Almanya bir ‘virologlar diktatörlüğü’ değildir!
*Alman basınında yer alan yorumlarda, Avrupa’da sınır kontrollerinin gevşetilmesi ve pandemiye karşı mücadelede ekonominin yadsınamaz rolü öne çıkıyor.
Almanya, pandemi önlemleri çerçevesinde kapattığı sınırlarını vaka sayısına bağlı olarak kademeli biçimde yeniden açacağını açıkladı. AB Komisyonu da fiziki mesafe kurallarına uyulması suretiyle üye ülkeler arasındaki sınırların açılması tavsiyesinde bulundu. Reutlinger General-Anzeiger’de yer verilen yorum, kaçınılmaz olan bu adımın yeniden getirdiği özgürlüğün, ancak kişisel sorumlulukla kalıcı hale gelebileceğini vurguluyor:
“Gevşetme kararını eleştirenler, haklı olarak henüz koronavirüsü yenecek bir ilaç ya da aşının bulunamadığına dikkat çekiyor. İkinci bir dalga tehlikesinin olduğu da bir gerçek, bu korku salmak için söylenen bir şey değil. Ancak madalyonun diğer yüzünde de ekonominin çökme tehlikesi, çalışma saatleri düşürülenler ordusu, yardım paketlerinin neticesi olan yüksek vergiler ve sağlıkta görülen gider patlaması var. Bu bağlamda sınır kontrollerini vaka sayısına bağlı olarak esnetme kararı akıllıca bir adım. Karar, özgürlükle güvenlik arasında iyi bir denge gözetiyor ve kişinin kendi sorumluluğunda olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Tanınan bu yeni özgürlük, ancak vatandaşların sorumluluk duygusuyla hareket etmesi halinde kalıcı olabilir.”
Ludwigshafen’de yayımlanan Rheinpfalz’daki yorumda Avrupa’da virüs paniğiyle kapatılan sınırların, tarihe bir daha tekrarlanmaması gereken bir not olarak düşülmesi gerektiği savunuluyor:
“Gelecek için not: Şansımız yaver giderse dünya bir daha bilinmeyen bir virüsün neden olduğu yeni bir pandemiyle karşı karşıya kalmayabilir. Ancak bu, tamamen olasılık dışı değil. O yüzden Avrupa’nın koronaya karşı mücadelede gösterdiği zaafiyetlerden ders çıkartması şart. Bu hatalar arasında bir virüs yayılırken yeniden ulusal devlet normlarına dönüp de refleks olarak sınırları kapatmak da var. Bundan daha akıllıca hareket etmek mümkün.”
Almanya’da pandemi sürecinden bu yana kısıtlama önlemlerine yönelik kararlarının arkasında siyasi iradeden çok virologların olduğu yönünde eleştiriler dile getiriliyordu.
Nürnberger Nachrichten’de yer alan yorumda seyahat kısıtlamalarının kademeli olarak gevşetilmesi kararı, bu tezin aksini kanıtlar nitelikte:
“Almanya’da bir ‘virologlar diktatörlüğü’ olmadığına ilişkin kanıta ihtiyacı olanlar cevabını almış olmalı. Adım adım bütün Avrupa’da uygulanacak olan seyahat kısıtlamalarındaki gevşemeler şunu gösteriyor: Karar alma sürecinde öncelik siyasette. Hem hükümetin hem de eyalet yönetimlerinin kendilerine danıştığı virologların kısıtlamaların gevşetilmesine ilişkin sessiz kalması ise ilginç. Ne Berlin Charite Hastanesi’nden Christian Drosten ne de Robert Koch Enstitüsü ya da Helmholtz Enstitüsü bu adıma ilişkin yorum yapmak istedi. Eyalet yönetimleri de bu kez her zaman yaptıklarından farklı olarak virologların görüşüne başvurmadı. Başka bir deyişle hangi kısıtlamalarda açılıma gidileceği siyasi bir karar.”
Stuttgarter Zeitung’da yer alan yorumda virüsle mücadelenin ekonomik gelişmeleri göz ardı ederek mümkün olmayacağını savunan şu satırlar göze çarpıyor:
“Krize yönelik strateji, artık epidemiyolojik değerlendirmeleri de hesaba katarak, ekonomideki var oluşsal kaygıları da dikkate alacak şekilde ilerlemeli. Yalnızca ihtiyatlılıkla hiçbir ülke yönetilemez. Üstelik ekonomi tamamen çökerse, en güçlü devlet bile pandemiye karşı verilen bu aşırı maliyetli mücadele karşısında aciz kalır.”
(DW)