HAMDİ YILMAZ-Para basımı ve gecikmiş baş sağlığı

İkinci Dünya Savaşı sonrası Hitler’in ölümünün hemen ardından Karl Arnold 7 Eylül

1949- 12 Eylül 1949 tarihleri arasında 5 gün Batı Almanya’nın geçici Cumhurbaşkanı olmuş, ardından 1959 yılına kadar başta kalacak olan olan Theodor Heuss’a görevi devretmiştir.

Batı Almanya’nın yine Hitler sonrası başbakanı ise bu gün adı küresel ölçekli Alman çıkarları için çalışan vakıfla yaşatılan Konrad Adenauer olmuştur.

Almanya ise Japonya gibi yıkılıp tarümar olmuştur.

Değersiz Alman markı için “Soba’da odun yerine Alman Mark’ı yakmak daha ekonomiktir” şeklinde söylenen sözler bu gün dahi akıllardadır.

Bu durumdaki Almanya’da devlet Hans’ı çağırır:

-Savaştan önce ne yapıyordun?

-Berberdim.

-İşini yeniden kurmak için ne kadar para lazım?

-Şu kadar.

-Al o zaman. Git, işini kur ve sonra da develete geri öde.

Devlet öteki Hans’ı çağırır:

-Savaştan önce ne yapıyordun?

-Tornacıydım.

-İşini yeniden kurmak için ne kadar para lazım?

-Şu kadar.

-Al o zaman. Git, işini kur ve sonra da develete geri öde.

Almanya, bizim kuşağın ‘Demir gibi para’ olarak bildiği Alman Markı’nı basarak, kimin ne kadar paraya ihtiyacı varsa vermiştir.

Ya paranın karşılığı? Onu’da dünya kamuoyuna dönerek ve “Bu paranın karşılığı Almanya topraklarıdır!” diyerek izah etmişlerdir.

Uzun lafın kısası Devlet vatandaşının bilgi birikimine ve bizzatihi kendisine güvenerek karşılıksız para basmış, vatandaşı da çaılşarak geri ödemiştir.

Ben ekonomist filan değilim. Sakın karşılıksız para basımını savunduğum sanılmasın.

Bu hikâyeyi biliyordum.

***

Ak Parti’nin ilk iktidar dönemiydi.

Ankara’da bulunduğum günlerde mahalli seçimler mi vardı, başka bir şey mi vardı, nasıl oldu bilmem ama geçenlerde rahmetli olan Haydar Baş’ın partisinin programında, “Piyasada dolaşan para milletin emeğinin karşılığı değildir. Dolaşımdaki nakit para artırılmalıdır!” şeklinde bir şeyler okudum.

***

TBMM Bütçe Plan Komisyonu Başkanı Ak Parti Kütahya Milletvekili Sait Abça idi.

Randevu istedim, kalktım gittim.

Hem Almanya hikâyesini anlattım, hem merhum Baş’ın parti programındaki ifadeleri.

Abça, “Olmaz öyle şey” dedi. Aklımda kalan bu.

Tekraren söylüyorum, ekonomist değilim, para pul işlerinden da anlamam.

Korona virüs krizi vesilesi ile baştan beri yazmak istememe rağmen bir türlü yazamamıştım.

Sadece gazeteci olarak yaşadığımız gün tartışmalarına uygun olduğu ve Haydar Baş’ında vefatı nedeni ile aktarmak istedim.

Geç kalmış olsam da bu vesile ile merhum Haydar Baş’a Allah’tan rahmet, yakınları, partilileri ve sevenlerine baş sağlığı dilerim.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir