HAMDİ YILMAZ – ‘AŞIRI MİLLİYETÇİ’

‘Sağ’ ve ‘Sol’ kavramlar sunî anlamlarını yitireli bence çok oldu.

Bu kavramları ciddiye alarak değerlendirme yapmak, geride kalan çağı anlayamamak, ileriyi görememek demektir.

Bu iki kavramın batağında debelenmek isteyenler bulunsa da, böyleleri gelecek on yıllarda kuruyan bataklıkta ayaklarının boşta kalacağını göreceklerdir.

Macaristan’ın üçüncü büyük partsi olan Jobbik partisi lideri Gabor Vona, Ağustos ayı başında Romanya’da yaptığı bir konuşma ile iki ülke dışişleri bakanlıkları arasında karşılıklı açıklamalara neden olmuştu.

Alışılmışın dışında bir politikacı olan Jobbik lideri, sırf biz “Atilla’nın torunlarıyız”,  dediği, “Atilla’nın torunları olan Macarların kendilerini sömüren Batılıları eninde sonunda ülkeden kovmayı başaracağını” ve Macaristan’ın yönünü Türkiye ve Rusya gibi bağımsız ülkelere dönmesini söylediği için daha doğmadan boğulmaya çalışılıyor.

Yafta hazır, “Aşırı Milliytçi”..

Basın yayın organları Vana’nın söylediği sözlerin etkisini sıfıra indirgemek için, haberlerine “Aşırı sağcı” veya “Aşırı Milliyetçi Jobbik lideri..” diye başlıyorlar.

Böyle olunca, sözlerin kendisinden çok söyleyen ön plana çıkıyor ve etkisizlik yaratılıyor.

Kim söylemiş? “Aşırı sağcı” yada “Aşırı milliyeçi” bir parti lideri..

Böyle birinin sözlerinin ne kıymeti olabilir ki?

Haberden çok verilen mesaj bu..

Önümüzdeki dönem sık sık ismi duyulacak olan bu farklı, genç ve duyarlı politikacıyı kendisi ile ilgili haberleri “Aşırı sağcı” yada “Aşırı milliyeçi” tanımlamalarını dikkate almadan dinlemek yada okumak lâzım.

“Batı dünyasının içinde bulunduğu ağır krizin nedeninin liberalizm olduğunu ileri sürdü”, Müslüman olmadığı halde, Budapeşte’de Türk işadamlarının iftarına katıldı, Budapeşte’ye cami istedi, “Biz Atilla’nın torunlarıyız” ve “Türklerle kardeşiz” dedi diye; kısacası el alemin keyfi için Jobbik liderini ömrünü çoktan tamamlamış bataklık kavramları ile lanse etmek en azından etik değildir.

Türkçe yazıp, çizen Türkçe konuşan kişiler art niyetli değiller ise dikkat etmelidirler.

Gabor Vona, Türkiye’ye yanlış tanıtılmamalı.

Vona, insanlığın bütünü için hiç bir değer yargısı bulunmayan Hollanda’nın ırkçı ve kinci Wilbert’i, Fransızların Le Pen’i ile aynı kefeye konulmamalıdır. En azından Türk medya mensupları buna alet olmamalıdır. Bu tutum sadece Macarlar ve Türkler için değil, insanlığın müşterek çıkarlarını dert edinmişler için de gereklidir.

(Bu yazı 23 Ağustos 2013 tarihinde yayımlanmıştır)

NOT: 1978 doğumlu olan bu genç politikacı Nisan 2018’de yapılan seçimlerde partisine oy patlaması yaptırmasına rağmen “”Bu yüksek katılım oranını dikkate aldığımızda, var olan desteğimizi koruduğumuz ve yüzbinlerce yeni taraftar kazandığımız görülüyor.” değerlendirmesini yaparken, partiyi iktidara getiremediği için genel başkanlık görevinden istifa etmiştir. (hy)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir