Mehmet Fuat ERGÜN & İNSANOĞLU EVRENDEKİ DEĞERİNİ UNUTMA
Öyle kapıldık ki bu dünya yaşamına, her anımız bir başka havada geçiyor.
İnsanlığımızı, yaratılış sebebimizi nereye gittiğimizi anlamaya fırsat kalmadan bu dünya materyalleriyle dolu, yaşarken bir tırnağımıza paha biçemediğimiz vücudumuzu, ceset olarak geliştiği yere toprağa teslim ederek, özümüze bizleri ruhumdan üfleyerek yarattım diyen Yaratan’ımıza dönüyoruz.
Hem de ne dönüş.
Bizim zamanımıza göre ruh ve melekler elli bin sene yerine, Yaratan katına bir günde ulaşır diyen 1400 sene öncenin Kitabı.
Bu girişi neden yaptım. Haydi gelin biraz nerelerdeyiz, nereye gittiğimizi rakamsal önümüze koyarak düşünmeye başlayalım.
Her şeyin temeli bilim bilimin özü matematik. Matematik, Tanrı’nın bizlerin kapalı göz perdelerini açmak için önümüze serdiği iksir.
İşte bundan dedim rakamsal konuşalım diye.
Büyük bir patlamayla Kâinat yaratılıyor. O günden bugüne yaklaşık 13,8 milyar sene geçti.
Yani kainatımız 13,8 milyar yaşında.
Ya! Biz insan ömrü en fazla 100 sene.
İçinde yüz milyarlarca galaksinin, yirmi milyar kere tirilyon yıldızın, sayısız gezegenin, kuarsların, nebulaların, notron yıldızların, süper novaların, karadeliklerin, karanlık maddelerin, karanlık enerjilerin yer aldığı uçsuz bucaksız bir evren.
İçinde binlerce parçacığın durmadan hareket etiği ve maddenin temelini oluşturan bir cm’nin yüz milyonda biri büyüklüğündeki atom ve canlı yaşamın en temel birimi olan içine sonsuz sayıda bilginin depolandığı DNA molekülü ile birlikte binlerce operasyonun durmadan işlediği hücre.
İŞTE ÇOĞUMUZUN DÜŞÜNEMEDİĞİ, AKLINA GETİREMEDİĞİ, YAŞAMIMIZIN İÇİNDE BULUNDUĞU ORTAM.
ATOMU BİLMEDEN, EVRENİ VE CANLI YAŞAMI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Peki atom ne? 1 cm’nin yüz milyonda biri, atomun çekirdeği ise 1 cm’nin on tirilyonda biridir.
Kabaca atomu tariflersek; ortasında çekirdeği olan etrafında elektronları dönen en küçük yapı taşı.
Atom etrafında dönen elektronların çizdiği yörüngenin çapı, atom çekirdeğinin çapından yüz bin defa daha büyüktür.
Bir elektronun çapı ise,1 cm’nin bir tirilyon da birinin on binde biridir.
ŞİMDİ AKIL GİTTİ DEĞİL Mİ?
Daha atomdayız.
Atom çekirdeği 30 cm. büyüklüğünde bir top şeklinde olursa, etrafında dönen elektron bir toplu iğne başı büyüklüğüne ulaşmaz. Çekirdekle elektron arasında ki mesafe 15 km. Elektronların çekirdek etrafında ki dönme hızı saniyede bin kilometredir.
NEDEN ATOMU BİLMEDEN EVRENİ VE CANLI YAŞAMI ANLAMAK MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Dediğimi şimdi anlatabildim mi?
Dünyanın en gelişmiş teleskoplarıyla evrenin gözlenebilen en uzak mesafesi 10 rakamının yanına 27 sıfır koymak kadar metre uzaktır.
Güneşi bir portakal büyüklüğünde düşünürsek, dünya onun 12m. uzağında bir toplu iğne başı kadardır.
CANLILARIN TEMEL UNSURU OLAN HÜCRE SIVISI, OKYANUS SULARIYLA AYNI ÖZELLİĞE SAHİPTİR.
Beyin doymak bilmeyen bir enerji tüketicisidir. Kan yoluyla devamlı oksijen ve glikoz emer.
Beyin bir insan vücut ağırlığının %2 sine sahip olmasına rağmen vücut oksijeninin yüzde 20’sini kullanır.
Bu miktar hem gece ve de hem gündüz tüketilir. Gece rüyaların görüldüğü zamanlarda sarfiyat daha fazla artar.
Beynin ihtiyacı olan oksijeni sağlayabilmek için, kalp toplam vücut kanımızın beşte birini beyne gönderir.
Evren bir taraftan insan boyunun tirilyon defa, milyar defa milyar katı büyükken, diğer taraftan insan boyu da evrenin tirilyon defa, milyar defa, milyar defa küçüğüdür.
Bütün bu dengelere sahip, bir büyük patlamayla ortaya çıkan evren, üstün zekâ düzeyine sahip bir insanoğlu neslinin yaşaması için mi yaratıldı? Eğer bu doğru ise, neden evren insanoğlu için bu kadar anlayışlı davrandı?
Bu durum ya akıl almaz tesadüfün eseridir. Ya da her şeyin altında derin bir neden bulunmaktadır. Eğer bir neden bulunuyorsa, bu taktirde EVREN’DE ÇOK ÖZEL BİR YERİMİZ VAR DEMEKTİR.