Mehmet Fuat ERGÜN & ÖLÜM YOK OLMAK DEĞİL

Hiç sevmediğim husus insanların inancına müdahale etmek, din misyonerliğine soyunmaktır.

Her insan inanmakta veya inanmamakta serbesttir.

Altmış dört ülkede yapılan mutluluğu etkileyen faktörler arasında inanç altıncı sırada yer almaktadır.

Bildiğimiz gibi uzayın, kainatın derinliklerine çıktıkça makrokosmos, atom ve altı parçacıklara indikçe mikrokosmos tabiri kullanılmaktadır.

Makrokosmos teleskoplarla, mikrokosmos mikroskoplarla gözlenir.

Bu yazımda benim de çok hoşlanmadığım rakamlardan biraz bahsedeceğim.

İlmin temellerinden biri olan matematiğin yazı dili rakam olduğundan sevsek sevmesek rakam kullanacağım.

İnancıma göre Yaratanın ilk emri oku, ikinci emri de kalem yani yaz olduğunu biliyoruz.

Peki ortada kitap yok neyi okuyup neyi yazacağız?

Kâinatı, Kuranı ve insanı okuyacağız.

Sonra sözler gelip geçici olduğundan kalemle yazacağız.

Kâinatı bilimsel verilerle okumaya çalışalım.

Kâinat, Bing Bang, büyük patlamayla yaklaşık on dört milyar sene önce yaratıldı.

Güneş ve dünyamız beş milyar sene önce.

Işık saniyede 300 000 km yol alır.

Ayın ışığı bize bir saniyede, güneşin ışığı ise sekiz dakikada ulaşır.

Güneş, şu an yok olsa, biz güneşi sekiz dakika daha göreceğiz.

Dünyada en uzak mesafe ekvator çevresi 40 000 km.

Kâinatın büyüklüğünü km. ile tariflemek imkânsız olduğundan ışık hızıyla anlatmaya çalışacağız.

Bir ışık yılı 9.5 tirilyon km’dir.

Bize en yakın güneş olan Alfa Centura yıldızın ışığı 4.5 senede, Andremoda galaksinin ışığı ise 2.5 milyon senede gelmektedir.

Bir galaksinin içinde yüz milyarlarca yıldız olduğuna göre gel de çık işin içinden, kâinatın büyüklüğünden.

Şimdi gelelim ana konumuza.

İlkokul çağlarında bildiğimiz büyük ayı yıldız takımından kuzeyi gösteren kutup yıldızının bize uzaklığı 400-450 ışık yılı.

Şu an orada bulunan biri bize gelişmiş teleskopuyla baksa, dünyada Fatih Sultan Mehmed’in İstanbul fethini canlı görecek.

Çok sevdiğimiz bir canımızı yakında kaybettik. Acılar içinde kıvranıyor, hasretiyle yanıp tutuşuyoruz.

Fazla değil iki sene ışık yılında olan bir yıldızdan biri teleskopuyla bize baksa, ölen sevdiğimizin iki sene önceki yaşamının canlı, halini görecek.

Kâinatta hiçbir şey yok olmuyor.

Her saniyemiz gözlem ve kontrol altında.

Üstelik Yaratanda zaman kavramı yok. Gelmiş geçmiş aynı anda.

Zaman, kâinat yaratıldığında madde ile bizim için var.

Ölüm, yok olma biz insanlar için.

Kâinatta ölüm ancak kâinatın sonu geldiğinde olacak.

Sevdiklerimiz ölmedi yaşıyor.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir