Hamdi YILMAZ & ‘Hile medeniyeti’
Zorla, zorbalıkla olmuyor bu işler. Hiçbir zaman olamayacağı da anlaşıldı.
Zorla bir devlet kurulamıyor. Arkada kim olursa olsun yetmiyor. Zor oyun bozabiliyor ama, yeni oyun kuramıyor. Öyleyse başka bir şey denemeli.
Biri terörü önlemiş, akan kanı durduran kahraman olarak milletin karşısına çıkacak. Diğeri, zorla, kanla, şiddetle elde edemediğini elde edecek.
Her ikisinin ortak hedefi ise, tereyağından kıl çeker gibi Türklükle ilgili maddeleri Anayasadan çıkartmak. Bunun için benimsenen yol, modern dünyanın medeni silahı. Yani “Hile”
Söz hile ve medeniyetten açılmışken, kıymetini bilemediğimiz geçen yüzyılın en önemli aydını Cemil Meriç’i bir kez daha hatırladım. Cemil Meriç’i bir kez daha sütunlarımıza konuk ediyoruz. İşte size kitap gibi iki cümlesi;
“Avrupalı için medeniyet, zorun yerine hilenin geçişidir. Fransız, bu manada Rus’tan daha medenidir, daha medeni, yani daha tehlikeli.”
Demek ki, Meriç’in zamanında Amerika, henüz yeryüzüne medeniyetinin lazer ışıklarını saçmamıştı.
Meriç, bir de bizim medeniyetimizi özetliyor. Unuttuğumuz, unuttuğumuz için de bu hâle geldiğimiz, Batının medeniyet araçlarından medet umduğumuz medeniyetimizi hatırlatıyor;
“Türk İslam medeniyeti ahlaka, feragate dayanan bir medeniyet. Gerçekleştirdiği değerler edebiyattan da felsefeden de, ilimden de muazzez.
Ben bu mazlum medeniyetin sesi olmak istiyorum.
Korumak istediğim şaheser; insanın kendisi.
Tarihine vecitle eğildiğim bu büyük, bu gerçek, bu mert insanı Osmanlı yaratmış ve yaşatmış.
Kendini tanımak irfanın ilk merhalesi.
Düşünenin görevi insanından kopan, tarihini unutan ve yolunu şaşıran aydınları irşada çalışmak;
Kızmadan, usanmadan irşat.
Gerçek sanat ayırmaz birleştirir…”
“Bir çağın vicdanı olmak isterdim, bir çağın.
Daha doğrusu bir ülkenin, idrakimize vurulan zincirleri kırmak, yalanları yok etmek,
Türk insanını Türk insanından ayıran bütün duvarları yıkmak isterdim.
Muhteşem bir maziyi, daha muhteşem bir istikbale bağlayacak köprü olmak isterdim, kelimeden, sevgiden bir köprü. Sanat düşüncenin, düşünce mukaddeslerin emrinde olmalı. Hakikat mukaddeslerin mukaddesi.
Hakikat ve sevgi.”
(Bu yazı 26 Nisan 2013 tarihinde yayınlanmıştır)