Hamdi YILMAZ & KOTA DEMOKRASİSİ
ZAMAN TUNELİ: 9 MART 2011
Kim ne derse desin, AB’nin uzaklardaki etkini İngiltere ve Fransa ise, Batı, Orta ve Doğu ile Güney Doğu Avrupa’daki etkin üyesi Almanya. Sahip olduğu göçmen nüfus yoğunluğu dolayısı ile vize, serbest dolaşım vs gibi konularda da AB içinde Almanya’nın istemediği bir karar alınamaz. İşte bu Almanya, “kota” işini pek sever.
Bir zamanlar Türkiye’ye uygulanmasında öncülük ettiği ‘tekstil kotası’nı kırmak için Gümrük Birliği anlaşmasını imzalamak için can atmış, bu uğurda vermediğimiz taviz kalmamıştı.
Aynı Almanya şimdi “Göçmen Kotası” uyguluyor. Bu uygulama, “Göçmen kotası ne kadar samimi?” sorusunu beraberinde getiriyor. ‘Almanya hangi uygulamasında samimi ki, göçmen kotası uygulamasında samimi olsun?’ sorusunu soranları haksız da saymayız. Ama bu ayrı bir konu.
Şimdi Almanya’da bu ‘Göçmen Kotası’ sorgulanıyor.
Perşembe günü göreve başlayacak olan yeni Baden-Württemberg Eyalet hükümetinde görev alacak olan ve Almanya’daki ikinci Türk kökenli bakan sıfatını taşıyacak Bilkay Öney dolayısı ile Göçmen kotası tartışması yeniden alevlendi.
Almanların kota merakı biter mi?
Bitmez. Daha Göçmen kotası tartışmaları bitmeden, Almanya bir başka ‘kota’ tartışmasının içinde buluyor kendisini. O da şirketlere “Kadın Yönetici Kotası” uygulaması.
Almanya’nın kadın Çalışma Bakanı Ursula von der Leyen, AB Komisyonu’nun Adalet ve Temel Haklardan sorumlu üyesi Vivian Reding ile güç ve işbirliği yaparak daha fazla kadını, şirketlerin yönetici pozisyonlarına getirmeyi hedefliyor.
Bakan Leyen, Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’da firmaların denetleme kurullarındaki kadınların oranının sadece yüzde 13, orta ölçekli firmaların son yıllarda yönetici kademelerinde çalışan kadın oranını nispeten artırmasına rağmen, büyük şirketlerin neredeyse kılını kıpırdatmadığını söylüyor.
Hemcinsi Reding ile Brüksel’de bir araya gelen Leyen, “Avrupa çapında bir yasa çıkarıp, firmalara kadın kotası getirilmesini ciddi anlamda düşünmemiz gerekli” şeklinde konuşan Vivian Reding, bu oranın bir yıl içerisinde sadece Almanya’da değil bütün Avrupa’da değişmesi gerektiğini ifade ederek ortaya yeni bir takvim koydu. Leyen, firma yöneticilerinin bunu taahhüt etmelerinin yeterli olmadığını belirterek, “10 yıldır sözden öteye geçemedik, artık somut sayılara, olgulara ve sonuçlara ihtiyacımız var” diyor.
“Zoraki kadın kotası” olarak nitelendirilen uygulamaya AB üyesi ülke şirketleri şimdiden hazırlansalar iyi olacak.