Alman vatandaşlarının dörtte birinden fazlası göçmen!
*Almanya’nın en çok göçmen aldığı ülkeler Türkiye, Polonya ve Rusya olarak sıralandı
BÜKREŞ (Gazete Balkan)- Almanya’nın nüfusu 2020 yılı itibarı ile 83 milyon 694 bin 929 kişi. Ülkedeki göçmen kökenlilerin sayısına yönelik son açıklamalara göre her dört Alman’dan biri göçmen kökenli.
Göçmen kökenlilerin en çok geldiği ülkelerin başında da sırasıyla Türkiye, Polonya ve Rusya var.
Almanya’da halkın dörtte birinden fazlasının göçmen kökenli olduğu açıklandı. Fedreal İstatistik Dairesi, halkı temsil eden küçük bir kesimde sık aralıklarla yapılan nüfus sayımı Mikrozensus’a göre, 2019 itibarı ile Almanya’da 21 milyon 200 göçmen kökenli bulunduğunu duyurdu.
Almanya’da bu kavram, kendi Alman olarak doğmayanları veya ebeveynlerinden biri doğuştan Alman olmayan bireyleri tanımlamakta kullanılıyor.
Federal İstatistik Dairesi, bu son rakamın nüfusun yüzde 26’sına tekabül ettiğini ve önceki yıla oranla bu istatistikte yüzde 2,1 artış olduğunu kaydetti. Bu artış, göçmen kökenlilerin 2011 yılından beri kaydedilen en düşük büyüme oranına tekabül ediyor.
Göçmen kökenlilerin yüzde 65’ini yani yaklaşık üçte ikisini, bir Avrupa ülkesinden göç edenler, onların çocukları veya torunları oluşturuyor.
Söz konusu 13 milyon 800 bin Avrupa kökenli göçmenin 7 milyon 500 bini Avrupa Birliği üyesi ülkelerden gelenler. Bütün göçmen kökenlilerden 4 milyon 600 binini Asya’dan gelenler oluştururken, 3 milyon 200 binini Ortadoğulular, bir milyonunu da Afrika ülkelerinden gelen göçmenler oluşturmakta. Almanya’daki 600 bin kadar göçmen kökenlinin de Kuzey, Orta veya Güney Amerika ülkelerinden geldiği bildiriliyor.
Almanya’da yaşayan göçmen kökenlilerin geldiği ülkelere bakıldığında ise ortaya çıkan tablo şöyle:
İlk sırada bütün göçmen kökenlilerin yüzde 13’ünün geldiği Türkiye, ikinci sırada yüzde 11 ile Polonya, üçüncü sırada da yüzde 7 ile Rusya Federasyonu bulunuyor.
1 MİLYON TÜRK ALMAN VATANDAŞLIĞINDAN ÇIKARTILDI İDDİASI
Öte yandan iki haftadır Alman medyasında 1 milyon Türk’ün Alman vatandaşlığından çıkartıldığı, Bu Türklerin Almanya’dan izinsiz olarak Türk vatandaşlığını korudukları ileri sürülüyor.
Konuyla ilgili olarak alman makamlarının Türklere vatandaşlığı control için mektup ve ekinde forum gönderilerek temmuz ayı sonuna kadar cevaplamalarının istendiği bildiriliyor.
ALMAN BASININDA TARTIŞMA
Almanya Federal İstatistik Dairesi’nin, ülkedeki her dört kişiden birinin göçmen kökenli olduğunu duyurması Alman basınında yorum ve tartışmaları da beraberinde getirdi.
Alman haber portalı DW’nin derlemesine göre, Nürnberger Nachrichten gazetesi yaptığı yorumda, Alman olmanın insanların kökenine göre değerlendirilmesini eleştiriyor. Gazete şu yorumda bulunuyor:
“Alman olmaya sadece köken baz alınıp karar verilmesi sorunlu, zira öyle yaparak Almanya’ya ayak basanlara ilk günden itibaren, ne kadar çaba harcarlarsa harcasınlar hiçbir zaman Alman olamayacaklarını göstermiş oluyorsunuz.
Bu tutumla onu ömrü boyunca yabancı olmaya mahkum edersiniz. Martin Luther King, dünyaya bir hayali olduğundan bahsettiğinde, dört çocuğunun da günün birinde ten rengine göre değil karakterine göre dikkate alındığı bir ülkede yetişmesini istediğini söylemişti. İnsan bu lafları acıklı diyerek geçiştirebilir ya da bu konuda yapabileceğinin en iyisini yapar ve ona uygun yaşar.”
Frankfurter Allgemeine’nin yorum sütunlarında da Almanya’da Salı günü açıklanan göçmen kökenlilere ilişkin son rakamlara ve göçmenlerin Almanya’ya uyumuna, hukuk devleti ve onun organları ile ilişkisine değinilerek şu görüşler dile getiriliyor:
“Fransa, İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri’ndeki duruma bakıldığında görülüyor ki özellikle erkeklerin topluma katılımı gerçekleşmezse büyük bir çatışma potansiyeli doğabilir. Bu durumdan sadece göçmen alan ülkeler sorumlu değil. Almanya’nın bir göç ülkesi olarak başarısız olmaması için Almanlardan istenen asgari beklentiler onlar için de geçerli olmalı:
Bu da yasaya ve düzenlemelere uymaları. Sadece hukuk devletine ve onun temsilcilerine, organlarına saygının yok olduğundan şikayet edip durmak yetmez. Gerekli görüldüğünde devlet mevcut imkanlarıyla bu saygıyı kendisi tahsis eder.
Aksi takdirde Almanya’da da günün birinde Stuttgart veya Franfurt’tta gördüklerimizi birer küçük olaymış gibi gösterecek fırtınalar kopabilir.”