Komünizm Noel’i yasaklamıştı

*Romanya’da Noel tatili yoktu, hatta “Mutlu Noeller” gibi Noel kartları postalamak bile yasaktı

BÜKREŞ (Gazete Balkan)- Ünlü yazar Cenap Şahabettin, 1917-1918 yıllarında çalıştığı Tasvir-i Efkâr adlı gazete hesabına Avrupa gezisine çıkmıştı.

Ünlü yazar Romanya’yı anlatırken, “Romanya Çingenelerinin başına buyrukluklarını, kendilerinin kulu ve emiri olmalarını beğendiğini ifade ettikten sonra, “Ve Bükreş…  Bükreş sevinç beldesi demek…” diyor.

Şahabettin daha sonra da gözlemlerini şöyle özetliyor:

“Tanrı, bugünkü Sofya’yı yarattığı zaman, sanki ‘Çalışınız ve eğleniniz’ demiş, oysa Bükreş’e sanki ‘Eğleniniz ve çalışınız’ emrini vermiş”.

Cenap Şahabettin’in bu satırlarından 30 yıl sonra Romanya Komünizmin pençesine düşer.

Böylesi özgürlüğüne ve keyfine düşkün ülke Komünizm günlerinde Noel günlerini nasıl geçirmiş?

“Playtech impaht” internet sitesi yazarı Ștefan R. Apostol o günleri şöyle özetlemiş:

Bugün Noel günü ve çoğumuzun duyguları karışık. Büyük çoğunluk komünist Noel’i gördü. En zor kısım komünizm dönemiydi. Ve bunu yaşamış birçok kişi o zamanları acıyla hatırlıyor.

Noel resmi tatil olarak yasaklandı.

1940’ların sonlarında Romanya’da komünizmin kurulmasından sonra Noel, yasak tatil olarak yasaklandı. Noel ile ilgili tüm günler iş günü olduğu için Noel tatili yoktu. Hatta “Mutlu Noeller” gibi Noel kartları göndermek bile yasaktı.

Noel Baba da reddedildi ve yerine iyi çocuklara hediyeler getirecek olan Gerilla Noel Baba geldi. Bu tatil, 30 veya 31 Aralık’a taşındı ve tatili daha çok Yılbaşı gecesine bağladı. Komünist paroksizm o kadar ileri gitti ki, çocuklar İsa’nın doğumundan bahsetmedikleri sürece Noel olduğunda ilahiler söyleyebildiler.

Noel olduğunda çoğunlukla söyledikleri şarkılar komünist liderleri övdü. Bu aşırı paroksizmin dışında Romenler, 25 Aralık’ta masaya koyacak bir şeyler koymak için et, süt ve ekmeğin ünlü rasyonunu yakalamak için sonsuz kuyruklarda beklediler. Noel olduğunda, çoğu zaman, birkaç sıraya ayrılamadığınız için, Romenler genellikle evde ağaçsız kaldılar.

Romenler domuzu eve gece vakti getirirdi.

Sabahtan akşama kadar, sadece yılın bu zamanında piyasaya çıkan bir kilogram peynir veya limon için kuyruklar vardı. Sebzeler, meyveler veya domuz eti söz konusu olduğunda çoğumuz ülkede şanslı ebeveynlerdik.

Romenler yabancı ülkeye gittiler ve arabalarını yiyecekle doldurdular, ancak milisler tarafından yakalanma korkusuyla. Geceleri güvenlik korkusuyla karanlık şemsiyesine sığındılar. Romanyalılar, bitmek bilmeyen kuyrukların yanı sıra, yemek tayınlarında bazen sıfır derecenin altındaki evlerdeki soğuğa da katlanmak zorunda kaldılar ve ellerinden geldiğince ısındılar. Ünlü tuğlaları ısınmak için icat etmişlerdi ve bazen çay yerine nechezol yapıyorlardı.

Rumenler her şeyi rasyon temelinde satın aldı.

Komünizm yıllarından kalma o dehşet günlerini hala hatırlayanlar arasında, eski siyasi muhalif Neculai Constantin Munteanu bir zamanlar şöyle demişti:

”(…) 1986 veya 1987’de Braşov’da kartta sadece ekmek ve şeker verilmedi. Kartta yağ, un, mısır unu ve tereyağı da servis edildi. Normalde komünizm kapitalizmi gömme konusunda büyük ilerleme kaydetmişti, Romanya çok taraflı gelişmiş bir sosyalist toplum inşa etme yolundaydı. Romenler, ışık yıllarının ve lideri Nikolay Çavuşesku’nun bolluk ve karanlığında yaşadılar. Ancak kartın kendi retoriği de vardı.

Sadece sanaldı. Hiçbir şeyi garanti etmez.

Ayrıca, Brasovlu adamın bana sunduğu aylık kalemle, kartın arkasındaki notlardan da görebileceğiniz gibi, bir ürünün ya da diğerinin hiç verilmediği aylar oldu. Et ise, sığır eti, domuz ve tavuğun, koyun ve spor ayakkabıların, domuz ayağının, Petreuş kardeşlerin, bazı fakir tavukların kilogram başına iki, domuz kemiği tütsülenmiş olduğu genel bir addı. Belirsiz et izleri, çorba için dana kemiği vb. ve bunun gibi vb.”

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir