HAMDİ YILMAZ -TRT, 23 Nisan, bayrak, meslek okulları ve korona virüs
Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) oldum olası siyasi iktidarların güç tarlası olsa da, bundan kurtulma ihtimali bulunmasa da, önemli bir kurumdur. Tarihinde pek çok güzel işler yapmış, yapmaya da devam ediyor.
Bu güzel işlerden sonuncusu, altı haftadır seyrettiğimiz “Ya İstiklal Ya Ölüm” dizisidir. İki bölümün bir arada gösterildiği dizi, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) kuruluş hikâyesidir.
Dizi siyasi iktidara muhalif kesimlerce başlangıçta “Nerede yanlış yapacaklar” mantığı gereği kuşkuyla yaklaşılarak seyredilmişse de, TRT hata yapmamış, dolayısı ile tüm Milletimizin gönül rahatlığı ile seyrettiği bir dizi olmuştur.
Emeği geçenleri kutlamak lâzım.
Türkiye’de, ilk defa TBMM’nin kuruluş ve 23 Nisan Milli Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamalarında anlamlı bir televizyon dizisi görmüştür. Her iki bölümü iki saatten biraz fazla süren diziyi seyredemeyenler bana göre mutlaka seyretmenin bir yolunu bulmalıdır. Tamamı 13-14 saat civarında bir zaman alıyor.
Türkiye Cumhuriyeti, aristokratların, lejyonerlerin, misyonelerin, emperyalistlerin vs kurduğu bir devlet değildir. Sınırları cetvelle değil kanla çizilmiştir. Bitti denilen bir milletin bütün fertlerinin ve bütün siyasal, sosyal renklerinin muhteşem birliği ve evlatlarının kanı ile kurulmuş bir devlettir. Bu yüzden “İlelebet payidar” kalacaktır.
***
TBMM binasının çatısı, kiremit yetmeyince Ankara’da evi kiremitli olanların kendi çatılarından söküp getirdikleri kiremitlerle tamamlanabilmiştir. Bazı milletvekillerinin zaman zaman amele olarak çalıştıkları görülmüştür.
TBMM’nin ilk bayraklarının çoğu öğrenciler tarafından üretilmiştir.
Bu gün de, korona virüs seferberliği içerisinde meslek okullarımız sağlık personelimiz ve halk için sıhhi alet edevat üretiyor. Eğitim Bakanı’nın bir kaç fotoğrafını gördüm, bir melek lisemizde üretilen hijyenik ürünlerin önündeydi.
Muhtemelen o okul bizim Teknik Eğitim Fakültesi’nin yanındaki Kimya Meslek Lisesiydi.
“Kıymetini bilemedik” diye ah vah etmenin de bir anlamı yok. Türkiye, korona virüs adlı illet sayesinde kendi potansiyel gücünün bir unsuru olan meslek okullarının farkına varmıştır.
O okulların, döner sermayeleri ile imkânı olmayan öğrencilerine ücretsiz öğle yemeği verdiğini, hatta onları akşamları ve hafta sonları birer ikişer saat çalıştırarak ücret bile ödediğini, bulundukları bölgenin sanayicileri ile iç içe nasıl birbirlerini olumlu etkilediklerini bizzat yaşayarak büyüdük biz.
100 yıl önce 624 yıllık devletimizin başkentini işgal ederek hükümetini esir alan İngiltere’nin en az 3-4 bakanının yaptığı açıklamalardan Türkiye’den gelecek tıbbi malzemeleri umutla beklediklerini anladık.
Buna çektiğimiz acılardan dolayı sevinmesek bile, bunun ibretlik tarihî bir olay olduğunu asla unutmamalıyız.
Umulur ki, mesleki ve teknik okullarımızın yeniden farkına vardığımız potansiyelini asla unutmayız, geliştirerek güçlendiririz.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız ve TBMM Kuruluş Günümüz kutlu olsun.