Mehmet Fuat ERGÜN & İBADETLERİNİZ GÖSTERİŞ OLMASIN
1984 Asil Nadir dönemi.
Vestel’i kuruyoruz. Yöneticiler içerisinde namaz kılan yok gibi. O dönemler ana ibadetinizi bir gören olsa hemen yobaz damgasını yiyorsun.
Mümkün olduğu kadar ibadetimi iş yerim de aksatmamaya çalışıyorum. Nerede kapalı etrafı yeni duvar örülmüş bir yer bulsam kartonumla, yerler taş da olsa ibadetimi yapıyorum.
Firma yabancı. İçlerinde aykırı tek benim diye göze batmak istemiyordum.
Daha önce iş yerim Oyak Renault’da bir mescidimiz vardı. Mümkün olduğu kadar işimizi aksatmayacak şekilde namazımızı kılmaya çalışırdık.
Tabi bu durumu suistimal eden bazı dindar görünümlü çalışanlar çıkıyordu.
Müslümanlığın tarifinde örnek olmak vardır.
Müslüman, “Yanında bulunduğun kişiye rahatsızlık vermeyen insandır.”
Zaman geçtikçe, firma yöneticilerini tanıdıkça, ibadetimi saklamaz oldum. Yavaş, yavaş öğlenleri mesai saatlerim müsait olduğunda, yemek araları hemen karşımızda bulunan Manisa OSB Cami’sine gidiyordum. Bir kişilik cemaat olmak için.
Artık öyle bir duruma geldi. Toplantıda olsak bile Genel Müdürümüz Tahsin Karan, “Haydi Fuat seni çağırıyorlar istersen gidebilirsin.” demeye başladı.
O dönem bu konuda beni en çok etkileyen bir olayla karşılaştım.
Gold Star markasıyla ilk defa Türkiye’de mikrodalga fırın üretmeye başladık.
CEMAL YURT’un bu fabrikada imalat Müdürü olarak görev aldığını duydum.
İlle benimle tanışmak istiyor.
Birkaç defa denk gelmedi işlerimizin yoğunluğundan. Neyse randevu saatimiz uydu ofisimde buluştuk.
“Fuat abi sen nasıl namaz kılıyorsun ne olur bana anlatır mısın?”
“Cemal Bey, bu nerden icapetti.” dedim. “Gold Star Genel Müdürü Feyyaz Zambakoğlu’yla iş görüşmemizde, “Sizi sonradan üzmesin ben beş vakit namaz kılarım efendim. Engel olmazsanız işi kabul ederim.” dedim.
Feyyaz beyin cevabı. “Fuat Bey gibi namaz kıl başımızın üzerinde yerin var”.
“İşte bundan sizden öğrenmek istedim. Siz nasıl namaz kılıyorsunuz Fuat Bey?”
İnanamadım bu nasıl soru? Şaşırdım kaldım.
“İşini aksatmayacak şekilde hak ve hukuka saygılı oldukça kimse senin kılına dokunamaz Cemal’im” dedim.
Zaten üç beş ay sonra 32 yaşlarında Cemal kardeşimi, Turgutlu’da eşiyle barışma piknik dönüşü bir trafik kazasında kendi ellerimle toprağa verdim. Onlarca cenaze gördüm ama Cemal’im gibi, ismi gibi bir nur görmedim.
Mekânın cennet ruhun şad olsun kardeşim.
Sakın yanlış anlaşılmasın. Burada nefsimize uyarak ibadetimizi ön plana çıkarmış olmak istemedim.
Bu konuyu şundan gündeme getirdim.
Bundan sonraki yazılarımda ibadetlerin insan üzerindeki etkilerini, çağımızın yap ve yapma dediği tüm bilimsel yaptırımları ibadetlerimde gördüğüm için.
Abdest, hijyenik ve termodinamik ilmin temeli; namaz ise ergonomi, mekanik, statik, hidrolik ilmin uygulamaları olduğunu bundan sonra yazılarımda bilimsel örnekleriyle anlatmaya çalışacağım.
Hele namaz da sağ ayak baş parmak sabitlemesi var.
Orada oluşan momentumun insan üzerinde kan dervanını hızlandırdığını okuduğunuzda şaşıracaksınız.