HAMDİ YILMAZ – Fatih ve fetih topları
Yüksek Teknik Öğretmen Okulu (Bugünkü Gazi Üniversitesi Teknik Eğitim Fakültesi) Türkiye’nin kıymetini bilemediği kurumların ilk sırasında yer alır dersem, abartmış olmam.
Neyse konu bu değil.
Türkiye’ye anarşi ve kaosun hakim olduğu yıllarda okudum, bu okulda. Öğrenci Derneği olarak ‘Teknik Öğretmen’ adlı bir dergi çıkartmaya karar vermiştik. Yayın kurulunda bana ‘Fatih’in Fetih Topları’ başlığı altında bir yazı hazırlama görevi mi verildi, yoksa, ben mi bu başlıkla bir yazı hazırlamaya talip oldum, şu an hatırlamıyorum.
Ama ben, Mühendis Fatih Sultan Mehmet Han ile gerçek anlamda o zaman tanıştım.
Okulumuzun imkanları genişti. Kendi dergimizi okulun matbaasında basıyorduk. Bakanlığın imkanları da emrimizdeydi..
Çok iyi bir araştırma yaparak yazımı hazırlamıştım.
İstanbul’un Fethi yıl dönümü münasebeti ile pek çok şey yazılıp, çiziliyor. Dün bir yazar Fatih’in çok yönlülüğünü anlatmış.
21 yaşında çağ değiştiren bir hükümdar. Bu salt laf değil, salt lafla da peynir gemisi bile yürümez.
Her yeni buluş, icad dünyanın kaderini değiştirir.
‘Fetih Topları’ da öyle. Dünya için bir dönüm noktası oldu.
Ağır bedellerle uzun tarih yolculuğunda bağımsızlığını yeni kazanmanın verdiği yorgunlukla, yılgınlaşmış gençliği şöyle dürtükler şair:
***
“Küçük görme, hor görme Delikanlım kendini
Sen ki, burçlara bayrak olacak kumaştasın
Sen ki, Fatih’in İstanbul’u feth ettiği yaştasın..”
***
Fatih’in ‘Fetih Topları’ niçin filmleştirilmez bilmem.
Onu yapacak sermaye sahibi de, profesyonel sinemacımız da var.
Pazar günü izlediğimiz tahta surlar yerine gençliğimize keşke Fetih Topları’nın anlatıldığı bir film armağan edilebilinseydi.
Belki o da olur birgün.
Fetih Topları, “Türkler ne yaptı ki, neyi buldu ki?” minvalindeki soruların en iyi cevaplarından birisidir.
Fetih Topları’nın hikâyesini filmleştirmek belki, nutuk atmaktan daha zordur ama kalıcıdır.
Çükü, özgüvenimizin hikâyesidir o.
(Bu yazı 31 Mayıs 2016 tarihinde yayımlanmıştır)