HAMDİ YILMAZ – Türk ve Amerikan çıkarları
Zaman zaman yazarım, Türkiye ve ABD çıkarları zaman zaman örtüşür. ABD’nin başımıza Sümüklü Mehdi belasını sarması bu yüzden kolay oldu.
Ne varki, bu örtüşmede hep ABD kârlı çıktı. Bizim bir kerecik olsun kazançlı çıktığımız görülmedi.
Şimdi yine gündemde iki ülke çıkarlarının örtüştüğü bir konu var.
Nitekim, ABD Senatosu, Başkan Donald Trump yönetimini Çin’in Müslüman azınlık Uygur Türklerine uyguladığı baskı politikasına karşı daha sert adımlar atmaya çağıran bir tasarıyı onayladı.
Amerika’nın Sesi portalının verdiği habere göre, durum şöyle:
“Cumhuriyetçi Senatör Marco Rubio tarafından sunulan ve her iki partiden de destek bulan tasarı, Uygurlar’a ve diğer Müslüman gruplara baskı politikasından sorumlu olanlara karşı yaptırımlar getirilmesi çağrısında bulunuyor.
Senato Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Cumhuriyetçi James Risch ve komisyonun kıdemli Demokrat üyesi Bob Menendez, tasarının geçmesini, “totaliter Çin hükümetinin yaygın ve korkunç insan hakları suistimallerine karşı koymada önemli bir adım” olarak niteledi.
Senato’da oybirliğiyle kabul edilen tasarının, Başkan Donald Trump’ın imzasına sunulmadan önce Temsilciler Meclisi’nde de onaylanması gerekiyor.
Risch ve Menendez, Temsilciler Meclisi’ne tasarıyı süratle onaylayarak Başkan Trump’ın masasına göndermesi çağrısında bulundu.
Senato’nun bu adımı, Trump yönetimiyle Çin arasında Corona virüsü salgını kaynaklı gerilimin giderek dozunu arttırdığı bir zamana denk geldi. Washington Çin’i salgın ilk ortaya çıktığında şeffaf olmamak ve salgının bu noktaya gelmesine neden olmakla suçluyor.
Birleşmiş Milletler, 1 milyondan fazla Müslüman Uygur’un Sincan bölgesinde toplama kamplarında tutulduğunu tahmin ediyor.
Çin ise kampların eğitim amaçlı olduğunu ve Uygurlar’a kötü muamele yapmadıklarını savunuyor.”
Görüldüğü gibi haberin hiç bir yerinde “Uygur Türk’ü” denmiyor.
Bunu geçelim.
Dünya korona virüs cambazına bakarken, ülkeler virüse onbinlerce kurban verirken, ülkelerin stratejik işleri aksamadan yürüyor.
Düşman gördüğü Çin’in çıbanı olmasa, Uygur Türk’ü ABD’nin umurunda bile olmaz. Olmamasına olmaz da, acaba bu iki emperyal gücün tepişmesinde bizim kotaracağımız hiç mi bir şey yok?
