HAMDİ YILMAZ – Türk’ün coğrafyası da gündemi de geniştir

Adriyatik’ten Çin’e kadar geniş bir coğrafyada yaklaşık yarım milyar nüfusa sahip olarak yaşayan bir milletiz.

Dolayısı ile her coğrafyanın kendine has gündemi var. Beynimiz ve yüreğimiz Azerbaycan Türkleri ile aynı acı ve sevinci paylaşırken, bir taraftan da kendi gündelik gündemimizin içerisindeyiz. Kendi gündemimizin içerisinde Azerbaycan’ın haklılığını anlatmaya bulunduğumuz ülkelerde anlatmaya çalışıyoruz. Sonuç olarak her birimiz ayrı ayrı küresel gündemin içerisindeyiz.

Önemli olan gendi gündemimize esir olmamak, bütünü gözden ırak tutmamaktır.

Bu haftayı yoğun işyeri ziyaretleri ve temaslarla geçiriyoruz.

Biz, Ağustos ayında Türkiye’nin Romanya’ya olan ihracatının geçen yılın aynı ayına göre yüzde 9,48 daha olduğuna hayıflanırken, ağzımızı açık bırakan olaylara şahit oluyoruz.

Bir iş adamımızı ziyaretimizde iki telefon konuşmasına zoraki kulak misafiri olduk. İş adamı Türkiye’deki tedarikçisinden 5 TIR ihtiyacı olan yarı mamul ürün istiyor. Karşıdaki firmanın satış sorumlusunu bin bir dil dökümünden sonra bu hafta için bir TIR’a ikna ediyor. Alternatif tedarikçisinden de bir TIR sağlayabiliyor.

Niçin, küresel salgının iyi yönetilememesi nedeni ile Türkiye’nin ihracatı eksi sonuç veriyor. Kimse kusura bakmasın, o ülkenin bir dolar bile olsa güçlü ve bağımsız olmasının yolu ihracattan geçerken biz talebe cevap veremiyoruz.

Hadi siyasilerin ağzı ile konuşalım, işe yaramasa da bu “Kabul edilemez” bir durum. Kalkınma kollektif bir olay. Küresel salgın bahanesi ile hasta olduğu için rapor alan işçileri kontrol ettiren işveren ‘Hasta’ işçiyi evde bulamıyormuş. Yani Türkiye fabrikalarını verimli çalıştıramıyor. Yıllar önce evde raporlu işçi kontrolünü Hollanda’da görmüştüm.

Bir başka iş adamı ziyaretimizde de ihtiyaç duyulan endüstriyel gıda ürünü için ilgili Romen personelin Bulgaristan pazarına yönlendirildiğini görünce, evime yakın küresel markette ayva ve armuttan başka Türk gıda ürünü görmediğimi söyledim. İş adamı da beni teyit etti. “Buraya da ayva geliyor. Hepsini de zaten ben alıyorum, ayvayı seviyorum” dedi. İkimizin yaşadığı şehirler arasındaki mesafe 400 km civarında.

Romanya’nın genel gündemi ise geride kalan seçim sonuçları, oy hırsızlığı iddiaları vb.

Biri ‘Abi, Kongolu adayı niye manşet yaptın? Adam zaten 100 oy bile alamamış” dedi. “Bizimkilerin Romanya’da politikaya ilgi duymaları için” dedim. O da geçen gün bir toplantıda vatandaş olup, gelecek seçimlerde yaşadığı kente belediye başkanlığı için adaylığını koyacağını söylediğini anlattı. Sonra da “Ömer (Süsli) Bey niye aday olmuyor? Seçilme potansiyeli olan biri, seçilse kötü mü olur?” sorularını sordu.

Elçiye zeval olmaz, bizden iletmesi.

Bir başka endüstriyel fabrikamızda yarım gün çalışıldığını gördük. Stokları eritiyorlar. Başka ziyaretlerimizde de “stoklarımız olmasaydı, ham madde bulamayışımızdan şimdi üretimi durdurmuş oluruz” denmişti.

Bir başka iş adamımızın da yaptığı işle dolaylı ilişkisi olan hijyenik ürün imalatına başladığını gördük.

Bu ziyaretlerden anladık ki, küresel salgın bizi birbirimizden uzak tutmamalı. Ziyaretlerimiz sıklaştırılmalı.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir