HAMDİ YILMAZ & Romanya’ya olan ihracatımız 2008 seviyesinde
Romanya’da 18 Aralık 2020 tarihli kaos yasası çöpe atılacağı son günlerine yaklaşırken, bu ülkeye Türkiye’nin 2020 yılı ihracatının 2,84 milyar dolar olduğunu daha önce yazmıştı.
Aşağıdaki zaman tüneli yazısında da görüleceği üzere 2020 salgın yılı ile 2008 kriz yılı değerleri aynı seviyelerde.
Pek çok büyük şirketin yönetim kurulu üyeliklerinde bulunan soydaş Prof. Dr. Ali Eden kaos yasası ile ilgili konuşurken AB’nin muradını Romanya’nın böyle bir yasa çıkartması olmadığını söylüyor.
Şimdiye kadar AB tarafından kevgire Gümrük Birliği Anlaşması’nın güncelleneceği söylentileri yaygınlaşırken biz nereden nereye gelindiğinin göstergesi olarak sizi zaman tünelindeki yazılarımızla baş başa bırakalım:
***
ZAMAN TÜNELİ: 21 ARALIK 2010
O’nun Başbakan olduğu ve TRT- INT ekranlarına çıkıp, “Avrupa’da yaşayan her vatandaşımız Türkiye’deki bir yakınına bin mark döviz havalesi yapsın” diye çağrıda bulunduğu yıllardı.
Düsseldorf Havaalanı’nda pasaport kontrolünden sonra uçağın kalkma saatini beklerken, bir masada oturmuş, çalışıyordum. “Evladım, Üsküp uçağı nereden kalkacak?” sorusu ile kafamı kaldırdığımda karşımda 65 yaşlarında başörtülü bir hanımefendi gördüm. Allah bilir ya, Çankırılı, Yozgatlı filan sandım. Alandaki ekranlardan uçağını bulduk. Çıkış kapısını gösterdik. O’nun da vakti vardı ve biraz lafladık.
Hanımefendi Üsküp’lüymüş, “Almanya’ya ilk geldiğimde 22 yaşında taze gelindim” dedi. Temizlik işi yaparmış, Almanya’yı o kurtaracakmış gibi çalışır, çalıştıkça terler, işi bittiğinde soluklanmadan hemen yeni bir iş verirlermiş. “Şimdi iki bacağımda platin takılı” dedi. Almanya’yı onlar ayağa kaldırdılar. Neyse. ‘Leydi Çiller’ sözünü ilk o Üsküplü hanımefendiden duydum. Daha sonra da yazılarımda kullandım.
***
Leydi Çiller, Gümrük Birliği Anlaşması’nın hazırlık sürecini çok kötü yönetti. Ne pahasına olursa olsun imzalamaktan başka bir çabası olmadı. Halen bir Avrupa ülkesinde yaşayıp da hiçbir Avrupa ülkesi vatandaşının bilmediği bulguru yiyen Türk, kilo başına bulunduğu ülkeye 35 euro sent fon ödüyor.
O günler de Leydi Çiller’in, Ayfer Yılmaz diye bir devlet bakanı vardı. Gümrük Birliği anlaşma sürecini Türkiye adına o yürüttü. Atı alan Üsküdar’ı geçtikten, Leydi Çiller’in siyasi istikbâli bittikten sonra bakanı Ayfer Hanımla Ankara’da bir toplantıda karşılaştık. “Onu niye yaptınız, bunu niye kabul ettiniz?” gibi sorularla biraz sıkıştırınca, “Taviz vermek mecburiyetindeydik” diye kestirip attı. O taviz anlayışıyla AB’ye giriş maceramız bugüne kadar geldi.
***
ZAMAN TÜNELİ: 1 EYLÜL 2009
ÜMİTLERLE OYNAMAYIN
Geçen hafta sonu Romanya Dışişleri Bakanı ile Ekonomi ve Finans bakan yardımcısı Türkiye’yi ayrı ayrı ziyaret ettiler. Eylül ayı içinde de iki Türk Bakanı, Zafer Çağlayan ve Taner Yıldız Romanya’yı ziyaret edecekler.
Türkiye, Romanya`ya 2008 yılında yaklaşık 2,7 milyar euroluk ihracat gerçekleştirdi. Türkiye bu ülkeden aynı yıl 2,4 milyar euroluk da ithalat yaptı. 2008 yılında Türkiye`nin en çok ihracat yaptığı ülkeler arasında Romanya 9’uncu sırada yer alıyor.
Türkiye için önemli bir ticaret ortağı konumunda bulunan Romanya ile olan ilişkilerimiz üzülerek belirtelim ki, AB’nin baskısı altında olduğu için doğal gelişimini sürdüremiyor.
En büyük engel Türk işadamlarının serbest dolaşım engeli.
Burada en önemli unsur ise Romanya’nın AB mevzuatına uyma zorunluluğu.
Geçenlerde gördüm, öğretmen bir Türk oğlunun Bükreş’te açtığı dükkanı bekliyordu. Sebebi de oğlu oturum işini halledemediği için Türkiye’ye dönüş mecburiyeti.
Öğretmen baba da Türkiye’ye dönmek zorundaydı, çünkü bugün tatili bitiyor. Bitmese de o teksilci değil ki, bir öğretmen. Oğlunun göze aldığı maceracılığı onun adına o nasıl sürdürsün?
Sonuç, dükkanın kapısına kilit, gitti 100 bin dolar.
İki dışişleri bakanının Ankara’da vardıkları anlaşmaya göre, karşılıklı olarak vize işlemleri kolaylaştırılacakmış.
Türkiye açısından iş kolay, zaten sınırda 10 dolar karşılığı verdiği göstermelik vizeden vazgeçer olur biter. Olmalı da. Ama, Romanya nasıl yapacak? AB buna izin verecek mi?
Romen bakan da zaten “düşüneceğim” diyor. Samimiyetinden söylüyor, inanıyoruz ki düşünecek de. AB ise Romanya’nın bulacağı her çözüme engel olacak.
Oysa, bizimkiler Romanya’da hemen havaya girmiş durumda! Boş ümit ama, ümitsiz de yaşanmıyor.
Türkiye bu işi çözmek zorunda. Türkiye, bütün enerjisini işadamının vize soruna harcasa bile alacağı karşılığı düşünürse, değer.
17 yıldır batı’da gazetecilik yapan biri olarak bütün samimiyetimle inanıyorum ki, Türkiye işadamının serbest dolaşımını sağladığının ertesi ay ihracatı en az yüzde 25 artar.
Romanya’da istenecek olan “Kraldan fazla kralcı” olmaması. Almanya’da bile bu işler Romanya’daki kadar ağır ve masraflı değil. Romanya’daki varlığı sadece gazeteciliğini sürdürmeye bağlı benim bile 4 yılda bu işe harcadığım paranın 10 bin euroyu bulduğunu, bu işlerle ilgili yaşadıklarımın şahane bir komedi kitabını dolduracağını düşünürseniz, diğerlerinin halini varın siz düşünün.