“Fransız İslam’ı” yasa tasarısı Fransa Meclisi’nde

*PARİS -Fransa’da Fransız İslam’ı olarak bilinen “İslamcı Ayrılıkçılık ve radikal İslam ile mücadele amacıyla hazırlanan “Cumhuriyet İlkelerine Saygıyı Güçlendirme Yasası”, Meclis özel komisyonunda kabul edildi

Yasa tasarısı, 1 Şubat’tan itibaren Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek. Ana muhalefet partisi Cumhuriyetçiler (LR), türban tartışmasını ve “üniversitelerde türban yasağı getirilmesine ilişkin” komisyonda reddedilen değişiklik önergesini de Genel Kurul’da yeniden gündeme getirmeye hazırlanıyor.

Voanews’ten Arzu Çakır’ın haberine göre Fransa Ulusal Meclisi’nde oluşturulan 72 üyeli özel Komisyon, “Fransız Cumhuriyet İlkelerine Saygıyı Güçlendirme Yasası” görüşmelerini Cumartesi günü tamamladı. Komisyondaki çalışmalar boyunca, 51 maddelik tasarı üzerinde verilen bini aşkın değişiklik önergesinden 169’u kabul edildi.

Yasada getirilen ilk ve en belirgin yenilik, kamu görevlilerinin tarafsızlığı ve dini görüşlerini gösteren semboller taşımaması hükmünün genişletilmesi oldu. Komisyonda, “tarafsızlık ve laiklik yükümlülüğünün bundan böyle kamu hizmeti görevindeki herkese yükleneceği” ifadesini içeren bir muhalefet önergesi kabul edildi.

Merkez sağ parti Cumhuriyetçiler’in Milletvekili Xavier Breton’un sunduğu değişiklik önergesiyle, “Kamu görevlilerinin siyasi veya dini fikirlerini ifade etmekten kaçınmaları zorunluluğu” ifadesi de tasarıya eklendi.

Komisyon raportörü ve iktidar partisiCumhuriyete Yürüyüş (LREM) Milletvekili Florent Boudie’nin, öğretmenler ve memurlara laiklik formasyonunu zorunlu hale getiren değişiklik önergesi de kabul edildi.

ÜNİVERSİTELERDE TÜRBAN

Bir hafta süren özel komisyon çalışmaları, sık sık türban tartışmalarına sahne oldu. LREM Milletvekili François Cormier-Bouligeon, “yalnızca kamu çalışanlarına değil, başta okul faaliyetlerine baş örtüleri ile refakat eden anneler olmak üzere, ara sıra kamu hizmetine katılanlara da tarafsızlık zorunluluğu getirilmesini içeren bir önerge verdi. Hükümetten destek alamayan önerge komisyonda reddedildi.

Çok sert tartışmalara sahne olan bir başka konu da Cumhuriyetçiler (LR) milletvekillerinin önergeleriyle gündeme gelen “üniversite öğrencilerine türbanın yasaklanması” oldu. Ancak İçişleri Bakanı Gerald Darmanin ve raportör Florent Boudie’nin “önergenin ciddi bölünme yaratacağı” tavsiyesi üzerine, önerge komisyonda reddedildi. Muhalefet konuyu Genel Kurul gündemine de getireceğini belirtti.

Hükümet, 1 Şubat’ta Ulusal Meclis Genel Kurulu’nda başlayacak yasa görüşmelerinin bir grup iktidar milletvekili ile sağ muhalefetçe “türban tartışmasına” çevrilerek kilitlenmesinden endişe ediyor. LR Milletvekili Annie Genevard da “Genel Kurul’da tartışma özgürlüğü var, bu konu mutlaka yeniden gündeme gelecek” diyerek hükümetin endişelerini doğruladı.

TASARIDA NELER DEĞİŞTİ?

Terörü övme: ​Tasarının 3’üncü maddesiyle, terörü övme ya da provokasyon içerikli konuşmaktan ceza alanların da “terör suçu failleri” olarak kabul edilmesi öngörülüyor. Komisyonda kabul edilen önergeyle, bu suçlardan yargılananların da “her üç ayda bir karakola rapor verme, adres değişikliği bildirimi ve yurtdışına çıkmadan önce bilgilendirme” yükümlülükleri eklendi. Ancak, İçişleri Bakanı Gerald Darmanin bu değişikliğin “anayasaya aykırılık riskinin” altını çizdi.

Kamu görevlilerine baskı ve tehdit: ​Hz. Muhammed karikatürlerini sınıfta gösterdiği için başı kesilerek öldürülen Samuel Paty cinayetinden etkilenerek hazırlanan tasarının 4’üncü maddesinde, “bir kamu hizmeti görevlisine karşı tehditleri, şiddeti veya herhangi bir yıldırma eylemini cezalandıran” yeni bir suç tanımı yapıldı. Bu suça aykırı davrananlara, 5 yıl hapis ve 75 bin Euro para cezası verilmesi hükmü getirildi. Değişiklikle, bir öğretmenin ya da bir memurun saldırıdan korunması için, “okul yönetiminin ya da üst hiyerarşisinin kendisi yerine suç duyurusunda bulunma yetkisi” tasarıya eklendi. Bu değişiklik, öğretmenlerin baskı ve saldırılar karşısında yalnız bırakıldıkları şikayetleri üzerine getirildi.

Hükümetin karşı çıkmasına rağmen komisyon, LR Milletvekili Annie Genevard’ın önerisi üzerine, öğretmenler için özel bir hüküm kabul etti. Buna göre, öğretmenlere görevini yaparken saldıran ya da işini yapmasını engelleyenlere 1 yıl hapis ve 15 bin Euro para cezası verilecek.

Ayrıca, Samuel Paty cinayetinde olduğu gibi, öğretmenin fiziksel bütünlüğüne ciddi bir zarar verme riski oluşması durumunda okul yönetimine, “bu riski sona erdirmek için acil durum önlemleri alma” yetkisi de veriliyor.

DERNEKLERE DEVLET YARDIMI

Tasarının 6’ncı maddesiyle, derneklere devlet yardımı için, “Cumhuriyet İlkelerine bağlılık sözleşmesi imzalanması” şartı getirildi. Komisyonda yine uzun tartışmalara sahne olan bu madde hakkında, milletvekilleri “sözleşme” kelimesine itiraz etse de komisyon bu ifadeyi değiştirmedi. Değişikliklerin ardından maddeye, “Dernekler, özgürlük, eşitlik, kardeşlik ilkelerine, insan onuruna, kamu düzenine ve ayrıca toplumdaki yaşamın asgari gereklilikleri ile toplumun temel sembollerine saygı göstermeyi taahhüt ederler” ifadesi yazıldı. Bu genel değerlerin içerisinde sayılan “kadın-erkek eşitliği” ilkesi, “fazla öznel” bulunduğu için komisyon görüşmesinde çıkarıldı.

BEKARET TESTİ

Tasarının en çok yankı getiren düzenlemelerinden “Bekaret testinin yasaklanması” 16’ncı madde ile düzenlendi. Bir kadına evlenmeden önce bekaret testi yapan sağlık görevlilerine 1 yıla kadar hapis, 15 bin Euro da para cezası verilmesi öngörüldü. İktidar partisi Milletvekili Laurence Gayte’nin verdiği ve hükümetin karşı çıkmasına rağmen kabul edilen önergeyle tasarıya, “Tıp mesleğinden olmayan bir kişi tarafından yapılan bekaret testi incelemesi cinsel organa girilerek yapılırsa tecavüz, girmeden yapılırsa cinsel taciz olarak nitelendirilmesi” ifadesi de girdi. Bir başka değişiklik önergesiyle de bekaret testine zorlayan ya da destek veren kişilere 1 yıl hapis ve 30 bin Euro para cezası verilmesi, bu uygulamanın reşit olmayan genç kızlara uygulanması durumunda cezanın iki katına çıkarılması, tasarı metnine eklendi.

Fransa’da uzun süre tartışılan, “internet üzerinden ölümle tehdit edilen eşcinsel genç kız Mila” olayından hareketle verilen bir başka önerge ile de “reşit olmayan kişilere karşı işlenen siber zorbalık (ölüm tehdidi ve şiddet) içeren mesajlara verilen cezaların arttırılması” sağlandı. Bu suçu işleyenlere 5 yıla kadar hapis ve 75 bin Euro para cezası verilmesi öngörüldü.

İktidar milletvekillerinin talep ettiği bir başka değişiklikle, siber zorbalık suçunun ırkçı veya ayrımcı bir şekilde bir devlet memuru tarafından işlenmesi, “örnek olma sorumluluğu nedeniyle ağırlaştırıcı durum” kabul edildi. Bu değişiklik, Kasım ayında Paris’te tutuklanan müzik yapımcısı Michel Zecler’in polis memurlarınca ırkçı hakaretler eşliğinde dövülmesi olayından hareketle hazırlandı.

KURAN KURSLARI

21’inci maddesiyle, çocukların evlerde eğitim almasının önüne geçebilmek için zorunlu eğitim 3 yaşa indirildi ve ana okulları da zorunlu eğitim kapsamına alındı. Evde eğitimin kapsamı olabildiğince daraltıldı. Ancak bu maddeye kiliseden de sert tepkiler gelmesi üzerine Cumhuriyetçiler, “bu kısıtlama ile temel bir özgürlüğün ihlal edildiğini” belirterek tasarı maddesini eleştirdi.

Eleştiriler üzerine, “çocuktan sorumlu olanların siyasi, felsefi veya dini inançlarından kaynaklanan nedenlerle evde eğitime izin verilmeyeceği” ifadesi, “çocuğun yüksek yararı dışındaki nedenlerle” şeklinde değiştirildi. Çocuklarını evde eğitecek ailelerin bunu yapabileceğini kanıtlaması, her çocuğun bir okul ile bağlantılı olarak evde öğrenim görmesi ve bunun takibini kolaylaştırmak için de her çocuktan bir müfettişin sorumlu olması esası getirildi.

22 ve 23’üncü maddelerle de yasalara uygun olmadığı belirlenen Kuran kursu ya da özel dini okullar gibi, sözleşme dışı özel eğitim kurumlarının kapısına kilit vurulması öngörülüyor. Bir grup milletvekili tasarıya, “bu okulların açılmadan önce de izne tabi tutulması” yönünde bir ifadenin eklenmesini istedi. Hükümetin karşıt görüş belirtmesine rağmen bir öğretmenin “radikal olup olmadığının anlaşılması ” amacıyla, “bu tür sözleşme dışı okullara her öğretmen alımında valiliğe bildirilmesi” şartı getiren öneri de kabul edildi.

DİNİ DERNEK YAPISI

Yasanın 26’dan 45’e kadar olan maddeleriyle, dini derneklerin, (cami dernekleri de dahil) yönetiminin 1901 Dernekler Yasası’na tabi olmaktan çıkarılıp, 1905 Laiklik Yasası’na tabi olmalarını içeren düzenlemeler getirildi. Dernek binalarının mülkiyeti, bu binaların yabancı sermaye tarafından alınması, her 5 yılda bir dini niteliklerini açıklaması, gibi yeni şartlar benimsendi.

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir