HAMDİ YILMAZ & Efsane Romen sendikacı anlatıyor- 1

“DİKTATÖR ÇAVUŞESKU’YU REHİN ALDIM”

Romanya’nın Güney Batı’sında yine madenci sesleri yükselmeye başladı. Güney Batı ve madenciler Romanya’da genelde değişimin müjdecisi pardon habercisi olarak bilinir.

Yoğunluktan dolayı değinemediğimiz madenci haberleri eksikliğimizi Eylül 2014’de gerçekleştirdiğimiz bir röportajla telafi etmeye çalışacağım. Ne demiş atalar geçmişten ders almayanlar yarını değerlendiremezler, daha doğrusu kurtaramazlar.

İşte 16 Eylül 2014’de başlayan dizinin ilk bölümü:

Efsane Romen sendikacı anlatıyor- 1

“DİKTATÖR ÇAVUŞESKU’YU REHİN ALDIM”

Bundan çeyrek yüzyıl öncesinin iki kutuplu dünyasında ‘Sendikacılık’ önemli ve saygınlığı yüksek olan bir işti. Her ne kadar ‘Sarı sendikacılık’ gibi sendikacılığın yüz karası bir tabir varsa da Kapitalizmin korkulu rüyalarından biri sendikalardı.

Sendikalar, köken itibari ile Marksizmin memesinden süt emerek palazlanmışlar, ülkelerin Sovyet Blokuna düşmelerinde önemli rol oynamışlarsa da Komünizm karşıtı hareketler de sendikalardan ve sendikacılıktan olabildiğince yararlanmışlardır.

Komünizm öz itibarı ile ‘işçi sınıfına’ daha doğrusu sendikalara dayanmalıydı. İşçiler sendikalarda bilinçlendirilebilirdi.

Ne var ki, Komünizm iç çatışmaları da sendikalar vasıtası ile yaşıyordu. Bu çatışmalarda olay tersine dönüp, işçi sınıfı komünizmden nefret eder hale de gelebiliyordu.

Mesela Sovyetler Birliği’nde Troçki tarafından yönetilen Zektran (Demiryolu ve Denizcilik İşçileri Birleşik Sendikası) uygulamaları bunun tipik örneğini teşkil eder.

“Troçki, Zektran’ı yöneterek ve Zektran aracılığıyla öteki sendikalara etki yaparak, sendikaların canlanmasını ve yenilenmesini, sanayinin yeniden kurulması çalışmasına işçilerin çekilmesini sağlamak istiyordu. Ama gerçekte ne oldu? Sendikalar içindeki komünistlerin çoğunluğuyla çatışma, sendikaların çoğunluğunun Zektran ile çatışması, Zektran’ın fiilen bölünmesi, sendikal olarak örgütlü işçilerin ‘alt kesimleri’nin Komünistlere öfke duyması” vs.

Ki çoğu ülkelerde Komünizmin yıkılışı gelişi gibi sendikalar eliyle olmuştur. Örneğin, Polonya, ‘Demir Perde’yi Dayanışma Sendikası Başkanı Leh Walesa gibi ünlü bir sendika lideri ile parçalamıştır.

Ve Demirperde’nin yıkım yıllarında yani “Mart 1989-1990 arasında ICFTU raporlarına göre 250 sendikalı öldürülmüş, bu dönemde 13.000 sendikacı tutuklanmıştır”

En gözü kara sendikacıların ise maden işçileri arasında çıktığı bilinir. Çünkü, kapitalist veya komünist rejimlerin acımasızlığının en ağır bedelini en çok madenciler ödemiştir. Bugün Türkiye’de dahi madenci sendikacı Şemzi Denizer unutulmamıştır.

İşte bu dizi yazıda Romanya’nın 1990’lı yıllardaki efsane sendikacısı Miron Cosma ile yapılan röportajımıza yer vereceğiz.

MIRON COZMA’NIN İLK TUTUKLANMASI

25 Ağustos 1954 yılında Bihor vilayetine bağlı Derne’de dünyaya gelen Miron Cozma, adını tarihe maden bölgesi Jiu Vadisi’nin efsanevi sendika lideri olarak yazdırdı.

1970’li yıllarında üniversiteyi Maden Mühendisi olarak bitiren Miron Cozma, ilk defa ‘Anti Komünist’ olduğu gerekçesi ile kısa süreli tutuklandı ve kendisine gözdağı verilerek serbest bırakıldı.

Jiu Vadisi’nde madenci olarak çalışma hayatına başladı. Kısa sürede işçiler arasında sevilen ve sözünden çıkılmaz bir lider haline geldi.

KOMÜNİZME İLK BAŞKALDIRI

Romanya’da 1977 yılı Mart ayında meydana gelen depremden sonra hayat şartları oldukça ağırlaşmış, çalışma şartları madenciler için dayanılmaz boyutlara ulaşmıştır. Nihayet madenciler dayanamaz ve 1929 grevlerinin başladığı Jiu Vadisi’nde 1 Ağustos günü greve başlarlar.

Aynı gün yani 1 Ağustos 1977 tarihinde Romanya diktatörü Nikolay Çavuşescu’nun kız kardeşinin kocası da olan Komünist Parti Genel Sekreteri Ilie Verdet maden bölgesi Lupeni Valea Jiuliu’ya gelmişti. O zaman madenciler sendikasının başkanı Constantin Dobrea’ydı.

Madencilerin çalışma şartları oldukça ağır ve uzun süreliydi. 6 saat çalışmak ve çalışma şartlarının iyileşmesini istiyorlardı.

Taleplerini yerine getirmeyen Komünist Parti Genel Sekreteri yani Çavuşesku’nun eniştesinin grevcileri yatıştıramaması üzerine gergin saatler başlamıştı.

Madenciler aynı bölgede 1929 yılındaki greve dolaylı olarak atıfta bulunan sloganlar atıyor ve daha iyi şartlarda çalışmak istediklerini, Pazar günü çalışmak istemediklerini söylüyorlardı.

YARIN

Çavuşesku Jiu Vadisi’nde

Romanya’da karanlıkta kalan tarihin yakın sayfalarından biri olan 1 Ağustos 1977 Jiu Vadisi madenci grevi, aslında 1989 ayaklanmasının başlangıcıydı. Ne var ki, Romanya Komünist Partisi Genel Sekreteri Ilie Verdet’in istikbalinin de başlangıcıydı. Verdet grevden 4 yıl sonra Londra’da Margaret Teatcher tarafından Çavuşesku’nun beraberinde başbakan olarak ağırlanıyordu

Jiu Vadisinin kömür gibi bahtı kara insanları o gün başlattıkları grevle bir devrin kapılarını sona doğru açtıklarının farkında bile değillerdi

Romanya yakın tarihinin unutulmaz isimlerinden Miron Cozma, fırtınalı yılları Hamdi Yılmaz’a anlatıyor

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir