HAMDİ YILMAZ – MİLLİ GELİR VE DAĞILIMI

Alın size bir eski zaman yazısı daha. Eski zaman deyip geçmeyin, eskimeyen sorunlarımzı görün. Bakın 20 Temmuz 2010 tarihinden buyana ne değişmiş?

***

Öteden beri siyasi iktidarlar milli geliri artırmakla övünüp dururlar. Milli gelir artar ancak, geniş kitlelerin sıkıntısı bir türlü azalmaz.

Diyarbakır’da, Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM), 12 Eylül’de yapılacak Anayasa Referandumu ile ilgili bir anket yaptırmış. Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Anabilim Dalı Başkanı Doç.Dr. Rüstem Erkan ve ekibinin gerçekleştirdiği anketin siyasi sonuçları üzerinde duracak değiliz. Orda bir başka hususa dikkati çekmek istiyoruz.
Araştırma ile ilgili ajans haberlerinden bir bölüm şöyle, ”Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen basın toplantısında sonuçları açıklanan ve 11-12 Temmuz tarihleri arasında 677 kişinin katıldığı anketten çarpıcı sonuçlar çıktı. Ankete katılan 446 erkek ve 231 kadının yüzde 29.8’i, 300 TL’nin altında geliri olduğunu söyledi.”

Yani konuşulan 677 kişinin yüzde 30’una yakın kısmının aylık geliri 300 TL’nin altındaymış.

Keşke araştırmanın bu boyutu ile ilgili daha detaylı bilgi verilseydi. Yani bir kişi aylık ortalama 200 doların altında aylık gelire sahip. Yıllık geliri ne bu kişinin, 2 bin doların altında.

Özellikle mevcut iktidarın artırmakla övündüğü ortalama milli gelir ne kadar? 2008 yılı DPT verilerine göre, 10 bin 285 Dolar. DPT 2010 yılı içinde 8 bin 821 dolar olarak tahminde bulunuyor.

Şimdi bir evde kaç kişi yaşıyorsa ortalama milli gelirden kendileri adına hesap edilen  yıllık tutar ortada. Ortalama 3 kişilik bir aileyi baz alırsanız, Türkiye’de tuzu kurular hariç, evine yılda 25 bin dolar para gireni yaygın olarak görmek mümkün mü?

Dünya Bankası’nın 2006 yılı değerlendirmesine göre, Türkiye’de nüfusun yüzde 10’luk bir kesimi milli gelirin yüzde 34,1’ini götürüyor. En yoksul yüzde 10’luk kesim ise yüzde 2 pay alıyor milli gelirden.

Yani en zengin ile en fakir arasındaki gelir farkı 17 kat. 2006 yılından bu yana bu denge yine zenginin lehine değiştiğine göre fark demek ki şimdi daha fazla.

Oysa Almanya, Hollanda gibi Batı ülkelerinde toplumun en zengini ile en fakirinin arasındaki fark böylesine korkunç değildir ve 3-4 katı geçmez.

Öyleyse bu boş övünmekten kurtulmak gerekiyor.

Bozuk gelir dağılımını gidermeye yönelik hiç bir ümit ışığı da gözükmüyor.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir