Büyükelçi Aramaz’dan tarihi konuşma
*Bükreş Büyükelçisi Füsun Aramaz “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” Etkinliğinde tarihi bir konuşma gerçekleştirildi
BÜKREŞ (Gazete Balkan)- Bükreş Büyükelçisi Füsun Aramaz, Bükreş Uluslararası Maarif Okulunda düzenlenen “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinliğinde tarihi bir konuşma gerçekleştirdi.
Rumen tarafının geniş katılımı ile gerçekleşen etkinlikte konuşmasına, “15 Temmuz şehitlerimizi ve Türk Milletinin demokrasi ve anayasal düzenin kazanımları için ortaya koyduğu örnek savunmayı anmak üzere Romen dostlarımız, Türk-Tatar toplumunun mümtaz temsilcileri, değerli vatandaşlarımız ve sayın basın mensuplarıyla bugün yeniden biraraya geldik.” diyerek başlayan Büyükelçi Aramaz,
“FETÖ terör örgütü tarafından girişilen kanlı 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden dört yıl geçti. Bu tarihi her yıl ‘Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ olarak yad ediyoruz.” dedi.
‘YIKIM AMAÇLI ORGANİZE SUÇ ŞEBEKESİ’
Büyükelçi Aramaz, konuşmasının 15 Temmuz gecesinde olanları anlattığı bölümünde şu görüşleri dile getirdi:
“15 Temmuz 2016 gecesi, Türk Silahlı Kuvvetleri içine yıkım amacıyla sızmış organize bir suç şebekesi ulusal irade, demokratik rejim ve anayasal düzeni darbeyle devirmeye kalkıştı. Bu meşum girişim, en başından itibaren emir-komuta zinciri ile Türk Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Güçlerinin güçlü direnişiyle karşılaştı.
Ordumuz içine sızmış FETÖ mensupları, Türkiye Cumhuriyetini ele geçirmeye yönelik bu küstah saldırı sırasında 251 masum sivili şehit ettiler ve binlerce vatandaşımızı yaraladılar. Her türlü uygarlık değerini ve demokratik ilkeyi hiçe saymak suretiyle anayasal düzenimize karşı yürüttükleri bu korkunç saldırıda, milli iradenin temsilcisi Büyük Millet Meclisimizin bombalamaya dahi cüret ettiler.
Darbeci FETÖ üyeleri tarafından eşzamanlı olarak yürütülen bombardımanlarda, terörizmle mücadelenin öndegelen operasyonel birimi olan Özel Harekat Merkezimizde görevli 51 polisimiz şehit edildi. Binlerce sivile ateş açıldı, yüzlercesi öldü, daha fazlası yaralandı.
Bu pervasız saldırı demokratik rejimimiz ve anayasal düzenimizin Ankara ve diğer büyük metropollerdeki önemli merkezlerini ayrı ayrı bombalamalarla hedef aldı.”
FETÖ’NÜN İNSANLIK ADINA UTANÇ VERİCİ YÖNTEMLERİ
Bükreş Büyükelçisi Aramaz, konuşmasının FETÖ’nün işleyişini anlattığı bölümünde ise şöyle dedi:
“Sonunda halkımızın özgür iradesi ve direnişiyle bastırılan bu girişim Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı en kanlı terörist saldırı olarak kadim tarihindeki yerini almıştır.
15 Temmuz 2016, FETÖ’nün milletimize ve devletimize karşı giriştiği en vahşi saldırıyı teşkil etmektedir. Bununla birlikte, bu suç şebekesini salt o gün giriştikleri terrörist eylemle değerlendirmek eksik ve yanıltıcı olacaktır. FETÖ’nün geçmişi hukuksuzlukla dolu ağır bir yük barındırmaktadır.
15 Temmuz gecesi işledikleri suçlar, buzdağının yalnızca görünen kısmıdır.
FETÖ şebekesi üyeleri, devlet erkini elde etmek için sivil ve askeri bürokrasi ile yargı kurumlarına uzun yıllar boyunca sızmışlar; elde ettikleri önemli pozisyonları, hukuk ve kurumların sistemli olarak aşındırılması ve yıpratılması suretiyle kamu düzenine, zarar vermek için suistimal etmişlerdir.
Örgütün kullandığı yasadışı yöntemler insanlık ve hukuk adına utanç vericidir. Devlet kurumlarına giriş sınavlarının sorularının çalınması, gasp, yasadışı dinleme, şantaj, haraç, sahte yargılamalar, hatta cinayet, yıllar içinde tanık olduğumuz örneklerdir.
1970’lerden itibaren eğitim ve hayır işleri görüntüsü altında başlayan örgüt yapılanması adım adım gizli bir operasyonel yapıya dönüşmüştür. Gizlilik ilkesi etrafında örgütlenmişler, hücre tipi terör örgütlerinde görülen modelle aynılık arz edecek biçimde örgüte katılanlara “kod adları” vermişlerdir.
FETÖ şebekesi bu süreçte, Türk devletinin ve demokrasisinin bütünlüğünü üstü örtülü yöntemlerle tehdit etmiş, demokratik sistem ve anayasal kamu düzenini uydurulmuş deliller ve kanunsuz tutuklamalarla aşındırmıştır. Devlet düzeninde kritik pozisyonları işgal eden şebeke üyeleri gerçek yüzlerini farkeden ve karşı çıkan kişileri ortadan kaldırmak amacıyla yıldırma yöntemlerine başvurmuşlardır.”
15 Temmuz kanlı darbe girişimi, siyasi ve ekonomik amaçlar güden bu karanlık ve sinsi örgütün gerçek yüzü hakkında uluslararası kamuoyunun önemli bir kısmında somut bir farkındalık oluşmasını sağlamıştır.
Saygıdeğer katılımcılar,
Güncel gelişmeler, bu karanlık yapının kendi çıkar ve beklentileri doğrultusunda her türlü değeri hiçe sayan ve kişileri ve kurumları suistimal etmek için hiç bir çabadan kaçınmayan karakterini yeniden ortaya koymuş; sapkınca suçlara konu teşkil eden kişi ve eylemlerle dahi arasına mesafe koymadığını göstermiştir.”
ROMEN ADALETİ
Büyükelçi Aramaz, konuşmasında FETÖ örgütünün dünya genelinde ve Romanya’da yaptıklarına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Nitekim, bu sapkın düşünce yapısının içinde yer alan kişilerin nasıl dünyanın her yerinde, bütün hukuk sistemlerinde ve evrensel adalet anlayışı içinde ağır suç teşkil eden ahlaksızca eylemlerde bulunabildiklerine tanıklık ettik.
Sözde eğitim kurumuna emanet edilen masum bir çocuğun, üstelik “öğretmen” olma iddiasında sapkın bir kişi tarafından insanlık onurunun ve bütünlüğünün çiğnenmesine teşebbüs edildiğini gördük.
Bu bağlamda, Romen adaletinin, bir sözde eğitim kurumunda gerçekleşen utanç verici bir eylem ve korkunç bir suç karşısında tecelli ettiğini görmekten memnuniyet duyduk.
Önemle belirtilmelidir ki, Romen adaletinin bu verdiği karar, kurumsal ve tarikat içindeki dayanışmalarını evrensel ve insani değerlerin üstünde tutmak suretiyle suçlunun suçunun üstünü örtmeye yönelik çaba sarfetmekten de çekinmediklerini de ortaya koymaktadır.
Sözkonusu netice, sadece suçlunun değil, onu koruyanların da adaletle yüzleştiğini ortaya koymaktadır. Diğer taraftan, böyle bir utanç karşısında bütünüyle kayıtsız ve vicdansız kalmalarına kamuoyu hayretle tanıklık etmiştir.
Değerli dostlarımız,
Romen adli makamlarınca ahiren duyurulan ve bir FETÖ üyesinin sanığı olduğu yolsuzluk soruşturması da kamuoyunun bu sözde eğitim ve hayır amaçlı yapının gerçek yüzü hakkında aydınlatılması bakımından aynı derecede önem taşımaktadır. Sözkonusu hukuki süreç, kamuoyuna FETÖ şebekesi üyelerinin ekonomik menfaatleri doğrultusunda her türlü ahlaksızlık ve fesatı mübah gören anlayışlarının nerelere varabileceğini göstermektedir. FETÖ’nün kanıtlanmış suçlarla dolu tarihi, bu çürümüşlüğün ne kadar derinlere inebileceğinin göstergesidir.
300’DEN FAZLA FETÖ OKULU TÜRKİYE MAARİF VAKFI’NA GEÇTİ
“Seçkin katılımcılar,
Her şeye rağmen, sizlerle paylaşmak istediğim memnuniyet verici adımlar ve ümit verici gelişmeler de gerçekleşmektedir. diyerek okullara değinen Bükreş Büyükelçisi Füsun Aramaz, tarihi konuşmasında şu bilgileri verdi:
“Türkiye Maarif Vakfı 20 ülkede FETÖ bağlantılı okulları devralmış bulunmaktadır. Bu devirler neticesinde tüm dünyada halihazırda 300’den fazla FETÖ okulu Türkiye Maarif Vakfı’nın yönetimine geçti. Bu süreçte 38 ülkedeki FETÖ bağlantılı okullar ve dil kursları kapatıldı ve Türkiye Maarif Vakfı 22 ülkede yeni okullar açtı.
Uluslararası Bükreş Maarif Okulu, birinci eğitim-öğretim yılını başarıyla tamamladı. Bu tam teşekküllü kurumumuz, köklü devlet geleneğimizce benimsenen önkoşul olan “kamu yararına uygunluk” ilkesi doğrultusunda layıkı veçhile bütüncül ve tam bir eğitim anlayışını temsil etmektedir.
Yirmibirinci Yüzyıla layık, fikri hür, irfanı hür, anlayışı hür kuşaklar yetiştirilmesine katkı sunacak, bilim ve aydınlanmanın önderliğinde her türlü putlaştırmayı reddeden bireyleri topluma kazandıracaktır.
Uluslararası Bükreş Maarif Okuluna daha nice başarılı yıllar ve parlak mezunlar diliyorum.”
TÜRK MİLLETİ YEK VÜCUT OLARAK KANLI DARBE GİRİŞİMİNİ BASTIRDI
Bükreş Büyükelçisi Füsun Aramaz konuşmasının son bölümünde ise şu görüşleri kaydetti:
“15 Temmuz, Türk demokrasisi ve devleti için bir güç, olgunluk ve sebat sınavıdır.
Bu sınavdan başarıyla çıkılmasında en büyük pay, devletini ve milli egemenlik ilkesini şiar edinen bir asırlık Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik kazanımlarını her ne pahasına olursa olsun korumaya hazır olduğunu ortaya koyan Türk ulusuna aittir.
Türk milleti, dört yıl önce bugün, her zümreden bütün kesimleriyle yekvücut olmuş ve kanlı darbe girişimini meydanlarda bastırmıştır.
Halk iradesinin üzerinde bir güç olamayacağını siyasetin ve demokrasinin tarihine not düşmüştür.
Dayanışmamız, evrensel ilkeler üzerine inşa edilen ve Büyük Atatürk’ün “ilelebet payidar kalacaktır” dediği Cumhuriyetimizin temellerinin ne kadar sağlam olduğunu göstermiştir.
Değerli katılımcılar,
Bu vesileyle, Romanya’da yerleşik Türk toplumunun seçkin üyelerine şükranlarımızı yinelemek istiyorum.
Vatandaşlarımız ve Romanya’daki Türk-Tatar toplumunun üyeleri, 15 Temmuz darbe girişimi sırasında ve sonrasında ortaya koydukları sağlam ve dirayetli duruşla dünyanın her yerindeki diaspora toplumları için örnek oluşturmuşlardır. Toplumumuzun Devletimiz ve Büyükelçiliğimizle sergilediği güçlü ve aktif dayanışma ortak değerlerimizi hedef alan tehditlere karşı “milli duruş”un yurtdışındaki en görkemli yansımalarından birini oluşturmuştur. Sağolun, var olun!
Türkiye Cumhuriyeti ve demokratik düzenini hedef alan başarısız darbe girişimi karşısında Türk insanına desteklerini sergileyen Romen dostlarımız ile diğer müttefik ve dost ülkelerin dayanışmalarını da teşekkürlerimizle hatırlıyoruz .
Sözlerimi tamamlarken, 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden vatandaşlarımızı yeniden saygı ve şükranla anıyor, davetimize icabet ederek bizimle dayanışmanızı sürdürdüğünüz için hepinize teşekkür ediyorum.”