‘AB zaafiyet sarmalının içine düştü’

AB’nin dış politika karnesi, Almanya’nın Hessen eyaletinde bir emniyet müdürünün görevden ayrılmasına neden olan “NSU 2.0” skandalı ve muharebe silahı ihracatındaki artış, Alman basınında öne çıkan konular oldu.

Avrupa Birliği’nin dönem başkanlığı 1 Temmuz itibariyle Almanya’ya geçti. Süddeutsche Zeitung, Birlik’in kendi değerlerini savunmaktan aciz ve eylem kabiliyeti olmayan bir yapıda olduğunu savunuyor:

“Birlik kendi değerlerine ve hukuk sistemine karşı cevap verebilecek güce sahip değil. Bu yüzden de karakteri giderek daha fazla zarar görüyor, inanılırlığı kayboluyor ve eylem gücü zayıflıyor.

Hong Kong protestosunun ardından İngilizlerle dayanışma neredeydi? Türkiye ile sorunlar yaşayan Yunanistan’a destek nerede kaldı? Afganistan’da vurulacak her Amerikan ve İngiliz askeri için ödül vaadinde bulunulduğu iddiası hakkında Rusya’ya karşı alınması gereken net tavıra ne oldu? Alman ordusunun bin 300 askeri orada görev yapıyor. Rusya’nın öldürülen her koalisyon askeri için para ödemesi Almanya hükümetini hiç mi ilgilendirmiyor? Avrupa Birliği, Almanya’nın önderliğinde içinden çıkamayacağı bir zaafiyet sarmalının içine düştü. Ürkek, çaresiz ve harekete geçmekten aciz.”

Almanya’da gündemin en önemli maddelerinden biri “NSU 2.0” skandalı. Hessen eyaletinde, aşırı sağcı tehdit mesajları gönderilen kişilerle ilgili polis bilgisayarından sorgulama yapıldığının ortaya çıkması ve Hessen eyaleti Emniyet Müdürü Münch’ün görevinden ayrılmasını Frankfurter Rundschau gazetesi şöyle değerlendiriyor:

“Bir istifa bazen siyasi bir skandalın sonunun geldiğine işaret eder. Emniyet Müdürü Udo Münch’ün görevi bırakması ise Hessen’deki polis skandalının asla sonu değil, sadece küçük bir aşaması. Konunun aydınlatılma sürecinin daha başındayız. Her gün ortaya inanması güç yeni olaylar çıkıyor ve görünen o ki, eyalet İçişleri Bakanı da bunları gazete okurlarından önce öğrenemiyor. Ülkemiz adına çok daha önemli olan başka sorular var: Bu aşırı sağcı tehditlerin arkasında kim var? Polis bilgisayarından veri temin edenler kimler? İleride bunların tekrarlanmasının önüne nasıl geçilebilir? Ve ırkçılıkla, aşırı sağ ile mücadele eden şahıslar nasıl daha iyi korunabilir? Tüm bu soruların bir cevabı olması gerek, hem de sadece Hessen’de değil.”

Aynı konuyu irdeleyen Die Welt ise, Federal Parlamento ve Federal Başsavcılığın derhal harekete geçmesi gerektiğini ifade ediyor:

“Eyalet hükümetinin olayları bu denli başarılı bir biçimde karartabilmiş olması biraz da federal siyasetin ilgisizliğinden kaynaklanıyor. Bu siyasetin en azından şimdi Hessen’e yönelmesi gerek. Politik açıdan bu Federal İçişleri Bakanı‘nın görevi. Ancak onun adı Horst Seehofer. O yüzden, aynı Breitscheid Meydanı’ndaki İslamcı saldırıdan (ed. 19 Aralık 2016’da, Berlin’in merkezindeki bir Noel pazarında, insanların üzerine tır sürerek yapılan ve 11 kişinin öldüğü, 55 kişinin yaralandığı saldırı) sonra Berlin eyalet güvenlik birimlerinin hatalarını açığa çıkarmak için kurulan araştırma komisyonunda olduğu gibi Federal Meclis’in duruma müdahale etmesi şart. Cezai soruşturmanın başına ise Federal Başsavcı geçmeli.”

Neues Deutschland gazetesi ise Almanya’nın muharebe silahları ihracatındaki artışı konu alıyor:

“Muharebe silahlarının, savaşların sonucunu belirlemek üzere bilinçli olarak satıldığı suçlamasında bulunmak gerekmiyor. Olay daha ziyade, Almanya’nın güç faktörü olarak varlığı, ekonominin oynadığı rol ve bu rolün yurt içinde de gösterdiği istikrar sağlayıcı etki. Ama tüm bunlar herşeyi daha iyi yapmıyor. Almanya güçlü bir ekonomi için doğruyu yapıyor olmanın güven duygusunu yaşarken başka yerlerde insanlar ölüyor. Almanya sorumluluğuna atıfta bulunup gaddarca davranırken sadece yaşamları değil, aynı zamanda uluslararası sorumluluk kavramını tanımlayan kuralları da tahrip ediyor.” (DW)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir