HAMDİ YILMAZ -Anormalleşme normalleşirken!
Mart 2020’de en azından milli yada gayri milli yayın dili Türkçe olan basında çokça grip haberi yer alıyordu. Bunların tamamı grip ile korona virüs salgınlarını kıyaslıyordu.
Hatta Euronews’in 13 Mart 2020 tarihli haberinde şu ifadeler yer alıyordu:
“Normal grip olarak bilinen influenzada ölüm oranı 0.1 yüzdelikle çok düşük olmasına rağmen, her yıl doğrudan veya dolaylı olarak yarım milyondan fazla kişi gribe yakalanarak hayatını kaybediyor.”
Bugün dünyada yedi aydır korona virüs salgınından ölenlerin sayısı kaç?
Griple aynı. Bilemedin beş ay sonra iki katı.
Örnekleri çoğaltmaya gerek yok. İsteyen internetten eski tarihli haberleri tarayarak görebilir.
Dün itibarı ile geriye dönüp bakıldığında sanki birileri 20 Mart sonrası düğmeye basmış ve kıyaslamalı grip- korona virüs haberleri bıçak gibi kesilmişti.
Artık bu tip kıyaslamalar yapmanın da bir faydası yok. Korona virüs rüzgârı arkasına almış, Timur’un filleri gibi eze eze gidiyor.
Ölüm rakamları hariç, diğer korona virüs haberlerinin bir değeri yok.
Bu çarpık gerçeği hangi bilim adamı kaç yıl sonra ortaya çıkarır bilmem. Zaten o zamana kadar atı alan Üsküdar’ı geçmiş olur.
***
1 Haziran’da Romanya’da sokağa çıkma olayının beyannameye dayalı olmasının sona ermesi ile normal hayata geçiş dönemi başladı.
İnsanlar işine gücüne döndü.
Dünyanın en berbat trafiğine sahip Bükreş trafik açısından yine bildik Bükreş.
Ama kamu kurumları bildiğimiz kurumlar değil. Bürokrasi zaten Romanya’da yavaş dönen bir çarktı. Şimdi hiç dönmez olmuş.
İki haftadır ANAF diye adlandırılan vergi dairesi ile ticaret ve sanayi odasında işimiz oldu.
Gördük ki, halk normal iş hayatında yüzlerindeki hilkat garibesi ile de olsa dönmüş durumda.
Ama kamu kurumları dönmemiş. Ticaret odası saat 9.00-11.00 ve 12.00-14 arası çalışıyor.
ANAF kapıya jandarma dikmiş. İşini görebilende de sinir diye bir şey kalmıyor.
Gördüklerime dayanarak söylüyorum, Romanya ekonomisinin düşman aramasına gerek yok.
İncir ağacını kendi ocaklarına elleri ile dikiyorlar.
Romanya’da yaşayan herkes için acı da olsa gözüken gerçek bu.