SERPİL YILMAZ – Ya ‘Şimdi’ Ya Da Hiçbir Zaman!
“Şimdiye Bulunduğunuz Yerden Girin”
Ben daima gerçek aydınlanmanın bir erkekle kadın arasında ki sevgi ilişkisi dışında mümkün olmadığını düşünmüşümdür.
Bizi yeniden bütün kılan şey bu değil midir? Bu gerçekleşene dek bir insanın yaşamı nasıl doyum verici olabilir ki?
Sizin deneyiminizde bu doğru mu? Bu sizin başınıza geldi mi? Henüz değil, ama bu başka türlü nasıl olabilir ki? Bunun böyle olacağını biliyorum.
Bir başka deyişle, siz zamanla gerçekleşecek bir olayın sizi kurtarmasını bekliyorsunuz. Bu üzerinde konuşup durduğumuz esas yanılgı değil midir?
Kurtuluş bir başka yerde ya da zaman da değildir. O şimdi ve burada’dır.
“Kurtuluş şimdi ve burada’dır” sözü ne anlama gelmekte? Ben bunu anlamıyorum. Ben kurtuluşun ne anlama geldiğini bile bilmiyorum.
İnsanların çoğu fiziksel hazların ya da değişik psikolojik doyumların peşinden koşar, çünkü bunların onları mutlu edeceğine ya da korku ve yoksunluk hissinden kurtaracağına inanırlar.
Mutluluk fiziksel haz yoluyla girilen yüksek bir canlılık duygusu, ya da psikolojik bir doyum yoluyla erişilen daha güvenli ve daha tam bir benlik duygusu olarak algılanabilir. Bu bir doyumsuzluk ya da yetersizlik halinden kurtuluş arayışıdır.
Değişmez biçimde, onların elde ettikleri her türlü doyum kısa ömürlüdür, böylece doyum koşulu bir kez daha şimdi ve burada’dan uzaktaki hayali bir noktaya projekte edilir.
Ben şunu elde ettiğimde ya da bundan kurtulduğumda mutlu olacağım. Bu, gelecekte kurtuluş illüzyonunu yaratan bilinçsiz zihin-durumudur.
Gerçek kurtuluş tam ve gerçek bir doyum, huzur ve yaşamdır. Bu gerçek kimliğiniz haline gelmektir, içinizde karşıtı olmayan bir iyilik, kendi dışındaki hiçbir şeye bağlı olmayan bir Var’lık sevinci hissetmektir.
O geçici bir deneyim olarak değil, kalıcı bir mevcudiyet olarak hissedilir.
Teistik* dilde, buna “Tanrı’yı bilmek” denir ve Tanrı burada kendi dışınızda bir şey olarak değil, en içteki özünüz olarak bilinir.
Gerçek kurtuluş kendinizi var olan her şeyin varlığını ondan aldığı zaman’sız sonsuz ve formsuz Bir Yaşam’ın ayrılmaz bir parçası olarak bilmektir.
Gerçek kurtuluş bir özgürlük halidir; o korkudan, ıstıraptan, yoksunluk ve yetersizlik algılamasından, dolayısıyla da istemekten, ihtiyaç duymaktan, yakalamaktan, sıkıca tutunmaktan, yapışmaktan kurtuluştur.
O kesintisiz bir biçimde düşünmekten, olumsuzluktan ve hepsinin üzerinde psikolojik bir ihtiyaç olarak geçmiş ve gelecekten kurtuluştur.
Zihniniz size oraya buradan ulaşamayacağınızı söylüyor. O, özgür ve doyumlu olabilmeniz için bir şeylerin vuku bulması, ya da sizin şu ya da bu hale gelmeniz gerektiğini söylüyor.
O aslında sizin zamana ihtiyacınız olduğunu, özgür ya da tamam olabilmek için önce bir şeyleri bulmanız, yapmanız, başarmanız, kazanmanız, bir şey olmanız gerektiğini söylüyor.
Siz zamanı kurtuluşa götüren bir vasıta olarak görüyorsunuz, oysa gerçekte o kurtuluşla aranızdaki en büyük engeldir.
Siz oraya şu anda bulunduğunuz yerden ve şu anki kimliğinizle ulaşamayacağınızı, çünkü henüz tamam ya da yeterince iyi olmadığınızı düşünüyorsunuz, ama gerçek şu ki şimdi ve burada sizin oraya ulaşabileceğiniz tek noktadır.
Siz oraya zaten orada olduğunuzu idrak ederek “ulaşırsınız.
” Siz Tanrı’yı, O’nu aramanız gerekmediğini idrak ettiğiniz anda bulursunuz.
Öyleyse kurtuluşa giden tek bir yol yok tur: Her türlü koşul kullanılabilir, ama hiçbir belirli koşula ihtiyaç yoktur. Ancak, tek bir giriş noktası vardır: Şimdi.
Bu anın dışında bir kurtuluş olamaz.
Siz yalnız mısınız, yaşamınızda sevdiğiniz biri yok mu? Şimdi’ye oradan girin.
Bir ilişki içinde misiniz? Şimdi’ye oradan girin.
Yapabileceğiniz ya da erişebileceğiniz ve sizi kurtuluşa bu andan daha çok yaklaştıracak hiçbir şey yoktur. Değerli her şeyin gelecekte bulunduğunu düşünmeye alışmış bir zihnin bunu kavraması güç olabilir.
Geçmişte yaptığınız ya da size yapılan hiçbir şey de sizin olana evet demenizi ve dikkatinizi derin bir biçimde Şimdi’ye vermenizi engelleyemez. Siz bunu gelecekte yapamazsınız.
Siz bunu ya şimdi yaparsınız ya da hiç yapamazsınız.
Kaynakça: Eckhart Tolle