün insanlığın huzur ve mutluluğuna vesile olmasını Hak Teala’dan niyaz ediyorum.