Hamdi YILMAZ – Uluslararası ödül nasıl alınır?

Almanlar “üstün ırk” olduklarından başka ülkelerde düdük öttürmeyi çok severler. Mesela Hollanda Kraliçesi’ne koca olmak, Romanya’ya Kral olmak, Osmanlı Ordusuna Baş komutan olmak gibi.

Bunu anlamak mümkün de, komşuları Hollandalıların böyle bir meziyeti yok. Var da duymadıysak cehaletimize verin.

Yabancı yazarlar başka ülkeler için yorum yaparlar. Bu normaldir ama akıl hocalığı niye yaparlar?

Bu sorunun cevabını ararken Hasan Demir dünkü yazısı ile bambaşka bir soruyu aklımıza getirdi. “Uluslararası ödül nasıl alınır?” galiba daha doğrusu “Uluslararası ödül kimlere verilebilir?” Veya, “Uluslararası ödül kimlere verilmez?”

Bu sorunun cevabı oldukça kolay. Mesela, Türkiye’de ne zaman Nobel Edebiyat Ödülü’nden bahsedilse büyük bir kesimin aklına Yaşar Kemal gelir. Oysa Yaşar Kemal’e ağzı ile kuş tutsa Uluslararası arenada ödül verilmez. Neden? CIA’ya küfür etmiştir de ondan. Dolayısı ile küresel putlara çarpanlar ödül mödül alamaz.

“Uluslararası ödül nasıl alınır?” sorusunun cevabına gelince, esasında işi erbabına sormak lâzım. Mesela Orhan Pamuk’a “Nobel edebiyat Ödülü” nasıl verildi?

Dilerseniz cevabı bir başka olayla verelim. Mesela Alman Harld Zur Hansen Nobel Tıp Ödülü’nü nasıl almış? Ödülün açıklanmasından altı ay önce Nobel Şirketi’nin finansatörlerinden olan Alman ilaç firması Aster Zenaca, rahim ağzı kanserini önleyen bir aşıyı piyasaya sürmüş. Altı ay sonra da Hansen “Tıp Ödülü” almış. Alman Hansen’in ödül alış gerekçesi “Rahim ağzı kanseri” ile ilgili bir buluşu imiş.

Tabi bu işler hep böyle yürümüyor, başka gerekçeler de var.

Mesela 1932 yılında Belçika’da düzenlenen Dünya Güzellik Yarışmaşması’nda Keriman Halis’in ‘Dünya Güzeli’ seçiliş gerekçesi gibi. Hasan Demir’in aktarımı ile Halit Turhan anlatıyor:

“(…) Jüri salona geçip, puan değerlendirmesi yapmak istedi. Başkan kürsüye geçerek: ‘-Sayın jüri üyeleri, bugün Avrupa’nın, Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz. 1400 senedir dünya üzerinde hâkimiyetini sürdüren İslâmiyet artık bitmiştir. Bir zamanlar sokağı bile pencere arkasından seyredebilen Müslüman kadınların temsilcisi Türk güzeli Keriman, mayo ile aramızdadır. Ondan daha güzel varmış, yokmuş bu önemli değil. Bu sene güzellik kraliçesi seçmiyoruz. Bu sene İslâm’ı yenmenin zaferini kutluyoruz. Avrupa’nın zaferini kutluyoruz. Bir zamanlar Fransa’da oynanan dansa müdahalede bulunan Kanuni Sultan Süleyman’ın torunu işte mayo ve sutyen ile önümüzdedir. Kendini bizlere beğendirmek istemektedir. Biz de bize uyan bu kızı beğendik. Müslümanların geleceği böyle olması temennisiyle Türk güzelini Dünya Güzeli olarak seçiyoruz. Fakat kadehlerimizi Avrupa’nın zaferi için kaldıracağız.”

( Bu yazı 31 Ağustos 2010 tarihinde yayımlanmıştır.)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir