Hamdi YILMAZ – İKİ CENGİZ’İN KİTAP ADLARI
10 Haziran 2008 tarhinde bu dünyadan uğurladığımız Cengiz Aymatov, 12 Aralık 1928 tarihinde Kırgızistan’ın Talas eyaletinin Şeker köyünde doğdu. Babası Törekul Aytmatov, Sovyet Kırgızistan’ında seçkin devlet adamı idi, ancak 1937’de tutuklandı ve 1938’de kurşuna dizildi. Annesi Tatar kızı olan Nagima Hamziyevna Abdulvaliyeva ise tiyatrocuydu. Adı, Cengiz Han’dan esinlenerek konulmuştu.
Louis Aragon gibi edebiyat otoritelerinin “dünyanın en güzel aşk hikâyesi” olarak tanımladıkları Cemile adlı romanı ile üne kavuştu. Eserleri dünyada 151 dile tercüme edildi.
Dağlar Devrildiğinde, Toprak Ana, Cengiz Han’a Küsen Bulut, Kızıl Elma, Gün Olur Asra Bedel sadece isimlerine dikkatinizi çekmeye çalıştığım eserlerinden bazıları.
***
92 yaşındayken, 2 Ekim’de uğurladığımız Cengiz Dağcı ise Kırım’ın Kızıltaş Köyü’nde Akmescit`te ortaokulu bitirdikten sonra Kırım Pedagoji Enstitüsü ikinci sınıfında iken II. Dünya Savaşı patladı. 1941`de Ukrayna cephesinde Almanlara esir düştü.
O dönem Almanlara esir düşen Sovyet vatandaşı Türklerin dramı ayrı bir hikaye ve Türkiye’nin yüz karası bir olaydır. Yahudileri bile bağrına basan Türkiye Stalin’in hışmından tırsmış ve “ben Türküm dediği” için Türk elçiliklerine götürülen 150 kadar insana sahip çıkmamıştır.
Bunların bir kısmını Mısır, bir kısmını da İngiltere almıştır. İşte Cengiz Dağcı bunlardan biridir. Daha sonraki Türkiye’ye gitme talebi dahi reddedilmişti. Vefatından önce son 15 yıldır muhtelif defalar davet edildiyse de, bu sefer o gitmedi. Lokantacı olarak başladığı ikinci hayatını dünya devi bir romancı olarak tamamladı..
Korkunç Yıllar (1956), Yurdunu Kaybeden Adam (1957), Onlar da İnsandı (1958), Ölüm ve Korku Günleri (1962), O Topraklar Bizimdi (1966), Dönüş (1968), Genç Temuçin (1969), Badem Dalına Asılı Bebekler (1970), Üşüyen Sokak (1972), Anneme Mektuplar (1988). Bunlar da Dağcı’nın romanlarından bazılarının adıdır.
Biz Türkiye’de yaşadıkları halde dünyada hatırı sayılır bir romancı çıkaramadık. Ama Cengiz Dağcı, Türkiye’yi hiç görmediği halde Türkiye Türkçesi ile yazarak dünyaya kendisini kabul ettirdi.
Dağcı’nın naaşı, Türkiye’nin girişimleri ile Kırım’a götürürülmüştü. Dağcı’nın 67 yıllık vatan özlemi bağrına girdiği Kızıltaş Köyü toprağı ile dinmiş olmalı.
Bırakın kitaplarını okumayı, iki Cengiz’in kitap adlarını olsun harmanlayarak okusak, ortaya ne çıkar..
Nur içinde yatsınlar.
(Bu yazı 22 Mayıs 2013 tarihinde yayımlanmıştır)