HAMDİ YILMAZ – Adamına Göre Adalet

Yine tekrarlıyorum, ne demişti şair; “İki evlek tarla, dört geverlik su / Kırk yılda hükme bağlanmaz mı bu?”
Bu şiiri Abdurrahim Karakoç benim hatırladığım kadarı ile kırk küsür yıl önce yazmıştı. Belki de daha da önce yazdı. Eskimeyen, güncelliğini yitirmeyen bir şiir.
Ortaokulu küçük bir kasabada okuyordum. Kasabaya oldukça uzak bir köyde oturan halamın kocasını aşağı yukarı her hafta Kasabada görürdüm.
Her seferinde benden okuyup hakim olmamı, kendilerini yaşadıkları bu rezaletten kurtarmamı isterdi. Her hafta gelip gittiği Kasaba mahkemesinde görülen eniştemin tarla davaları idi.
Orta okul bitti, ben başka diyarlara gittim. Bir gün halamın kocasının Kasaba meydanında davalı hasımlarından biri tarafından vurularak öldürüldüğü haberi geldi.
Yıllar sonra yetişkin olup, Karakoç’un şiirini her okuduğumda halamın kocasını hatırladım.

Sonra bir adam gördüm, o günlerin atmosferinde bu adam önemli bir cesaret örneği sergilemişti. Bu adamın adı Adem Ruhbaş, mesleği ise sarraflıktı. Kayseri’de yargılandığı davada Sıkıyönetim mahkemesi hakimine, “Sizin yaptığınızı engizisyon mahkamelerinde bile yapmadılar” diye bağırıyordu. Altın kaçakçılığı yaptığı ve tekin olmadığı söylenen Ruhbaş, benim hafızamda o sözleri ile kaldı.Derken bizim Köksal Akçalı’nın şiiri geldi: “Adalet’i gelin ettik dul çıktı / Mümine başlığa boynunu büktü” minvalinde devam ediyordu. Darbe atmosferinde yazılmış bir şiir.

Sonra darbecilere, “Majesteleri nasıl bir anayasa isterlerdi?” diye soran ‘Kitap yüklü merkep’lerin varlığını yüreğimiz burkularak okuduk. Malum, Necip Fazıl Kısakürek, “Prof derler bizde kitap yüklü merkebe” diye şiir yazmıştı.
İnsana “Güç” önünde boyun eğdiren pek çok meslek var. Ancak insan, güç önünde boyun eğdirmeyecek mesleklerin başında adalet mesleğinin olması gerektiğini düşünüyor.

Bizim diyarlar nedense her alanda hep zalime cellatlığa hevesli türediler büyütüyor. “Sonra Adliye’nin manevi şahsiyetini tağyir ve tezyif etmek” gibi bir demokles kılıcı var ki tepemizde, alimallah. İnsan hakim ve savcı kelimelerini bile kaleme almaya korkuyor.
Bir de “Yüce Mahkemenize” diye içten geçmeyen sahte cümlelerle başlayan milyonlarca dilekçe. “Adalet herkese lâzım” sözü ucuz ve basit bir tekerleme.

Adalet Saraylarının seyrine doyum olmaz arenalara döndüğü bir ülke, ne bahtsız bir ülke.
(Bu yazı 11 Mart 2011 tarihinde yayımlanmıştır)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir