SERPİL YILMAZ – BEDEN

Sağlıklı bir beden için olumlu düşünceler çok büyük önem taşıyor. Bedenimiz içsel düşünce ve inançlarımızın bir aynasıdır. Dinlemeyi bildiğimiz sürece bedenimiz bizimle daima konuşur. Onu duymamak konusunda ısrarcı olmaya devam edersek tepki olarak daha büyük sorunlar yaratacaktır.

Bedenimizdeki her hücre düşündüğümüz her düşünceye, söylediğimiz her söze karşılık verir. Sürekli düşünülen ve söylenen şeyler, beden yapısını, şeklini, sağlığı ve hastalığı oluşturur. Asık suratla dolaşan bir kişi bu görünüşünü sevgi dolu ve mutlu düşüncelerle oluşturmamıştır.

Yaşlı insanların yüz ve bedenleri hayatı boyunca sürdürdükleri düşünce kalıplarını yansıtır. Bedende hastalık yaratan olası düşünce kalıplarından bahsetmek istiyorum. Günümüz insanının en çok üzerinde durması gereken bu düşünce kalıplarını dönüştürmek olduğunu düşünüyorum. Kimyasal ilaçların hastalıkları tamamen çözemediğini artık biliyoruz.

Şimdi söylediğimiz her sözün sihirli olduğunu farketme ve derin farkındalık zamanı.

Dış dünyada ve bedenimizde her şeyin istediğimiz doğrultuda ilerlemesinin yolu, içsel düşüncelerden geçiyor. Her hastalığın zihinsel nedenleri her insan için yüzde yüz aynı değil elbette.

Alternatif Sağlık Yöntemleri konusunu araştıran ve bu konuda çalışanlar zihinsel nedenlerin % 90-95 oranında doğru olduğunu görüyor.

BAŞ, dünyaya gösterdiğimiz şey ve bizi temsil ediyor. Genellikle insanlar başlarından tanınır. Baş bölgesinde olan bir sorun, bizde yanlış bir şey olduğu duygusunu taşıdığımız anlamına gelir.

SAÇ, dayanıklılığı gösterir. Gergin ve korku dolu olan kişinin sıklıkla omuz kaslarında katılaşma, tutulma baş tepesine ve sırt bölgesine yayılır. Saç, saç kökleri ile beslenir. Kafa derisindeki gerginlik olduğunda, sıkılmaktan dolayı saç nefes alamaz ve dökülür. Gerginlik sürüyorsa kafa derisi gevşeyemez, saç kökleri sıkıştığı için de yeni saç büyümez. Bunun sonucunda kellik kaçınılmaz olacaktır.

KULAKLAR, işitme kapasitesini temsil ediyor. Kulakta sorun yaşayanlar genellikle işitmek istemediği bir şeyler olduğunu gösterir. Kulak ağrısı işitilen şeye karşı kızgınlık duyulduğunu gösterir.

Sağırlık, birlikte yaşamak zorunda olduğunuz bir kişiyi işitmeye katlanamadığınızı gösterir. Çiftlerden birinde sağırlık sorunu varsa, diğeri sürekli konuşur da konuşur.

GÖZLER, görme yetisini temsil ediyor. Göz sorunları, görmek istemediğimiz bir şeyler olduğu anlamına geliyor. Kendinizle veya hayatla ilgili; geçmişle, şimdiyle ya da gelecekle ilgili görmek istemediğimiz şeylerin varlığına dikkat çekiyor.

BAŞ AĞRILARI, kendimizi yanlış, geçersiz, değersiz görmekten kaynaklanıyor.

Migren türü baş ağrıları genellikle mükemmeliyetçi olan ve bu yüzden kendine çok baskı kişi tarafından yaratıldığı biliniyor. Migrende yoğun olarak bastırılmış kızgınlık var.

BOYUN VE BOĞAZ, boyun düşüncelerde esnek olma, sorunun öteki yüzünü görme, başka bir kimsenin bakış açısını anlamayı temsil ediyor. Boynumuzla ilgili sorunlar, kendi bakış açımızın doğruluğu konusunda inatçı bir tutum sergilediğimiz anlamına geliyor.

BOĞAZ, istediğimiz şeyi söyleyebilme ve kendimizi ifade etme yeteneğini temsil ediyor. Boğazla ilgili sorunlar, bunları yapmaktan korkmak, hakkımızı aramaktan çekinmek, ‘’ben buyum’’ deme cesaretini gösterememekten kaynaklanıyor.

Kızgınlık boğaz ağrılarının nedenidir. Boğaz bedendeki yaratıcı akışı temsil ediyor. Yaratıcılığımız engellendiğinde, boğazla ilgili sorunlarımız olur. Hepimizin en az bir tane tanıdığı vardır, tüm hayatını başkaları için yaşayan. Kendi istediklerini hiç yapamayan, anne/baba/eş/sevgili/patronların istekleri ve beklentileri doğrultusunda yaşayan.

BADEMCİK ve TROİD, sorunları, kendi isteklerini yapamamaktan kaynaklanan, engellenmiş yaratıcılığın sonucu olarak ortaya çıkıyor.

Aile terapisinin annesi olarak bilinen Amerikalı bir yazar ve terapist olan Virginia Satir’in yaptığı bir araştırmada kimin yıkadığına ve hangi malzemeleri kullandığına göre 250’den fazla bulaşık yıkama yolları olduğunu tespit etti.

Çok saçma bir araştırma olsa da önemli bir sonuç elde etti.

Eğer ‘’tek yol’’ ya da ‘’tek bakış açısı’’ olduğu konusunda saplantılı bir inancımız varsa, hayatın çoğunu kendimize kapatıyoruz demektir. 

Bedenimin verdiği mesajları sevgiyle dinliyorum…                    

Kaynakça; Louise Hay ( Düşünce Gücüyle Tedavi )

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir