FETÖ yanlılarının Romanya’daki dostları
*Diziyi Hazırlayan: HAMDİ YILMAZ
Adam Komünisttir, yumuşatılmış ifadesi ile Sosyalisttir, Ülkücüdür, Milliyetçidir, hatta dincidir, daha da ötesi şeriatçıdır vs.
Hepsi iktidara gelmek, kendilerince bozuk olarak gördükleri sistemi değiştirmek ülkesine hizmet etmek ister.
Fetullah Gülen’in ikide bir isim değiştiren, Nurculuktan Hizmet hareketine kadar evrilen organize suç örgütünün yukarıda anlattığım hareketlerden farkı, Türkiye’yi bilerek, isteyerek Küresel çetelere yem etmektir. Bunu ne karşılığı yaptığı bilinen bir gerçektir.
Ömrünü Türkiye’yi yok etmeyi hedeflemiş küresellerin taşeronluğunu yapmakla geçirmiş bu suç organizesinin klasik taktiklerinden biri uzunca bir sure “Mülayimlik” rolü oynamak olmuştur.
AK Parti İktidarı’nın çaylaklık döneminde sessiz sedasız parsa toplamakla uğraşan Cemaatin, Romanya’daki Zaman Gazetesinin Özgür adlı bir muhabiri vardı. 2006 yılında Bir gün Targı Mureş kentinde bir işadamı davasının bütün mensupları gibi efsunlanmış gözüken bu muhabire sordu, “Siz hiç tepki vermez misiniz?”
“Vermeyiz” yanıtını alan işadamı “Ananıza avradınıza küfür edilse de mi tepki vermezsiniz?” diye sorusunu ağırlaştırarak yineledi. Özgür’ün yanıtı yine aynı oldu,
Bu soruları soran işadamı AK Partili bir işadamıydı, bir kaç yakını milletvekili olarak hükümet veya partide önemli görevdeydiler.
Bu anlattığım ile 15 Temmuz sonrası, “Yılbaşı günlerinde karılarına kırmızı don giydirmeyi bile söylemişler” şeklindeki tevatürleri bir araya getirince FETÖ örgütünün siyasi partilerin, hükümetlerin, önemli kamu kurumlarının iliklerine kadar sessiz sedasız sızmayı bir metod olarak kullandıklarını görüyoruz.
Efsunlanmış yüzleri, zaman zaman kutsallık kazandırdıkları maklube mi, makbule mi her ne ise başta olmak üzere mantı vs ikramları ile insanların dostluklarını, güvenlerini kazanmak üzere sinsi sinsi çalıştılar.
Toplumun iliklerine kadar sızdıklarına inandıkları andan itibaren de ilk işleri kendilerine makam mansıp veren, devleti soyma kapılarını sonuna kadar aralayan ortakları AK Parti’ye hücum ettiler.
İliklere kadar sızma işinde aldıkları ile yetinmediler, kendilerine hizmet edecek, daha doğrusu sağcısı ile solcusu ile ne kadar vatansever varsa hepsinin canına okumak için Hukukun ırzına geçen referendum sırasında işi “Mümkünse ölülerinize bile oy kullandırın”a kadar götürdüler.
Sinsiliği, sadece Türkiye’de veya Türkiye dışındaki toplumumuz mensupları ile değil bulundukları ülke yetkililerine karşı da kullandılar.
Sinsiliklerinin en belirgin özelliğini ise yalakalık oluşturuyordu. Kendileri için önemli olan insanlara karşı yalakalıkta sınır tanımadıkları gibi utanma, hicap gibi insani duyguları da ciğer gibi astılar.
Halen de aynısını yapıyorlar. Bu özelliklerini yansıtan bir hikâye anlatmak istiyorum:
2013 yılı ilk baharındaydı, TİAD yönetici ve üyelerinden oluşan bir heyet Türkiye’ye yakın gözüken ve iş insanlığından gelme Bayan bir Romen Bakan’ı ziyarete gitti. Bakanlık koridorunda karşılaşılan ve TİAD heyetinden önce Bakan ile görüştüğü anlaşılan Lumina Eğitim Kurumları Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Gürsoy öncülüğündeki Fetullahçı heyeti, TİAD heyetine katılarak Bakan ile ikinci defa görüşme fırsatı buldu.
Diplomatik sözleri karşılıklı kullanmaktan öte gitmeyen görüşme sırasında Fatih Gürsoy, “Sayın Bakan’ım çok büyük bir sorunumuz var!” dedi.
Bir gazeteci olarak görüşmeyi izleme izni verilmiş bir gazeteciden öte sıfatı olmayan ben de tam o sırada içimden kendi kendime “Aferin, simdi Türk toplumunun bir sıkıntısını, sorununu aktaracak” diye düşündüm.
Sevincim kısa sürdü. Fatih Gürsoy, “Sayın Bakan’ım çok büyük bir sorunumuz var!” diye başlayan cümlesini “Sizin çalışma hızınıza nasıl yetişeceğiz?” şeklinde soruya dönüştürerek yalakalıkla sonlandırdı.
Dini argümanları hayat felsefesi gibi gösteren bir Cemaatin mensubu böyle kendisinin bile inanmadığı belli yalanları niçin kullanır?
Gazeteci Hamdi Yılmaz 12 yıla yakın yaşadığı Romanya’da oturumunu 13 defa yenilemişken, hala AB mevzuatına vs aykırı bir gerekçe ile 5 yıllık oturum bile alamazken; bir yıl önce başörtülü karısının baş örtüsünü Romen medyasına Türkiye’yi kötülemek için fırlattırıp attırarak medyatik görüntü verdirten, cebinde geçerli bir Türk Pasaportu bile olmadığı söylenen Fetullahçı nasıl Romen vatandaşı olur?
***
Faitih Gürsoy’dan Fetullahçı suçluları koruma elemanı Necdet Çelik’e FETÖ yada FETO yanlılarının yegane sermayeleri masum insanların masumiyetini yalakalıkla istismar etmektir.
(Bu yazı 25 Kasım 2016 tarihinde yayımlanmıştır)
DEVAM EDECEK

Fotoğraf – Necdet Çelik

Fotoğraf – Fatih Gürsoy