MEHMET ASLAN – İzmir Fuarları ve Babalar
1970-80’ler İzmir Fuarının eğlenceyle özdeşleşmeye başladığı dönem. Eğlencenin “star”larla, halkın gönüllere taht kurmuş sanatçılarla buluştuğu, gazino kültürünün pekiştiği yıllar.
Afişlere yansıdığı şekliyle, “Asrımızın Sanat Güneşi” Zeki Müren’in “kıvançla” sahneye takdim edildiği, “Türk musikisinde rakip kabul etmeyen” Müzeyyen Senar’ın heyecanla beklendiği müzik ziyafetleri.
Ahmet Sezgin, Nuri Sesigüzel, Ajda Pekkan, Barış Manço, Cem Karaca, Fatma Girik, İbrahim Tatlıses, Ferdi Tayfur, Adile Naşit, Nilüfer, Coşkun Sabah, Zeki Alasya-Metin Akpınar, Sezen Aksu, Tanju Okan, Yüksel Uzel, Neşe Karaböcek, Samime Sanay, Behiye Aksoy, Ahmet Özhan, Özay Gönlüm, Nezahat Bayram, Hülya Avşar, Edip Akbayram, Hülya Koçyiğit, Sibel Can gibi Yeşilçam’ın unutulmaz simalarını ve muhteşem Çiğdem Talu-Melih Kibar hisseli harikalar kumpanyası ve yüzlerce alt kadro şarkıcılar.
O yıllarda gazino sayısı 15’e yükselmişti. Manolya, Lunapark gazinosu, Eskici Över, Akasyalar, Fuar Göl gazinosu, Mogambo, Kübana ve daha neler vardı, bu gazinolardaki sahneyi şimdiki gençler hayal bile edemezler assolistler orkestra sayısı ile yarış yaparlar 30 – 40 kişilik kadrolarla şov yaparlardı.
Tabi gazino patronlarınıda unutmamak lazım Maksim Gazinolarının Gazinocular kralı olan Fahrettin Aslan, Hasan Ekici, Osman Kavran, Atalay Noyaner ve Nuri Yalçuk arasındaki tatlı sert rekabetler olurdu, birçok sanatçıyı görmek adına, Türkiye’nin İzmir’e aktığı zamanlar, ülke tarihine yüzlerce renkli anı biriktirir. 20 gün 20 gece ne eğlence ne eğlence..
Türk insanı, Apollo Uzay Aracı, MIR Uzay İstasyonu gibi uzay teknolojisi ürünleri ve yeni otomobil teknolojilerinin yanı sıra çamaşır makinesi, radyo teyp televizyon gibi eşyalarla da İzmir Fuarı’nda tanıştı
Hangi sanatçının hangi gazinoyla anlaştığı, gazino patronlarının söz düelloları, gazinolar arasındaki assolist transferleri, ücret söylentileri, sanatçılar arasındaki gönül maceraları veya sahneye çıkış sırası yüzünden birbirleriyle atışmaları gibi konuların magazin sayfalarına yansıması.
Gazino afişleri, sanatçının kostümleri, organizasyon detayları aylar öncesinden planlanıyor. Efes Oteli altın dönemini yaşıyordu. Tüm sanatçılar, basın mensupları orada konaklarken, uzun kahvaltılar, havuz başı sohbetleri dillere destan oluyor. Havuzun başında bayan sanatçıların gazetelere bikini ile verdikleri pozlarda olmazsa olmazlardandı.
Birde Kabadayı mafya babaları vardı ki, ilk gece onlara en önde ve en güzel masalar titizlikle hazırlanırdı. Dündar Kılıç, Kürt İdris, Oflu İsmail, Hasan Heybetli o zamanlarının en baba adamlarıydı.
Bazı şarkıcılar bu rüya gibi yaşantının içinde kendilerini bir mafya babasının koynunda buluverenlerde vardı.
Kimler yok ki bu listede, Esengül’den Sevim Tuna’ya, Sibel Turnagöl’den Tuğba Özay’a, Nazan Şoray’dan Gülben Ergen’e, Nilüfer Koçyiğit’ten Ceylan’a kadar farklı kuşaklardan ünlüler gönlünü yeraltına kaptırmıştı. Kocası hayırsever (!) işadamı Rıza Sarraf yolsuzluk operasyonuyla gözaltına alınan Ebru Gündeş de bu listenin en taze ismi. İsterseniz, öncekileri ve hikâyelerini bir hatırlayalım.
Türk Sanat Müziği sanatçısı Muazzez Abacı ile ünlü kabadayı Hasan Heybetli’nin birlikteliği çeyrek asrı geçti. Bu süre içinde iki kez evlenip ayrıldılar ama bağlantıyı hiç koparmadılar. Hatta 14 aylık hapis cezası nedeniyle Heybetli’yi arayan polis, kabadayıyı o dönem hasta olan eski eşi Abacı’nın Etiler’deki evine kurduğu pusuda yakaladı. Onlarınki dillere destan, tutkuyla ve şiddetle yaşanan bir aşktı. Defalarca kavga ediyor, kıskançlık krizleri geçiriyor, olaylı ayrılıklar yaşayıp sonunda yine barışıyorlardı. Ama aşklarının buluşma noktası eninde sonunda cezaevleri oluyordu. Nikahlarından biride cezaevinde kıyıldı.
Sinema ve ses sanatçısı Hülya Koçyiğitin kardeşi Nilüfer Koçyiğit Doğum günü kutlamaları bile gazete sayfalarına taşınıyordu. Sevgilisi Bekir Çelenk Almanya – Türkiye arasında silah kaçakçılığına kadar varan işler yapmış, hapis yatmış, kazandığı paralarla İsviçre’de saat fabrikası sahibi olmuş bir mafya üyesiydi. 1974 affıyla Türkiye’ye döndükten sonra Koçyiğit’le yolları kesişti. Evlendiler, 1980 darbesinden bir hafta sonra, Çelenk’e yine gurbet yolu göründü. Ancak bu yolun ucunda, Mehmet Ali Ağca ile yapacakları bir buluşma vardı, sonucu da Papa suikastiydi. Bulgaristan’da tutuklandı,
Çelenk ve benzerlerinin dönemi kapanırken 80’ler tipi mafya dönemi açılıyordu.
Devir, işadamlığıyla, yeraltı dünyası arasındaki sınırların iyice belirsizleştiği devirdi. Onlardan biri de Turan Çevik’ti. Yine dönemin modasına uygun olarak, hayali ihracat vurgunlarıyla zengin olmuştu. Adı bir başka ünlünün, Türkan Şoray’ın kardeşi Nazan Şoray’la anılıyordu. Ancak vurgunları ortaya çıkınca, soluğu Yunanistan’da alacak, orada kokainle yakalanıp hapis yatacak, ardından aynı akıbeti Türkiye’de yaşayıp serbest kalacaktı. Bu uluslararası kaçış maratonu içinde Şoray’la olan aşkları da çoktan bitmişti.
Yine benzer bir aşk hikâyesi de Enis Karaduman ve Ahu Tuğba arasında yaşanmıştı. Dönemin en gaddar Baba’sı olarak bilinen Karaduman’la Tuğba’nın evliliğiyse oldukça kısa sürdü. Ancak onlarınkinden daha fırtınalı aşksa 70’lerin sesi Yeliz’le Ufuk Deveci arasında yaşanandı. Deveci ailesinin karşı çıktığı, Yeliz’e bileklerini kestiren bu aşkın sahibi Ufuk Deveci, 1997’de öz kardeşi tarafından vurularak öldürülecekti.
Yine dönemin gözde kadınlarından Sibel Turnagöl, henüz sanat kariyerinin ilk basamaklarını tırmanırken yanında Fatih Bucak ve Kürşat Yılmaz gibi yeraltı dünyasının iki ağır abisini bulacaktı. Ancak Turnagöl’ün mafyayla flörtü kısa sürmüştü. Tuğba Özay’ın Kürşat Yılmaz ünlü manken İtalyan Mario Ludoviç Fattizzo’yla evlenene kadar aşk hayatı aydınlık değildi.
Ünlülerin mafyayla ilişkisinde en göz önünde olanı belki de Erol Evcil-Gülben Ergen’in kiydi. Henüz Ergen Bursa’dayken tanışan ikilinin ilişkileri üç yıl, taa ki Erol Evcil’in adı Nesim Malki cinayetine karışıp, firari oluncaya kadar sürdü. Ergen için aşkın doruklarından inip polis karakollarını ziyaret etme zamanıydı. Çünkü Evcil’in para trafiği içinde yer aldığı düşünülüyordu. Öte yandan kendisine sorulan tek soru işle ilgili değildi. “Kendisinden korktuğum için ayrılamıyordum” diyecekti.
Alaatin Çakıcı-Aslı Ural. Özel hayatı ile de hep kafaları karıştıran olayların adamı Alaattin Çakıcı’nın en olaylı sevgilisi Şelçuk Ural ile Canan Yakacı’nın kızı Aslı Ural oldu. Yeraltı dünyasının ünlü ismi Alaattin Çakıcı, kırmızı bültenle aranırken 17 Ağustos 1998’de Fransa’nın Nice kentinde sevgilisi Aslı Ural’la birlikte yakalanmıştı.
Küçük Ceylan uluslararası uyuşturucu kaçakçılığıyla suçlanan Yaşar Öz Ceylan her yerde “Artık evli bir kadın sayılırım. Hareketlerime dikkat edeceğim. Yaşar Bey’le çok saygın bir ilişkimiz var. Ona destek olacak, onu bekleyeceğim” diyordu. Her hafta sevgilisini Eskişehir Cezaevi’ne ziyarete giden Ceylan, sevgilisini DGM’deki duruşmalarda da yalnız bırakmıyordu.
Esra Erol-Ali Özbir Yaptığı ‘Desti İzdivaç’ adlı evlilik programı ile onlarca kişiyi evlendiren Esra Erol, beş yıldır birlikte olduğu Kürt İdris’in oğlu Ali Özbir ile aşk yaşıyor. Esra Erol bir gazeteye “Ali beyin ne mafya nede kabadayılıkla işi yok o saygın bir iş adamıdır” dedi.
Sedat Peker’in adı pek çok kadınla anıldı ama Ebru Cerit herkesin kafasında kuşku yaratan bir isim olarak kaldı. Zira Cerit ne bir şarkıcı, ne de çok tanınmış biriydi. 2001 yılında öldürülen Ebru ve Işık Balkan kardeşlerin mahkemesinde de o vardı, Ayhan Yavuz’un öldürülmesi olayında da. Sedat Peker ve Ebru Cerit’in ilişkileri Balkan cinayetlerinden sonra ortaya çıktı. Ebru Balkan’ın Sedat Peker’in adamı olduğu ileri sürülen Fikret Aydın’la ilişkisi olduğunun belirlenmesinin ardından, Peker’in evinde yapılan arama çete liderinin Ebru Cerit ile olan ilişkisini ortaya çıkardı. İkilinin aşkı ne kadar sürdü ve aralarında neler yaşandı bilinmez. ( babaların aşk hayatları haber kaynağı Sabah-Hürriyet-Milliyet-Vatan )
Haftaya “nerede o eski sevdalar” ile devam edeceğiz. Kalın sağlıcakla!