Türkiye ve Kazakistan ortaklığında “Alparslan” dizisi çekilecek

*Kazakistan ve Türkiye ortak yapımı, Selçuklu hükümdarı AlparslDizian’ın hayatını konu alan tarih dizisi ekranlara gelecek. Kazakistan medyasına yansıyan haberlere göre, iki ülkenin önde gelen televizyon kanalları, 6 bölüm sürecek dizi için çalışmalara başladı

Büyük Selçuklu Devleti’nin ikinci sultanı, büyük Türk hükümdarı Alparslan’ın hayatı, televizyon ekranlarına gelecek. Kazakistan merkezli medya servisi Astana Times‘ta yer alan haberde, projenin Türkiye’den TRT ile bir Kazakistan televizyon kanalı tarafından hayata geçirileceği bildirildi.

Konuya ilişkin Kazakistan medyasına açıklamalarda bulunan projenin yapımcısı Emre Konuk, film stüdyosunun yaklaşık 50 hektarlık bir alanı kaplayacağını kaydetti. Türklerin Anadolu’yu yurt edinmesi için büyük bir mücadele veren Selçuklu hükümdarı Sultan Alparslan’ın hayatı altı bölüm halinde beyazperdeye aktarılacak.

TÜRKLERE ANADOLU’YU YURT EDİNDİREN BÜYÜK HÜKÜMDAR:

SULTAN ALPARSLAN

Malazgirt Savaşı’yla Anadolu’nun kapılarını Türklere açan Sultan Alp Arslan uğradığı bir suikast sonucu öldürülmüştür.

Çağrı Bey’in oğlu olan Alp Arslan, 20 Ocak 1029 tarihinde doğdu. Amcası Tuğrul Bey’in yerine Selçuklu Devleti’nin ikinci hükümdarı olarak 27 Nisan 1064’te tahta geçmiştir.  Alp Arslan henüz küçük yaştayken babası Çağrı Bey’in hastalanması üzerine devletin yönetimini ele alarak Gazneli saldırılarını durdurmuştur. Karahanlılara ve Gaznelilere karşı elde ettiği başarılar kendisine büyük bir itibar kazandırdı.

1059 yılında babası Çağrı Bey’in ölümü üzerine Horasan Meliki oldu. Alp Arslan amcası Tuğrul Bey arkasında evlat bırakmadan ölünce onun vasiyeti üzerine tahta çıkarılan Süleyman’ın hükümdarlığın kabul etmeyerek onunla mücadeleye girişmiştir.

Alp Arslan’ın Rey şehrine girmesi üzerine İsfahan’a kadar ilerlemiş olan Kirman Meliki Kavurd kendi topraklarına dönerek Alp Arslan adına hutbe okuttu. Alp Arslan’ın Rey’de tahta çıkıp adına hutbe okutmasından ve sikke bastırmasından sonra saltanatı Abbasi Halifesi Kaim Biemrillah tarafından törenle tasdik edildi.

Alp Arslan hükümdarlığı boyunca devletin batı yönüne doğru ilerlemesine önem vermiştir. Bunun başlıca nedeni babası Çağrı Bey’in Bizans topraklarına yaptığı akınlar sırasında keşfedilen Doğu Anadolu yaylalarının Türkmenler için en uygun yerleşim yeri olarak görülmesiydi. 

Alp Arslan çocukları arasında en çok sevdiği Melikşah ile veziri Nizamülmülk’le birlikte Rey şehrinden Azerbaycan’a doğru hareket etti.

Yol boyunca çeşitli fetihler gerçekleştirdi. Doğu Anadolu’da Bizanslıların elinde bulunan bölgenin en korunaklı kenti Ani’yi kuşattı. 16 Ağustos 1064 tarihinde şehir Selçukluların eline geçti. Alp Arslan, Kirman Meliki Kavurd, isyankar tutum takınınca harekatını yarım bırakarak Rey şehrine döndü.

Daha sonra Hemedan’a geçti. Kavurd’un af dilemesinin ardından Alp Arslan Merv’e giderek kışı burada geçirdi.

1061 yılında Kirman Meliki Kavurd yeniden isyan etti. Bunun üzerine Alp Arslan Kafkasya üzerine sefere çıktı. Amacı bütün Azerbaycan’ı bir daha huzursuzluk çıkarmayacak şekilde Selçuklulara bağlamaktı.

Bu dönemde Türklerin Anadolu’daki ilerleyişi sürüyordu. Türk akınlarının Bizans İmparatorluğu için bir tehdit olduğunu gören Bizanslılar 1068 yılında tahta geçen Romanos Diogenes’i bir kurtarıcı olarak görüyorlardı. Bu sırada Alp Arslan Şam üzerine yürümeyi planlarken bir Bizans elçisi gelerek imparatorun Malazgirt ve Ahlat’a karşılık Menbiç’i Selçuklular’a bırakmak istediği söyledi. Alp Arslan elçiye olumsuz yanıt vererek geri gönderdi. Daha sonra Diogenes’in büyük bir ordu ile Anadolu’ya hareket ettiği haberini aldı.

Bunun üzerine ordusunun bir kısmını Şam’ı fethetmek üzere Suriye’de bırakarak 6 Nisan 1071 tarihinde Musul’a doğru hareket etti. Romanos Diogenes’in 200.000 kişilik ordusuna karşı Selçukluların 50.000 kişilik ordusu bulunuyordu. İki ordu 26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt Ovası’nda karşılaştı. Yapılan savaşta Selçuklular büyük bir zafer elde etti.

Selçuklu ordusu bu savaşı moral yüksekliği ve taktik üstünlüğü sayesinde kazandı.

Bizans kuvvetleri aralarında dil, din, ortak amaç gibi birleştirici öğeleri bulunmayan ve daha önce birbirleriyle sürekli savaşan Frank-Norman, Bulgar, İslav, Peçenek (Kuman), Uz (Oğuz), Gürcü, Ermeni topluluklarından derlenmişti.

Ayrıca Bizans ordusunun çoğu paralı askerdi. Selçuklu ordusunda sadece Müslüman Türkler ile Kürtler bulunuyordu ve bu askerler para için savaşmıyordu. Bunun yanında Bizans komutanları arasında çeşitli görüş ayrılıkları ve kişisel çıkarlar vardı.

Bizans ordusunun kütle savaşı yapan, manevra yeteneğinden yoksun, ağır donanımlı birliklerine karşı Türk kuvvetlerinin bütünüyle hafif donanımlı, manevra kabiliyeti yüksek süvari birliklerinden oluşması savaşın belirleyici etkeni olmuştur.

Sayıca üstün olmalarına rağmen Bizanslıların yenilmelerinde rol oynayan en önemli etken ise Alp Arslan’ın uyguladığı savaş planıydı. Malazgirt Savaşı’nda hilal taktiği uygulanmıştır. Bizans askerlerinin hızlı manevra yapamamaları yenilmelerine yol açmıştır. Alp Arslan kendisine esir düşen Bizans İmparatoru’na misafir gibi davranmıştır.

İki hükümdar arasında dostluk kurulmuş ve barış anlaşması imzalanmıştır. Ancak Romanos Diogenes’in tahtan indirilerek gözlerine mil çekilip öldürülmesi üzerine bu anlaşmanın hükümleri yerine getirilememiştir.

Sultan Alp Arslan daha sonra 200.000 kişilik ordusuyla Karahanlıların üzerine Türkistan’a sefere çıktı. Önemli bir direnişle karşılaşmadan Karahanlıların topraklarında ilerlerken bir süre kuşatmaya direndikten sonra teslim olan Barzam Kalesi komutanı Yusuf Harizmi (Barzemi) tarafından çizmesine sakladığı küçük bir hançerle vurularak ağır şekilde yaralandı. Sultan Alp Arslan dört gün sonra 24 Kasım 1072 tarihinde vefat etti. (QHA)

0 Paylaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir