SAİT ÖZDEMİR – KENDİNİ OKYANUSTA BİR DAMLA SANMA
Kendini okyanusta bir damla sanma. Bir damlanın içinde kocaman bir okyanussun, der, Mevlânâ Celâleddîn Rûmî Hz.
George Berkely “Var olmak, algılanmış olmaktır” der.
Karıncanın biri bir damla suyun içine düşünce Nuh Tufanı çıktığını sanmış ve eyvah diye feryat etmeye başlamış. Nuh Tufan’ı çıktı şimdi tüm dünyayı sular kaplayacak kaçın demiş.
Unutmayalım ki; dünyamız ne kadarsa gücümüz de o kadardır. Dünyaları damladan ibaret olanlar damlayı okyanus zanneder! Dünyayı kendi yaşadığı ortamdan ibaret zannedenler de kısır döngüden çıkamazlar.
Bir adam kötü yoldan haram para kazanıp bununla da kendisine bir inek alır. Aradan bir müddet zaman geçer ve adam yaptıklarından pişman olur ve “hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için” bu ineği, Hacı Bektaş Veli’nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister.
O zamanlar dergâhlar aynı zamanda aşevi vazifesi görüyordu. Durumu Hacı Bektaş Veli’ye anlatır. Hacı Bektaş Veli “helâl değildir” diye bu kurbanı geri çevirir.
Bunun üzerine adam Mevlevî dergâhına gider ve aynı durumu Mevlana‘ya anlatır. Hazreti Mevlana ise bu hediyeyi kabul eder.
Adam aynı şeyi Hacı Bektaş Veli’ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana Celaleddin hazretlerinden bunun sebebini sorar. Mevlana “biz bir karga isek, Hacı Bektaş Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz. O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir” der.
Adam üşenmez kalkar, Hacı Bektaş Dergâhı’na gider ve Hacı Bektaş Veli’ye, “Mevlana’nın kurbanı kabul ettiğini” söyleyip bunun sebebini bir de Hacı Bektaş Veli’ye sorar. Hacı Bektaş da “bizim gönlümüz bir su birikintisi ise, Mevlana’nınki okyanus gibidir. Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir fakat onun engin gönlü kirlenmez. Bu sebepten dolayı o senin hediyeni kabul etmiştir” diye cevap verir.
Gönlü engin olanlardan olmanız dileğimle.
Kalın Sağlıcakla.